KOYU FAŞİZM YENİ BİR ADIM DAHA ATIYOR!

İktidardaki sınıfların demokrasiden sıkça söz ettiklerinde faşist bir dalganın veya saldırının geleceği örneklerle somut olup, klasik siyasetlerindendir. Bu burjuva siyasetle; faşist saldırılara karşı gelişeceğini öngördükleri veya gelişecek olan tepkiyi önceden yönetip etkisizleştirmeyi amaçladıkları bilinmektedir. Halk kitlelerine yönelik faşist bir saldırı başlatacaklarında elbette faşist dalga geliyor diye uyarmaz, bilakis bu faşist dalgayı “demokrasi’’ olarak pazarlayıp yanılsamalar yaratmayı hedefler. Tıpkı emperyalistlerin kanlı işgaller gerçekleştirirken “demokrasi götürme’’ safsatasına başvurduğu gibi… Tıpkı AKP iktidarının “komşularla sıfır sorun’’ propagandası geliştirirken komşularıyla girdiği sorunlu süreç ve komşularına karşı geliştirdiği saldırganlık politikasında olduğu gibi… Artık deşifre olmuştur ve anlamalıyız ki, burjuvazi demokrasi dediğinde bilinmelidir ki bu söylemin arkasında faşizm vardır.

AKP iktidarı bu burjuva siyasetin tipik örneğini sergilemektedir. “İleri demokrasi’’, “açılımlar’’, “Barış ve çözüm süreci’’ söylemlerine paralel olarak hemen her gün faşist saldırılar geliştirip bu saldırılarını yasal zemine oturttu. Aleviler ve Romanlara karşı gerçekleştirilenler, uygulananlar herkesçe aşikardır. Kürt ulusuna ve ulusal harekete karşı geliştirdiği süreç de tüm yanılsamalara karşın ortadadır. Roboski Katliamı, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katliamı, daha yeni Kobane protestolarında gerçekleştirdiği katliam vb vs ile faşist Türk devleti gerçek niyetini göstermektedir. Ulusal hareketin silahlı mücadeleyi tasfiye etmeye yönelik oyunları ve arkadan karakol, kalekol, baraj yapımları ve hatta sınırlara duvar çekmelere hız verip korucular alması aynı niyet ve pratiğin devamlarıdır…

Kitlelerin demokratik tepki ve eylemlerine karşı sergilediği faşist saldırı ve katliamlar, bu eylemlerde sivil faşist çeteleri devreye sokması, onun niteliği ve sınıf karakterinin ifadesi, dışavurumudur. Gezi Direnişi-Haziran Ayaklanması eksenindeki kitlesel gelişmelere karşı estirdiği faşist terör tüm dünyada tepki toplayan cinstendi… 

AKP iktidarı Kobane’ye yapılan saldırılar karşısında kitlelerin gösterdiği tepkilere kendi deyimiyle acımasızca davranmış ve onlarca insanı polis terörüyle katletmiştir. Bu gösterilerin yaygınlaşıp gelişmesi karşısında iktidarını tehlikede gören AKP iktidarı, bu tepkileri faşist saldırı ve katliamlarla bastırmada tereddüt etmezken, mevcut yasaları yeterli görmeyip yeni faşist yasalar çıkararak gerçekleştirdiği katliamları ve her türden hukuksuzluğu yasal çerçeveye kavuşturarak faşizmini meşrulaştırmak istiyor. Uyguladığı koyu faşizmi daha da derinleştirip, yasalarla güvence altına alıp meşru göstermeye çalışıyor.

Polisin uyguladığı faşist şiddet ve katliamları yetersiz görüp yeni güvenlik paketi hazırlayarak polise çok daha geniş yetkiler verip, işkence ve katliamlar gerçekleştirme yetkisi veriyor. Polisi her türden eylemi şiddetle bastırıp gerçekleştirdiği katliamları daha pervasız yapma yetkisiyle donatarak bu yasayla terör estirme talimatı veriyor. Meclise sevk ederek ipuçları deşifre olan “güvenlik paketinde’’ yani faşist yasa paketinde yeni kimlikten, polisin keyfiyete dayalı evleri arayıp talan etmesi ve terör estirmesine, istediği mahkemelerce soruşturma ve tutuklamalar çıkarılmasına, polisin gözaltı yapıp süreli de olsa tutuklu tutma hakkına sahip olma vb vs gibi bir dizi baskı ve faşist uygulamayı öngörmektedir. Darbe koşulları, sıkı yönetim şartlarından farkı olmayan bu paket elbette faşizmi koyulaştıran yeni bir adımdan başka bir şey değildir.

Eğer geniş kitlesel tepkiler gösterilmez ve bu paket-yasanın çıkarılması engellenmezse önümüzdeki günler adeta cunta koşulları gibi ağır baskı, yasak ve işkencenin kol gezdiği süreçler gibi olacaktır. Daha da önemlisi AKP iktidarı bu yasayı çıkarma gereği duyarken, bunun bir sebebi ve arka planının olduğu es geçilemez. Yani AKP iktidarı yeni bir faşist dalgaya ya da yeni bir gerici gelişmeye adım atacaktır. Bunu gerçekleştirmek için de kitleleri baskı ve terör altına alarak sindirecek, tepkileri baskı aracıyla kontrol altına almayı amaçlayacaktır. Geliştireceği yeni sürecin ciddi bir kitlesel tepkiye yol açacağını düşündüğü için şimdiden gerekli yasalar çıkarıp, baskı ve terörle kitleleri sindirmeyi amaçlamaktadır. Dolayısıyla bu yasaya engel olmak, muhtemel yeni saldırılara da engel olmak anlamı taşıyacaktır. İşte bugün çıkarılacak olan yasa paketine karşı tepki gösterip sokaklara dökülmek ve mevcut yasayı engellemek bunun için son derece önemlidir.

AKP iktidarı durmak bilmeyen bir gerici faşist saldırı kaynağı durumundadır. Boyun eğerek suskun kalmak bu faşist odağın daha da pervasızlaşmasına yol açacak, tüm yaşamı tam bir gerici mengene altına almasına zemin sunacaktır. Daha fazla faşist saldırı ve katliamların yaşanmasının önüne geçmek için bu pakete karşı güçlü bir tepki geliştirerek ve militan bir mücadele sergilemek elzemdir.

Önceki İçerikÖZÜ VE İÇERİĞİYLE FAŞİST ESKİNİN DEVAMI ‘YENİ TÜRKİYE’ ÜZERİNE!
Sonraki İçerikKobanê direnişi bağlamında devrimci bilinç ve görevler!