ZOR VE ANLAMLI İŞ GÜZELDİR!

Egemen sınıflar içinde, AKP’nin temsil ettiği ve şefliğini Erdoğan’ın yaptığı klik, diğer klikleri sindirme ve tek başına egemenlik kurma politikasını sürdürüyor. Kürt ulusuna karşı başlatılan topyekün savaş da bu egemenliğe hizmet edecek bir anlayışla yürütülüyor. Gelgelelim ki mevcut koşullar, bu egemenliği gerçekleştirecek imkânları pek sunmuyor. Ekonomi, yükselişi değil, durgunluğu yaşıyor. Halk, savaş istemiyor. AKP’nin karşısındaki muhalefet oldukça güçlü. AKP, orduya tam hâkim değil. Şu anda her istediğini yaptıramıyor orduya. AKP, güçlü iç müttefiklere sahip olmadığı gibi, dış müttefiklerini de önemli ölçüde kaybetti ve ABD’ye daha çok yamanmak zorunda hissetti kendini.
Kürtler, bu savaşta  güçlü ve tutarlı bir aktif savunma çizgisi izlerlerse, iyi olacak. Tabi buna bağlı olarak HDP,  şehirlerde geniş katılımlı barış mitingleri düzenler ve Kürt halkını, barış şiarıyla özellikle şehirlerdeki direniş yığınaklarına yönelik olarak başlatılan saldırılara karşı etten duvar örme şeklinde seferber edebilirse, AKP kliği çok daha büyük bir darbe almış olacak. Savaş alanında başarılı olamayan bir hareket, siyasette ve diplomaside başarılı olamaz; problemi ve acıyı uzatır.
 Komünistler, HDP ile ittifakı sürdürmeliler. HDP’nin uzlaşıcı pasif politikasını eleştirerek tabi. 1 Kasım’da HDP ile birlikte hareket etmek doğrudur. Komünist hareketin yeni bir sosyalizm programına ihtiyacı vardır. Eski devletçi komünistlerden kendisi ayırmak zorundadır yeni komünist hareket. Eski sosyalist resmi devlete, onun toplumu bir ağ gibi saran sivil devletine karşı çıkmak zorundadır. Devletsiz bir devletin siyasetini, programını nasıl  inşa edecek yeni komünist hareket? Bunu düşünmek, irdelemek, tartışmak zorundadır. Eski anarşistler ahlakçı ve küçük mülkiyetçi idiler. Yeniler, özellikle bu iki noktada, eskilerden köklü bir kopuş içinde olamadılar. Ayaklarımız, asıl zengin mirasa, modern komünizme basmalıdır. Anarşizm, yararlanılması gereken önemli bir kaynaktır. Tüm bunların beslendiği bir ana kaynak daha vardır ki, o da insanlığın yaşayan derin, ileri kültürüdür.
 Mevcut komünistler, çoğunluk itibari ile devletçi ve ahlakçıdırlar. Bu bakımdan büyük, yerleşik sistemin, tarihsel sistemin dışında ve karşısında değil, içindedirler. Onların özgürlük anlayışları sınırlıdır, ahlak ile maluldür, hayatın tüm alanlarını kapsamıyor. Mülkiyetçi olduklarının farkında değiller. İnsanın insan üzerindeki mülkiyet hakkına saygılıdırlar. Modern sanayi proletaryasından gelmiyorlar. Ülkenin az sayıdaki ileri entelektüel güçlerinden de kopukturlar. Köylülük ve varoş kültürü kırıp geçiriyor bizleri. İşler oldukça zordur. Zor ve anlamlı işler güzeldir ama.
Yeni hayat sadece iktidarda mı kurulur? Yeni hayatı, muhalefetteyken, tabandan kurmanın bir yolu yok mudur? En altta kalanların, en acil, en somut ihtiyaçlarından başlayarak kurmanın bir yolu yok mudur yeni hayatı?

Önceki İçerikSınıflı toplumun her çelişkisi bir mücadele mevzisidir
Sonraki İçerikDEVRİMCİLER SAFLARINDA BİLİMSEL EĞİTİMİ KUŞANMALIDIR!