SOSYALİZMİN RENGİ KADININ KIRMIZI FULARI

Gezi ve Soma işçi katliamıyla başlayan sürecin yarattığı dalga her kesimde farklı algılandı ve farklı yankısını buldu. Kapitalist sistem toplumu  farklılıklara bölerek “ötekiler’’yarattı. Yine zenginlerle yoksullar arasında açılan uçurum, devlet kasalarını kendileri için doldurup boşaltılması, yasanın ve hukukun sermaye sahiplerine göre düzenlendiği gerçeği artık gözden kaçmıyor. İktidar partisine tepkiyle protestoya katılan her kesimden kitleye devletin uyguladığı şiddet, kitledeki öfkeyi daha da büyüttü. Oysa bileşenin çoğunluğu sisteme değil düzen partisine isyan ediyordu. Yani radikal herhangi bir talepleri yoktu ya da pratik eyleme sahip değildi.  Bunun içerisinde toplumun ‘ötekileri’ olanlar farklılıklarıyla dikkat çekti. Kadınların çocuklarıyla eylemde olması, kadınlıklarının ya da anneliklerinin burjuva medya tarafından gündemleştirilmesi, sistemin kadının yerini belirlemesidir. İsyan etmesi meşru olmayan, bilgiden ve birikimden uzak durması gereken mesleki eğitim dışındaki bilgiyi boşa zaman kaybı olarak gösteren  dolayısıyla politikadan da uzak durması gereken, mağaza gezen nesne halini alma anlayışıdır. Devlete ‘isyan’ edenleri terbiye etme merkezi olan hapishaneleri ziyaret edenlerin sayısı giderek çoğalıyor. Basit bir protesto gösterisinden ya da herhangi bir eylemde tutuklananlara kapitalizmin çıkarlarını uygulayan devletin adaleti ve hukukuyla tanışan herkes, kendisine biçilen haksız ‘cezalara’ daha bilinçli tepki verir ya da öfkesini keskinleştirir.

Panzere taş atan çocukları hapishaneye tıkan ardından ‘ terörist’ yaftasını yapıştıran adaletin sonucudur ‘çocuk’ gerillalar ya da bir protesto eylemine katıldığı için beş yıl ‘ceza’ alan, ‘adaletin’ yarattığı sonuçtur kırmızı fularlı genç kadın. Kapitalist sistemin mağduru olan kadın adaleti nerde arayacak? Düzen içi adalet arayışı çözüm olsaydı tip tip hapishanelere ihtiyaç da olmazdı. Özgürlüğüne kavuşan Deniz, ‘birey olarak kadının özgürlüğü nedir ve bu özgürlüğü nerede aramalıdır?” sorusuna toplumsal mücadelede değiştirici rol oynayıp, kendi geleceğinin öznesi olmaya aday olduğunu ilan ederek cevap verdi. Ancak kapitalist sisteme karşı sınıfların ve cinsler arası hiyerarşinin, kadın erkek çelişkisinin ortadan kalktığı bir toplum projesi, kadının özgürlüğünü garanti altına alır.. Kadının birey olarak tercihlerinde mahalle baskısının ortadan kalktığı ve ekonomik sosyal yapının engelinin olmadığı bir toplumda özgürlükten bahsedebiliriz.

En bariz zengin ile yoksul çelişkisini, ezen ile ezilenin çelişkisini fark eden yani kapitalist sistemi algılamaya başlayan kadının yaşamı nitelikli bir dönüşüme uğrar. Kendi ideallerinin mümkün olduğunu ve bu düzenin değişmesi için sistemi reddedip radikal bir noktada duruş sergilemesi ve onu özgürlüğe götürecek gerçeğin sistemi parçalamak olduğunu bilir ve tercihini de ona göre yapar. İşte günlerdir burjuva medyada konu olan ‘kırmızı fularlı kız’ın hikayesi de budur.

Önceki İçerikOYUN KURUCULAR VE ÖZGÜR KÜRDİSTAN
Sonraki İçerikKongre kararlarını kavrayalım kavratalım! (10)