‘PARALEL YAPIYA’ KARŞI ZAFER KAZANILDI MI?

AKP ile Cemaat çatışması her halükarda AKP’ye pahalıya mal oldu. Erdoğan’ın TÜBİTAK Teşvik Ödülleri töreninde yaptığı konuşmada, “Türkiye paralel yapıyla mücadelesini kazanmıştır” sözü doğru da olsa, “Paralel Yapının’’ AKP’yi hırpalayarak yaraladığı inkar edilemez. İki tarafın darbeleri de etkili-isabetli ve ağır olmaktadır. Çünkü söz konusu iki taraf eski ortaktı ve bir nevi tekti. Yedikleri içtikleri ayrı gitmez cinsten “din’’ (iktidar olanaklarını kullanıp peşkeş çekme vb vs) kardeşleriydi. Dolayısıyla ne yaptıklarını, nasıl yaptıklarını, nerelerde güç olduklarını, örgütlenmelerini, olanak ve yasa dışı ilişkilerini, yiyicilik ve talancılıklarını çok iyi bilmektedirler. Bu nedenle isabetli darbeler vurmaları ve hatta birbirlerini yenilgiye uğratmaları iki taraf için de gerçek zemine sahiptir.

Ancak Erdoğan’ın “kazanma’’ söylemi psikolojik savaş söylemine benzemektedir. Kendi tabanına güven vermek bunun bir yanıdır. Karşı tarafı da aynı biçimde moralsizliğe sürükleyip, kitlesini etkileme de ikinci yanıdır. Erdoğan yakın günlerdeki başka açıklamalarında “tam temizleyemedik hala, bir senede tamamen temizlemek kolay değil” tarzında sözler sarf etti. Dahası, ‘operasyonlar’ yapılmakta ve yenilerinin yapılacağı söylenmektedir. Yenilgiye uğratılmış veya mücadelede zafer kazanılmış bir yapının (“paralel yapıya’’) hala güç olduğu, ‘operasyon’ çekilip tutuklanması gerektiği kadar örgütlü durumunu da koruduğu vb alenen görülmektedir. Dahası her vesileyle karanlık ellerden bahsedilmekte, Hanefi Avcı hakkındaki kararın aynı yapının işi olduğu söylenmekte, TÜBİTAK ile ilgili açığa çıkan gerçekler ve daha birçok şey söylenmektedir. Mantıken de yıllardır bürokraside örgütlenen, devlet kurumlarında kadrolaşan, devlet-bürokratik olanaklardan yararlanarak talanda ortak olan ve iyice palazlanan adeta iktidar ortağı olan “paralel yapının’’ kolayca temizlenmesi oldukça zor olsa gerek. Açık ki, Erdoğan’ın zafer ilanı erken zafer ilanıdır ve esasta psikolojik söylem ve savaş ağırlıklıdır. Kim bilir belki korkunun dışa vurumudur. Genel seçimler öncesi “paralel yapının’’ bir biçimiyle AKP hakkında ‘skandal-lar’ patlatması olasıdır. Normalde elbette AKP, Cemaati ezdi-eziyor. Geçici olarak yendiği de söylenebilir. Ama bu yengi nihai değil ve kesin karara bağlanmış bir yengi değildir.

Erdoğan’ın ‘zafer’ ilanı yeni ‘operasyonların’ yapılacağının ilanıdır da. Anlaşılıyor ki, ‘arkadan hançerlenmenin’ intikamı için pervasız saldırılar ve baskılar gerçekleştirilecektir. Gerçekleştirdiği ‘operasyon’, tutuklama ve uyguladığı baskılarla toplumdaki tüm muhalif kesimlere gözdağı da verilmektedir. Liseli çocukları ‘hakaret ettiği’ gerekçesiyle gözaltına alıp yargılayan faşist baskılar, ağırlaştırılarak tüm kesimlere uygulanacaktır da. DHF faaliyetçilerinin tehdit edilmesi gibi gelişmeler de bunun bir başka göstergesidir. Çıkarılmak istenen İç Güvenlik Yasası kapsamında faşist baskılar çok daha pervasızca ağırlaştırılıp, toplum sindirilip korku iklimine sokularak genel seçimlere yönelik avantajlar da sağlanmaya çalışılmaktadır. AKP iktidarını eleştiren, ona karşı demokratik tepki gösteren ve hak mücadelesi veren muhalif kesimler tutuklanma, yargılanma ve tehdit edilme gibi faşist saldırılarla yüz yüze bırakılarak toplum susturulmak istenmektedir.

Ancak yukarıda dediğimiz gibi AKP ne yaparsa yapsın, hatta ‘paralel yapıya’ karşı zafer de kazansa, ‘paralel yapının’ AKP’yi dört bakanı şahsında yiyicilik, yolsuzluk, hırsızlık ve talan sicilini ortaya dökerek hırpaladığı ve yaraladığı gerçektir. Faşist baskılar, talan ve yiyiciliğin gizlenmesine yetmeyecektir. AKP iktidarının boynunda yiyicilik, yolsuzluk ve talan yaftası asılı durmaktadır. Maden ocaklarındaki işçi katliamlarındaki sorumluluğu ve katliamları olağan göstererek meşrulaştıran gerçek yüzü hiçbir baskının kapatamayacağı kadar açıktır. AKP, bütün bu teşhir olmuşluğunu yapay gündemler yaratıp, faşist baskılara başvurarak unutturmak ve dikkatleri başka yönlere çekerek kurtulmak istiyor. Ama nafile. AKP kan kaybı yaşamakta ve yaşamaya devam etmektedir. Saldırganlığının belirleyici nedenlerinden biri de budur. Bu gidişat AKP’nin yenilme yoludur. ‘Paralel yapıya’ karşı saldırılarla belli kesimleri yanına çekmeye çalışması da boştur. AKP yolsuzluğa batmış ve ahlaki çürümenin göbeğinde debelenmektedir. Hayalleri çok farklı da olsa bu seçimlerde hayal kırıklığına uğraması tamamen mümkündür.

Önceki İçerikYENİ BİR YILA ÖNEMLİ AVANTAJLARLA GİRİYORUZ
Sonraki İçerikÖrgüt bilinci güçlü olmadıkça güçlü örgüt tesis edilemez!