KOBANÊ’DE TERS KÖŞE OLAN AKP

Kobanê’de yaşanan barbar saldırı salt IŞİD gericiliğiyle sınırlı değildi, değildir. Kimi emperyalist güçler doğrudan bu barbarlığın yaşanmasında rol alırken, kimi emperyalist güçler de kendisine angaje bir Kobanê yaratma hayaliyle görünürde olumlu rol aldı. Emperyalist güçlerin iki cephede pozisyon gösteren durumu aralarındaki çelişkilerin ürünü olup bölgedeki nüfuz hesaplarının gereğidir. Faşist “TC’’ devleti ise AKP iktidarı vasıtasıyla IŞİD denen bu barbar gericiliği açık-kapalı her biçimde destekleyerek ve bu desteği devam ettirerek rol oynadı, oynuyor. AKP’nin aldığı bu pozisyon bir taraftan IŞİD’le dine dayalı doku benzerliğinin ürünüyken, diğer taraftan ve esasta da bölgede gerçekleşmesi muhtemel ve mümkün olan bir Kürt yönetimine veya Kürdistan’ın bir parçasının daha fazla statü elde etmesinden duyduğu gerici rahatsızlık ve hatta korkudur! AKP’nin oynadığı bu rol ya da aldığı pozisyonun IŞİD yanlısı-IŞİD’i destekleyen konumda olması; rehinelerin takas yoluyla kurtarılması, yakın zaman önce IŞİD tarafından kaçırılan sınır karakolu subayının aynı biçimde gizli görüşme ve anlaşmalarla geri alınması, yaralıların tedavi edilmesi, otellerde konuk etmeler, tırlarla gönderilen silahlar ve paralar, Esad’a karşıtlık adı altında diğer güçler gibi IŞİD’i de eğitip silahlandırması vb olarak kamuoyunca alenen bilinenlerdir. (Ki, Esad iktidarının yıkılması için emperyalist güçlerden taviz alamayınca, IŞİD silahını kullanarak haklılıklarını kanıtlayıp, kendilerince emperyalistlere dediklerini kabul ettirme hayalleri AKP’yi tam bir IŞİD destekçisi-işbirlikçisi yaptı…) Dahası, dünya kamuoyu da AKP iktidarının bu rolünü yerinde görerek tespit etmekte, gerekli uyarıları vermektedir. Özellikle IŞİD üyelerinin  “Türkiye’’ sınırını kullanarak engelsiz olarak giriş çıkış yaptıkları ve birçok IŞİD üyesinin “Türkiye’’ üzerinden diğer ülkelere giriş yaptığı net olarak açığa çıkmış bir durumdur. Japonya’nın kendi vatandaşlarını IŞİD’in elinden kurtarmak için AKP iktidarının aracı olmasını istemesi de boşuna değildir. Dünyadaki kanının ne olduğunu okumak açısından Japonya’nın bu tavrı yeterlidir. Özellikle AKP’nin IŞİD’in elindeki rehineleri kurtarırken, nasıl ve hangi yollarla, hangi ilişkilerle IŞİD’e ulaştığı sorusu dikkat çeken bir noktadır. İbre AKP ile IŞİD ilişkisini açıkça göstermektedir…

Gelişmeler genel olarak (ulusal ve uluslararası alanda) AKP aleyhine seyretmektedir. Mevcut durumdaki gelişme ve eğilimi böyle tespit etmek yanlış olmaz. AKP bunu görüyor ve her noktada uç çıkışlarla, açıklamalarla, aldığı tavırlarla vb bu durumu değiştirmeye ve hiç değilse bura üzerinden yaptığı demagojiyle kendi tabanını sağlam tutmayı amaçlayarak, içerde kimi baskı politikalarıyla birlikte, kuru sıkıdan ibaret siyasete sarılmaktadır.

Tam da bu zamanda Kürt güçleri Kobane’deki gerici IŞİD barbarlığını püskürtüp bir zafer kazandı. Şehrin yerleşim alanından olmak kaydıyla Kobanê IŞİD gericiliğinden temizlendi. Bu haber Kürtler’de kutlama sevinciyle karşılanırken, tüm ilerici, aydın ve devrimci dünyayı da sevindirdi. Kobanê’de IŞİD’e karşı mevcut zafer uluslararası alanda da etki yarattı. Bu etkiye karşı AKP iktidarı da kimi sözcüleri vasıtasıyla “Yavuz hırsız’’ misali “Umarız oraya yaptığımız yardımları unutmazlar’’ diyerek yüzsüzlüğün daniskasını sergiledi. Daha önce “Kobane düştü, düşecek’’ diyerek el ovuşturan ve her fırsatta Kobanê’nin düşmesi için elinden gelen tüm düşmanlığı yapıp IŞİD’i destekleyen bu AK yüzsüzler, Kobanê’de yaşanan mevcut zafer karşısında kaleden çıkarak penaltı atıcılığına geçmek istiyor. Tüm düşmanlık ve saldırganlık politikaları bugünkü zafer karşısında açıkça iflas ederek ters köşe olmasına yol açtı. İşte bu durum karşısında tüm yaptıklarını bir anda unutarak kendine pay çıkarma yüzsüzlüğüne başvurmaktadırlar. Utanmadan, sıkılmadan… Sanki, alenen yaptıkları Kürt düşmanlığı ve IŞİD dostluğu olmamış gibi, o insanlara yaptıkları yardımlardan söz etmekte, yüzsüzlüğü daha da ilerletip “iyiliklerinin’’ kadrinin bilinip bilinmeyeceğinden dem vurmaktadırlar. Siyaset bu kadar kirli, bu kadar yüzsüz, bu kadar hayasız olabilir. Ve burjuva siyasetten başka hiçbir siyaset kültürü ve etiği bu yüz karası duruma düşemez. Halkın belleği iyi kaydeder. Kimin dost, kimin düşman olduğunu unutmaz halk. Kim yardım etti, kim saldırdı iyi bilir, iyi kaydeder o bellek.

