Özellikle son dönemlerimizin en büyük sorunlarından biri olan konu hakkında biraz da olsa sohbet etmek gerektiğini düşünüyoruz. Ele almak, sohbet etmek gereklidir, çünkü iki şekilde bunu aşmamız mümkündür. İki hedefimiz bulunmaktadır. Birincisi, bu anlayışı devrimci mücadele saflarında hakim kılmaya çalışan “devrimciler” ve ikincisi ise düşmanımızın “devrimciliği” kendi şekillendirdiği kaba sığdırma çabasıyla yürüttüğü psikolojik savaşın sonucu olarak tasfiye saldırıları. Her iki şekli de mücadeleyi tasfiye amaçlıdır. Peki tam olarak nedir bu anlayış?
Başlıktan da anlaşılacağı üzere devrimciliğe kendini adanmışlıktan uzak, günübirlik, gelip-geçer yaklaşma, sosyal yaşam alanı olarak görme, keyfiyet ve konfor yaratmak amaçlı kullanma, çevre edinmek amaçlı ilişkilenme, zora gelince kaçmak gibi küçük burjuva ideolojisine hizmet eden hastalıklar… Nitekim böylesine bir “devrimcilik” düşmanında işine geldiği için o da bunun sürdürülebilirliğini sağlamak amaçlı çeşitli yöntemlerle bunu örgütlemektedir, beslemektedir ve örgütlenmesine zemin sunmakta, izin vermektedir.
Bu sorun ve yaşam tarzı veya böylesine bir mücadele sadece bugüne ait olmayan bir konu olup dünya devrim tarihi ve mücadelesi açısından hep varoldu ve olacaktır. Yani sınıflar mücadelesi var oldukça, burjuvazi ve ideolojisi yaşam buldukça bu hastalıklarını yeni sürümleriyle devrim saflarına, içimize sokmaya devam edecektir. Kansız savaşın en stratejik örnekleridir bunlar. Yarattığı bu hastalıklı yaşam ne kadar uygulanırsa paralel olarak kendini ve çevresini o derece zehirleyerek yeniden örgütlemektedir ve örgütleyecektir de…
Çin’deki devrimci mücadele tarihi ve özellikle Büyük Proleter Kültür Devriminin başlama ve devam ettirilmesine vesile olan sebepler, Büyük Ekim devriminin gerçekleşmesine kadar olan süreç ve sonrasında karşı karşıya kaldığı bu tarz saldırılar nezdinde verilen ideolojik ve örgütsel mücadeleler bizlere ciddi deneyimler sunmaktadır. Aynı şekilde 68 gençlik hareketi ve 71 devrimci çıkışı, küçük-burjuva devrimciliğine karşı Kaypakkaya yoldaş şahsında Partimizin küçük-burjuva anlayış ve ideolojilerine vurduğu komünist neşter ve bugünlere ulaşmasında kanla yazılan tarihe harç olan Komünist adanmışlığın ölümsüz neferleri bizlere bunun yol ve yöntemlerini sunmuştur.
MLM ideoloji her türlü tasfiye saldırılarının amansız düşmanıdır. MLM ideoloji ile donanmış devrimci-komünist kişilik tarihte olduğu gibi bugünde bu hastalıklarla mücadele etmenin en stratejik silahıdır. MLM ideoloji bu konuda kendini ispatlamış ve pratiğini gerçekleştirmiş tek hakikattır. Bundandır ki, çözümün tek anahtarı ideolojik donanımdır, niteliktir ve netliktir. Bu netlik ve donanımın sürekliliği ne kadar sağlanırsa o oranda fedakar, cesur, adanmış birey yaratılmış olacaktır.
Bu noktada kendisini devrim mücadelesine adamış, gelecek nesillere aktarılması için kitaplara konu olmuş bazı yaşamları okumak, deneyimlemek ve dersler çıkarmak bizlerin görevidir. Sırf sorulduğunda okudum yanıtını vermek ya da bilgi üstünlüğü sağlamak adına okuma yapmak bizim işimiz değildir. Biz okuduklarımızın uygulanabilir olanlarını an’da uygulamalı, onu yoldaşlarımıza ve kitlelere aktarmalıyız. Bu yapıldığı oranda okunan bizim için değerlidir. Buradan hareketle öncü, önder bir Bolşevik olan ve yaşamını tamamıyla partisine ve kitlelere adamış Yakov Mihayloviç Sverdlov yoldaşı sohbetimizin öznesi yapmayı uygun gördük. Onun yaşam ve mücadelesi bugün militan pratiğin yaşadığı sorunları-tıkanıklığı aşmada bize önemli perspektifler sunacaktır.
