PARTİZAN HALK HAREKETİ PERSPEKTİFİNİ DOĞRU KAVRAYALIM, SEFERBER OLALIM!

Açık yada demokratik alan çalışması, sınıf mücadelesi kapsamında önemle ve ciddiyetle ele alınarak buna uygun bir teorik pratik konumlanışı gerektirmektedir. Özellikle değişik biçimlerdeki demokratik kitle örgütlenmeleri devrim, sosyalizm ve Komünizm mücadelemizde küçümsenerek üzerinden atlanacak bir mesele değildir. Kitlelerin ekonomik, demokratik, akademik talepleri üzerinden şekillenen demokratik kitle örgütleri doğru ele alınıp buna uygun bir çalışma tarzı yakalandığında, özellikle devrimin tüm itici güçlerinin örgütlenmesinin önemli araçları haline gelerek büyük kazanımların yaşanması için oldukça güçlü zeminler sağlar. Aksi yönde doğru ele alınmadığında ise, mücadeleyi geliştiren değil bizzat mücadelenin önünde çeşitli düzeylerde engel görevi gören ve hatta içten içe kemirerek yozlaştıran ve nihayetinde de ciddi yaralar almasını sağlayan bir duruma evrilerek, devrimin daha da uzun yıllara sarkmasına neden olur.

Demokratik alan ve demokratik kitle örgütleri çalışması ve bu türden kurumsallaşmalara ilişkin daha önceki çeşitli yazılarımızda da ifade ettriğimiz gibi iki hatalı eğilim sürekli olagelmiştir. Bunlardan birincisi, sol sekter eğilimdir. Partizan Halk Hareketi(PHH) temelinde ve bu perspektifle meşru kitle çizgisi ve pratiği düzleminde demokratik ve devrimci sosyalist bilinçle mücadele, araç ve yöntemlerinin genel olarak özgünlüklerini dikkate almayarak yada yeterince bunun bilincine varamayarak demokratik ve devrimci sosyalist kitle faaliyetine ve kurumsallaşmalarına bir illegal parti formu ile yaklaşılarak hareket edilmesidir. Son derece meşru kitle çizgisi ve pratik politikaları orta yerde dururken ve aynı zamanda Partizan Halk Hareketi için güçlü meşru zemin temelinde bir demokratik alan çalışması ve kurumsallaşması gerekirken ne yazık ki merkezileşerek ulaşılan böylesi doğru ve gerçekçi somut yönelimden oldukça uzak durulmaktadır. Oysa açık yada demokratik alan çalışmaları, kurumsallaşmalar ve yürütülen mücadelelerin hepsinin Partizan Halk Hareketi eksenli ve bu üst şemsiyenin birer bileşenleri olduğunu bir kere daha hatırlatmakta fayda vardır. İçerisinden geçtiğimiz süreçte merkezileştirilmiş bir bilinç ve perspektifle halk hareketinin ele alınıp pratikleştirilemediğini görmekteyiz. Mesela 8 Mart, 1 Mayıs vb özel tarihi günler ve haftalarda gerçekleştirilen açık yada demokratik alan ve kurum faaliyetlerinde Komünistlerin en önde Partizan Halk Hareketi bayrağını dalgalandırmaları kadar daha doğal ne olabilir ki? Aynı bayrak altında Ermeni Soykırımı’nın 100. yılında oldukça geniş siyasal teşhir ve anma etkinlikleri düzenlemek kadar daha doğal ne olabilir ki? IŞİD(DAİŞ) faşizminin saldırıları ve katliamlarına karşı teşhir temelli siyasal kampanyaların aynı perspektifle gerçekleştirilmesi kadar daha doğal ne olabilir ki? Genel olarak olduğu gibi içerisinden geçtiğimiz genel seçimler sürecinde de Sosyalist Cumhuriyetler Birliği programına tekabül eden içeriklerine ilişkin politikalarımızın aynı bayrak altında teorik pratik çalışmalarda işlenmesi düzeniçi sınırları aşan bir yönelimi de ifade edecektir. Kapalı yada illegal mücadele eden Partizan Halk Güçleri(PHG)’de bu tür özel gün ve haftalarda kendi askeri eylemliliklerini tabi ki gerçekleştireceklerdir. Demokratik ve devrimci kitle faaliyetlerinin yeterince doğru anlaşılması, devrimci sosyalist mücadelenin toplumsal yaşamın bütün parçalarında örgütlenme bilincinin de yeterince doğru oluşmasıyla doğru orantılı olduğu açıktır. Bu anlamda sol çocukluk anlayış temelindeki çizgisi ve pratik yaklaşımlar aşılmak durumundadır.