AKP Kobanê zaferi karşısında yaptığı kimi açıklamalarında “Şark kurnazlığına’’ benzer siyaset tarzıyla “U dönüşü’’ yapmaktadır.  Kobanê üzerine kurduğu tüm hayalleri, beklentileri ve düşleri Kürtlerce kazanılan zaferle birlikte suya düştü. İddiaları, propagandaları, gayretleri ve tüm kurguları zaferin tesiriyle alabora olup soğuk sulara gömüldü. Dolayısıyla “U dönüşüyle’’ pozisyon almaya çalışan AKP, altında kaldığı saldırganlık politikası garabetinden sıyrılmak için, daha önce; Onlar da terörist, PKK de terörist. Onların IŞİD’den ne farkı var, onlar da teröristtir bizim için…’’ diyen AKP iktidarı, şimdilerde Kobanê’ye selam göndermekten sakınmamakta, utanç duymamakta ve değerbilir kesilerek “yaptığımız iyilikleri unutmazlar’’  diyecek kadar derin bir şuur soku yaşamaktadır.

AKP’nin Kobanê zaferi karşısındaki “U dönüşü’’ manevrası Davutoğlu’nun Amed konuşmasında da aynı sahtekarlığı, aynı arsızlığı ve aynı çirkefi sergiliyordu.  Amed’deki mitingde konuşan Davutoğlu, Kobanê’ye selam göndermektedir.  Zafer elbette sizleri dize getirecektir ancak sizin direnişe düşmanlığınız ve IŞİD destekçiliğiniz asla unutulmayacaktır. Paralel yapı argümanından başka silahı kalmamış, yolsuzluk ve hırsızlıkta nam salmış, gerçekleştirdikleri katliamları örtbas ederek haklamış ve faşist baskıyla buna uygun yasal düzenlemelerde her gün bir adım ileri giderek halkın yaşamına karabasan gibi çöken bu Sunni-İslam eşrafının tasını tarağını toplayarak işgal ettiği alandan çekilmesinin günleri yakındır. Bu seçimler bu hesaba sahne olacaktır.

Sonuç olarak, Kobanê’de kazanılan zafer şahsında direnen Kürtler ve tüm devrimci demokrat güçleri kutluyor, daha büyük başarılara koşacaklarına olan inancımızı belirtiyoruz. Mevcut zafer sınırlı da olsa, henüz tam zaferden söz edilmese de kazanılmış olan bu zafer, son derece anlamlı ve büyüktür!  Ve inanıyoruz ki, direnen Kürtler daha büyük zaferler elde ederek IŞİD ve onun destekçisi tüm gericileri yenecektir! Nihai zafer direnenlerin olacaktır! Nitekim Ezidi Kürtlerin kendi kendini yönetme hedefiyle Şengal’de gerçekleştirdiği toplantı, Batı Kürdistan’da Kanton modeliyle yeni bir statünün yürüyüş halinde olduğunu gösteriyor. Ve orada da Ezidi Kürtlerin kendi kaderleriyle ilgili adımları gerici reaksiyonlara muhatap olmaktadır. Barzani’nin  bu reaksiyonu, AKP’nin Kürtlerin elde edeceği ve ettiği statüler karşısında duyduğu rahatsızlıkla benzer ve kardeştir. Ama Kürtler büyük mücadeleleriyle Büyük Kürdistan ya da Demokratik Birleşik Kürdistan olasılığına doğru ilerlemektedir. Bu ilerleyişin durdurulması kolay ve nihai anlamda mümkün olmayacaktır. Zafer, Kürdistan ve tüm dünyada proletarya önderliğinde ezilen sömürülen halk kitlelerin olacak! Kobanê zaferini selamlıyoruz!

 

Önceki İçerik100. YILINDA ERMENİ SOYKIRIMI VE YOL ÜSTÜNDE KADAVRALAR!
Sonraki İçerik‘Sıfırladın mı oğlum!’