Örgüt, Parti, Militan, Öncü, Önder, Yoldaşlık; Yakov Mihayloviç Sverdlov
Lenin yoldaş, Sverdlov ölümsüzleştiğinde şöyle diyordu; “Yakov Mihayloviç Sverdlov” diyordu “belleğimizde kalacaktır; sadece bir devrimcinin davasına sadakatinin sembolü olarak değil, sadece soğukkanlılığın, pratik yetenekliliğin, yığınlarla kurulan mükemmel bağların ve onları yönetmenin örneği olarak değil, onun anısı bize, giderek daha büyük proleter yığınlarının bu örnekleri takip ederek, sürekli, komünist dünya devriminin sonal zaferine doğru ilerlemeleri için de teminat olacaktır.”
Sverdlov yoldaş kıt-kanaat geçinen fakat bağların sıkı olduğu bir ailede dünyaya gelir. Geçim sıkıntısı ve yoksulluk ailenin sevgi ve saygısından hiçbirşey kaybettirmez, yaşamın sürdürülmesi için küçükten büyüğe ailenin tüm fertleri sorumlu hareket eder. Ekonomik zorluklar yaşasa da aile, çocuklarının okuması yönünde tüm çabalarını harcarlar. Sverdlov yoldaş daha okula başlamadan kendi çabasıyla okumayı neredeyse öğrenir ve ilgisi tamamen politik kitaplara yönelir. Sadece okuma ile sınırlı kalmaz, aksine sorgulama yönünü keşfeder. Lise yıllarına geldiğinde ise burjuva eğitimin gereksizliği üzerine bilinci oluşur. Aynı zamanda okul öğretmenleriyle eğitimdeki eşitsizlikler üzerine sorgulamalar yapar. Gittikçe daha çok devrimci politik yazarlara ve yapıtlarına yönelir. Çarlık Rusya’sına karşı gelişmekte olan devrimci hareketin çözümlemeleri ilgisini çeker ve bunları illegal şekilde temin eder ve okur. Aynı zamanda başkalarınca da okunmasına ve dağıtılmasına da vesile olur. Daha o dönemlerde örgütlenme ve bilginin aktarımı noktasında ileri derecede bilinç sahibidir. İllegal mücadelenin gerekliliği olan silahlanma ilkesini ve düşman bilincindeki netliği henüz onbeş yaşlarında kavrayan Sverdlov, silah temin eder ve ihtiyaç olması halinde temin edebileceği şekilde gizler. Zamanla kendisini mücadelenin içerisinde aktif olarak bulur. Bulunduğu şehrin önde gelen Bolşevikleri-devrimcileri arasına girer. Kah politik tartışmalarda kah işçi eylemlerinde kah bildiri dağıtımında yer alır. İllegal mücadelenin en önemli şartlarından olan eski bağlarla ilişkilerin koparılması noktasında tamamen mücadelenin ihtiyaçlarına göre yaklaşır ve aile ile ilişkisini koparır…Profesyonel devrimciliğe geçmiştir artık.
Sverdlov yoldaş, daha önceleri kendi araştırmaları ve çevreden yapmış olduğu gözlemler üzerinden harekete katkıları oluyorken, artık Parti ihtiyaçları üzerinden hareket etmeye başlar. Bulunduğu şehrin komitesinde görev alır ve kısa sürede örgütçü kimliği ve örgütlenme yeteneği ile göze çarpar. Lenin yoldaş ve şahsında partinin talimatları Sverdlov’da tamamen hayat bulur. Okuduğu makalelerden tutalım bildirilere kadar anlatılanları muhteşem kavrama yeteneği ile pratiğe uygun, özünden kopmadan formüle eder ve anında harekete geçirir. Parti talimat vermişse dolayısıyla devrimin ihtiyaçları temelindedir ve uygulanması gerekir der. O benmerkezci, bölgeci ve sakat ilişkilere tamamen karşı duruşun bir sembolüdür. Parti’nin bölge fark etmeksizin nerede bir ihtiyacı varsa teorik ve pratik anlamda hemen elinden gelen tüm enerjisiyle katılım gösterir.