İkinci hatalı çizgi ve yönelim ise salt akademik demokratik taleple sınırlı mücadele özelliği olarak açık yada demokratik kitle çalışmaları ve kurumsallaşma eğilimi ve pratikleridir. Bu çizgisel eğilimde yine Partizan Halk Hareketi seferberliği için demokratik kitle mücadelesi ve kurumsallaşmasında önemli avantajlara sahip olan demokratik kitle örgütlenmelerinde ufku ve sınırı dar kendiliğinden ve rutin bir eylem durumu söz konusudur. Kitleleri devrimci sosyalist mücadeleye kanalize etmede oldukça avantaj ve imkanların söz konusu olmasına rağmen ne yazık ki bunun yeterince değerlendirilmeden heba edildiği söylenebilir. Bu türden çalışmalarda daha çok rutin çalışma ve anma günleriyle sınırlandırılarak yetinilen bir durum arzettiğini belirtelim. Oysa bizzat demokratik kitle örgütlenme, mücadele, araç ve yöntemler kapsamında bizzat açıktan son derece meşru ve devrimci Partizan Halk Hareketi adıyla somut nesnel ve güncel sürecin- gelişmelerin doğru okunarak her bir somut gelişmeye yönelik çeşitli araç, yöntem ve politikalarla kitlelerin gündemine taşınması ve kitlelerin bu çalışmalar üzerinden örgütlenerek stratejik devrimci militan çizgi ve mücadeleye doğru gelişmeler kat etmesi sağlanarak pratik devrimci sosyalist bir yola doğru adım adım tedricen ulaşması hedeflenmelidir. Bunun için güncel siyasal gelişmelere yönelik siyasal kampanyaların örgütlenmesi de oldukça önemli bir görev olarak önümüzde durmaktadır.

Eksik kavrayış ve hatalı çizgi ve yönelimin önemli bir açmazı da ekonomik, demokratik, akademik talepli mücadelede burjuva sınırın bir türlü aşılamaması ve onun sökülüp atılamamasıdır. O halde önce ufkumuzu geniş tutacağız ve fakat demokratik yada açık alan çalışmasında her bir sürecin örgütlenme ve mücadele araç, yöntem ve kurumsallaşmada Partizan Halk Hareketi perspektifinden kopmadan faaliyetlerimizi yerine getireceğiz. Genelde olduğu gibi açık yada demokratik alan çalışmalarında da zihniyet yapılanmasında düzeniçi dar kalıplarımızı parçalayarak devrimci sosyalist bir niteliğe uygun konumlanma ihtiyacı,  içerisinden geçtiğimiz süreçte önemli temel bir yönelim olarak kavranmalıdır. Maoist Komünistler, demokratik kitle çalışmaları ve kurumsallaşmaların daha etkili geliştirilmesi için merkezileşme ve hedef birliğinin sağlanmasına yönelik bir halk hareketi perspektifiyle harekete geçmelidir. Partizan Halk Hareketi perspektifiyle demokratik alandaki tüm çalışma ve mücadelenin merkezileşmiş bir eylem seferberliği önümüzde gerçekleştirilmesi gereken somut ve güncel bir görevdir. Yıkıcı ve bizzat aynı şekilde kurucu özne kitlelerdir. Halk hareketi bu öznenin bir sel gibi durdurulamaz meşru demokratik ve devrimci sosyalist eylemsel pratiğidir. Açık kitle mücadele talepleri bu halk hareketinin güncel politik hattıdır ve meşru mücadele yöntemi halk hareketinin eylemsel çizgisidir.

Hayatta hiç bir şey statik değildir ve Partizan Halk Hareketi(PHH)’nin de dinamik bir olgu olarak hayata geçirilmesi gerektiği devrimci bir görev olarak yeterince açıktır. Bu bilinçle tarihimiz, belleğimiz ve günümüzün devrimci Komünist görevleri daha fazla yoğunlaşarak böyle bir halk hareketini dinamikleştirerek ve dinamitleyerek isyan ve kurumsallaşması için büyük ve köklü bir kavrayış ve de metotla eyleme geçerek seferber olalım.

               

Önceki İçerikHalkın Günlüğü susturulamaz!!
Sonraki İçerik‘’EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMAYINCA” PROVOKASYON SİLAHI BİRKEZ DAHA DEVREYE GİRDİ!