‘TAK!’ GİTSİN

Kobanê’de akıl dogmayı yendi. Dogma Kürt kentini işgal edecek, cihat yasalarına göre direnen ve boyun eğmeyenlerin boyunlarını kesecek, kadınları paylaşacak, artakalanları kapatacak, pazara sürüp satacaktı. Kent, İslami köleliğin kara çarşafına girmedi, onu yırttı ve savurup varoşların dışına attı.
İnsanlık, dinin tahakkümünü kabul etmiyor, Fransız devriminden bu yana, hiçbir şeyin eleştiri üstü olmadığını savunuyor. İslam ise diğer semavi dinler gibi doğuşundan bu yana kutsal değerlerin özgür yorum ve eleştiriden ari ve üstün olduğunu, dokunulmazlığını savunuyor.
Nasıl olacak şimdi? Hadi çözün. Tüm bu gelişmeler nasıl gerçekleşti? Aklın ve gözün cinnetiyle, gemlenemez güzel ve derin orospuluğuyla ve de dahası kol emeğiyle gerçekleşti. Zindanlar, cellatlar, kanaralar rağmına… Tüm bu bilimsel ve teknolojik, felsefi ve artistik hamlelerin yarattığı maddi nimetleri tepe tepe kullan, saraylar sofralar kur, angut gibi yut ama bu gelişmelerin özgürleştirdiği aklı da türbana sok, asırlar öncesinin dogmalarıyla terbiye et, uyut.
Hallacı Mansur farklı bir şey mi söyledi çek dara, bitsin. Ravendiler, Sühreverdiler, Nadajlı Sarı Abdurrahmanlar, Molla Kabızlar farklı yorumlar mı getirdi, yatır satıra, geçir urgana gitsin. Fazıl Tebriziler hurufi rüyalar mı görmeye başladı, yığ odunları cami avlusunda, yatır üzerine yak gitsin. Aleviler farklı yorum mu getiriyor, derin kaz kuyuları, kapat çürüsün.Turan Dursunlar aklını mı konuşturuyor, tek kurşuna ‘tak!’ gitsin. Aziz Nesinler Sivas’ın Müslüman Mahallesi’nde salyangoz mu satıyor, çevir pazarı yak gitsin.
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm.
Sen sağ ben selamet
Bu minval üzre insan, yirmi birinci yüzyılın aklını ve vicdanını ne kadar tırtıklar ve tepeler bilemiyorum. Çok gezdim, çok içtim, çok kaşındım, çok öksürdüm, mümkünatı, yokluğu ve uçkuru sağlam ve zaif olan çok nesneye rastladım. Zaman Gargantua’sının işeyip de sürükleye sürükleye, tarihin mezbelesine atmadığı tek bir nesneye rastlamadım.
Mesele yanılmıyorsam budur. Tabi herkes özgürdür. Beğenmeyen istediği yerde durabilir; İdo’nun it damının arka tarafı da dahil.  

Önceki İçerikCÜRET VE DAİMA CÜRET
Sonraki İçerik15 ŞUBAT KOMPLOSU VE ÇIKARILMASI GEREKEN DERSLER!