Sverdlov yoldaş henüz 18-19 yaşlarında birçok şehri kapsayan bölge sorumlulukları yürütür. Aynı zamanda düşmanın sıkı takibi altındadır. Düşman Parti adıyla Andrey’i bilir ama kimdir, nedir bu soruların cevaplarına hakim değildir. Sverdlov yoldaş sıkı takip altında örgütsel işleri, kitle faaliyetlerini aksatmadan ve en üst düzeyde gerçekleştirir. Faaliyet alanı ne kadar daralsa da o bir yöntem ustasıdır. Hiçbir zaman ezberlenmiş faaliyet çerçevesinde uzun süre kalmaz. Kılıktan tutalım da yaşadığı yere, kurye değişimine kadar illegal yaşamın kurallarını ilkesel olarak ele alır.
Bir yandan örgütsel işleyişin tamamen Bolşevikleşmesi diğer yandan kitle faaliyetleri derken denetim arttıkça düşmana esir düşer. Hapishane yılları, sürgünler başlamış olur. Aralarda firar eylemleri ve resmi çıkışların dışında on beş yıllık bu süreç başlamış olur. Düşman, sürgünleri Rusya’nın en ücra köşelerine dahi yapmış olsa da Sverdlov yoldaş pes etmez ve firar eylemleri üzerine örgütlenmelere girişir. Bunları aynı zamanda bir fırsat olarak değerlendirir ve materyal temin etme süreçlerini tamamladıktan sonra kendi gelişimine hız verir. Bu arada bazı tarihsel değerde teorik çalışmalarına da başlamıştır. Sverdlov yoldaş sürgünde nitelik anlamda ciddi yol kat eder. Aynı zamanda sürgün gittiği tüm bölgelerde de örgütlenmeler yapar. O partiden ve yoldaşlarından uzak kalmanın tüm zorluklarını ve özlemlerini en derin şekilde yaşar. Fakat bunları mücadelenin ertelenmesi veya görevlerin yapılmaması yönünde bir gerekçe haline getirmez.
Sverdlov yoldaşta sürgünler ve hapishane yıllarında önemli hastalıklar baş gösterir, ciddi rahatsızlıklarla mücadele eder. Fakat enerjisi her zaman doruktadır. O yoldaşlarına, partiye, kitlelere ulaşacağı günün özlemi ve hasreti ile adeta kendisini tedavi eder. Eline ulaşan bölük pörçük notlar, telgraflar veya makaleler onun yaşama, partiye ve yoldaşlarına her defasında daha kuvvetli bir şekilde bağlanmasına vesile olur.
Sverdlov yoldaş, eğlenmeyi ve eğlendirmeyi bilen, enerjisiyle örnek alınması gereken bir önderdir. O yetenekleri sınırlı olmasına rağmen bunu kendine dert etmez ve toplamın moral seviyesini yükseltmek için en girişken şekilde etkinliklere, eğlencelere katılım sağlar. Kah kötü sese rağmen şarkı söylerken kah bilinmeyen figürlere rağmen sahnede tek başına dans ederken onu görmek mümkündür. O kitlelerin ve yoldaşlarının nabzını iyi yoklayabilen, olaylara mekanik yaklaşmayan moral-motivasyona önem veren bir öncüdür.
18’li yaşlarla birlikte aldığı görevler neticesinde elinde maddi imkanlar olmasına rağmen o hiçbir zaman lüks yaşamamıştır. Aynı zamanda yoldaşlarının ihtiyaçları noktasında da imkanları seferber etmeyi de bilmiştir. Kendine karşı acımasız olan Sverdlov yoldaş, yoldaşlarına karşı ise bu konuda gayet sorumlu kişiliği ile ön plana çıkar. Halkın, partinin imkanlarını har vurup harman savuranlara karşı da ideolojik mücadeleyi bir an olsun arka plana itmemiştir.
Sverdlov yoldaş gittiği her bölgede kitlelerde derin izler bırakmıştır. Çok sevilen ve saygı duyulan, dikkatle dinlenen ve söyledikleri uygulanan bir devrimci olmayı başarmıştır. Çünkü o sade yaşamıyla, sade ve anlaşılır diliyle, kendini kitleden üstün görmeyen devrimci tarzıyla, sorunlara karşı sorumlu yaklaşımı ve fedakar kişiliği ile mücadele yürütmüştür. Her gittiği bölgede binler onun güvenliğini sağlama sorumluluğunu üstlenmiş, her görev yeri değişiminde binler yolcu etmiş ve en önemlisi bulunduğu alanda niceliksel ve niteliksel ciddi sıçrayışlar yaratmıştır.
Sverdlov yoldaş Parti içinde ve dışında devrimi ve partiyi geriye çekmeye çalışan sağ ve sol akımlara karşı amansız ideolojik mücadele yürütmeyi bir an olsun aksatmaz. Ve bunu yaparken parti tüzüğü, programı temelinde yapmaya özen gösterir.
O’nun için zaman kavramı yoktur. O, üstlendiği görevleri ve aldığı talimatları en hızlı ve sağlıklı şekilde yerine getirmek için gece-gündüz çalışmayı büyük bir hırsla ve istekle yapar. 24 saat devrimcilik kavramını Sverdlov yoldaşta deneyimlemek ve öğrenmek mümkündür. Onda sosyal yaşam denilen aralık yoldaşlarıdır, kitlelerdir. Ya vakti olduğunda ya da vakti yarattığında soluğu yoldaşlarının yanında alır ve onların örgütsel ve yaşamsal sorunlarının çözümüne yönelir. Tüm Rusya’yı yönetme temsiliyeti yürütürken o içerlemeden, üstten yaklaşmadan bir gazi ya da hasta yoldaşının yemeğinden giyim kuşamına, en ince ayrıntısına kadar düzenlenmesine önem verirdi. O bir bolşevik, o bir komünistti. Ve öyle de yaşadı..
Sonuç Olarak;
Bir ideolojik sorun olarak karşımızda duran ve bunun yaşama, faaliyetlere yansıması bugün en büyük problemlerden biri olan ve aynı zamanda düşmanın olabildiğince iyi kullandığı küçük-burjuva ideolojik anlayışlarına karşı Sverdlovca yaşamanın ve Sverdlovca mücadele etmenin önemine vurgu yapmak istedik. Bir devrimci yaşam deneyimi olarak ele aldığımız Sverdlov yoldaş gibi hem kendi tarihimizde hem de dünya devrimci hareketi tarihinde sayısızca tecrübe bulunmaktadır. Bu yaşamları günü geldiğinde anmak bir görevken esas olan ise onlar gibi yaşamak, onlar gibi mücadele etmek ve üzerine katarak mücadelemize devam etmemizdir.
Daha açık olmak gerekirse; günün belli bir kısmını, örneğin; haftanın iki gününü, “boş”ta kalan zamanı yada günün 8 saatini devrimci faaliyetlere adayıp sonrasında paydos etmek bizi sonuca ulaştırmaz. Pratik faaliyete önem verip, ideolojik eğitim ve gelişime kapalı olmak bizi ileriye taşımaz. Partinin yayın organları, açıklamaları, makaleleri üzerinde kafa yormayıp, kafa yormayı bir kenara bırakalım okumama pratiğine girişmek bizi ucu-bucağı olmayan kör yollara iter. Yoldaşlığı ideolojik ve örgütsel birliğin dışında tutarak adeta iş arkadaşı muamelesi yapmak bilinçli ideolojik bağlılığın ötesinde çıkar ilişkilerine hizmet etmesine vesile olur. Kitle ile bağların ve onların devrimdeki öneminin doğru kavrayamamak veya kavranmasına ön ayak olmamak bürokratik ve üstten yaklaşımı ve anlayışı hakim kılar. Aklımızın bir köşesinde burjuva hayaller diğer köşesinde devrimcilik fantezisi tamda düşmanın istediği “devrimci” modelidir.
Ve daha birçok sorun devrimci hareket ve özelde de bizler tarafından dile getirilmekte ve sadece sorunları dile getirme formülasyonu kurulmaktadır. Fakat çözüm, çözüm de özne olmaktadır. Çözüm, her şeyimizle kendimizi devrime, mücadeleye adamamızdır. Çözüm Sverdlovca ve daha niceleri gibi yaşamak, dövüşmektir.
Sverdlov’ların yerini doldurmak Lenin yoldaşın söylediği gibi çok güç olsa da imkansız olmayıp devrimci mücadelenin zaferi için zorunluluktur. Günümüzün Sverdlov’larını yaratmak için yaşamlarımıza çekilen veya çektiğimiz sınırları aşmalı daha güçlü katılım, çaba ve ısrarın taşıyıcıları olmalıyız.
Bu yazı ilk olarak Sosyalist Halk Savaşı Gazetesi’nin Ocak 2024 tarihli son sayısında yayımlanmıştır.