Maoist Komünist Parti (MKP), Merkez Komite/Siyasi Büro Newroz’a ilişkin açıklama yayınladı. Yapılan açıklamada, “Newroz‘un devrimci ruhuyla, alanlara çıkıp Newroz ateşini tutuşturarak faşist iktidar ve sistemlerine Birleşik Mücadeleyle ve birleşik kitlesel eylemlerle dur demek proleter devrimciler için ötelenemez bir mücadele tavrı, gecikmiş mücadele vaktidir!” ifadelerine yer verildi.

Maoist Komünist Parti (MKP), Merkez Komite/Siyasi Büro Newroz’a ilişkin açıklama yayınladı.

Yapılan açıklamada, “Zalimlerin zulmünü bağrındaki karanlığa yazan tarihsel bellek, parlak sayfalarına zulme isyan edenlerin başkaldırı destanını kaydeder. Çünkü tarihi yazanlar isyan edenlerdir. Tarihin karanlığını yararak modern toplumlara kaldıraç olan yoksul halkların başkaldırısıyken, toplumların gelişmesi bu isyanların eseridir. Newroz bu isyan ve başkaldırının güzide bir tarihi, tarihin kara bağrına düşmüş isyan ateşidir” ifadelerine yer verildi.

Açıklama, “Milattan önce 612 yılına uzanan Newroz’un tarihsel yolculuğu, eski çağ Dehaklarının zulmünü yıkmakla yetinmeden, “modern barbarlığı” temsil eden günümüz Dehaklarına karşı sınıf mücadelesi temelinde toplumları kuşatan devrimci bir serüvendir. Newroz‘un bu özündendir ki, geniş coğrafyadan ezilen, sömürülen ve zulme uğrayan halklar, yeni gün, yeniden doğuş, bahar bayramı, mücadele ve diriliş günü gibi farklı gerekçe ve anlamlar yükleyerek de olsa, Newroz’u büyük bir coşkuyla karşılayıp yakılan ateşler eşliğinde tam bir bayram şenliğiyle kutlarlar” denildi.

Açıklamanın devamı şöyle;

Newroz, Kürtçe sözcük olarak “yeni gün” anlamına gelirken, Mezopotamya halklarının Dehak zaliminden kurtulduğu 21 Mart tarihine dayanan derin tarihçesiyle yüklendiği politik muhtevası bakımından “yeniden doğuş”, “diriliş”, isyan ve mücadele argümanı olarak anlam taşır.

Rivayet edilen Newroz tarihçesine göre, Asurlu Kral Dehak Mezopotamya’da yaşayan halklar üzerinde kanlı bir tiranlık kurarak hüküm sürmektedir. Her aileden yeni doğmuş çocukları kurban alarak beyinleriyle “yılanlarını” besleyen bir zalimdir. Ve sıra Demirci Kawa’nın çocuklarına gelmiştir. Bir Kürt olan Demirci Kawa bu duruma daha fazla rıza göstermez, halkları örgütleyerek bir ordu kurar. MÖ 612 yılı 21 Mart isyanıyla Kral Dehak’ın sarayına yürüyerek Dehak’ı demirci çekiciyle öldürür. Kral Dehak’ı öldüren Demirci Kawa bu zaferini ateşler yakarak bölge halklarına, yeniden doğuş ve diriliş anlamına gelen yeni gün-Newroz müjdesiyle duyurur. İsyan, mücadele ve kurtuluşla özdeşleşen 21 Mart Newroz bayramı işte bu tarihten itibaren halkların elinde bir silaha dönüşerek kutlana geldi… 

Kürtler başta olmak üzere, Mazopotamya halkları için yeni günün adıdır Newroz. Bölge halklarının Demirci Kawa isyanıyla Kral Dehak mezalminden kurtulduğu günün adıdır. Bundandır ki, Newroz, başta Kürt ve Mezopotamya halkları olmak üzere, ezilip sömürülen bütün halklar için tam bir bayram, yeni gün, birlik, mücadele ve isyan günü anlamına gelir.

Newroz’un evrensel özelliği özgürlük, kurtuluş, demokrasi ve devrim isteyen tüm ezilen halkların mücadelesinde karşılık bulur. Newroz’un Kürtler için özel anlamı isyan önderi Kawa’nın Kürt olmasından ileri gelir. Lakin isyan ordusu Mezopotamya halklarından oluştuğu ve bütün bölge halkları bu isyanla Dehak zaliminden kurtulduğu içindir ki, Newroz yalnızca Kürtlerin değil bütün bölge halklarının kurtuluş bayramıdır…

Tarihin gösterdiği şudur: Dehak’lar öldürülmüş, devrilmiş ama halkların gerçek özgürlük ve kurtuluş mücadelesi devam ederek tamamlanmamıştır. Dehak’ların devrilmesi kadar, Dehak’ları var eden sistemlerin tasfiye edilerek tarihe gömülmesi gerçek özgürlük ve kurtuluş için olmazsa olmaz bir şartıdır. Nitekim günün “modern” toplumlarında “modern Dehak”lar toplumsal sistemleriyle hüküm sürmekte, zalim barbarlıkla halklar üzerinde tahakkümlerini sürdürmektedirler. Gerici savaş, işgal-ilhak saldırganlıkları ve katliamcı barbar diktatörlükleri, emperyalist dünya sistemi ve onun uzantısı olan faşist iktidarların eseri olarak yaşanmaktadır.

Emperyalist dünya sisteminin bütün “modern” Dehak’ları başta olmak üzere, Biden, Putin, Zelensky, Erdoğan vb vs gibi tüm zalim “Dehak”lar sistemleriyle birlikte devrimci yoldan yıkılarak tasfiye edilmeden gerçek özgürlük ve kurtuluş sağlanamaz. Proleter devrimlerin gerçekleştirilmesi, gerici savaş, işgal-ilhak saldırganlığı başta olmak üzere, emperyalist dünya gericiliği ve bilumum gericiliğin tasfiye edilerek büyük özgürlüğe yürümenin tek yoludur…

Emperyalist gericilik savaşların kaynağıdır. Baskı, sömürü ve zulmün sorumlusu gerici-faşist iktidarlarıdır. Yer yüzü kötülüklerinin besleyeni bilumum gericiliktir. Bugün Ortadoğu’yu, Afrika’yı, Latin Amerika’yı, Ukrayna’yı vs kan gölüne çeviren ve bundan beslenen bu gericiliktir. Dünün katliamcı-kıyımcı zalimi Trump ve öncelleridir, bugün Biden’dir, Putin’dir. Bugün Erdoğan’dır, yarın başkasıdır. Mazlum ulus ve halkların köleliğine yol açan özel mülkiyetçi gerici sınıf sistemleridir…

İşte bunun içindir ki, emperyalist gerici savaşları ortadan kaldırmak, faşist işgal-ilhak saldırganlığıyla hükmeden emperyalist sistem ve talancı-tekelci sömürgeciliği bertaraf etmek, faşist iktidar ve sömürü düzenine son vermek için, devrim coşkusuyla sokaklara çıkıp sınıf mücadelesini yükseltmek elzem; Newroz ateşleriyle meydanları zaptetmek görevdir.

Birleşik Mücadele ve Birleşik Kitlesel Eylemlerle İsyan Ateşini Harlayalım ve Yayalım!

Faşist “TC” devletinin Rojava’da ve Güney Kürdistan’daki işgallerine ve Kürt ulusu üzerindeki faşist baskılarına, emperyalist Rusya’nın Ukrayna’daki gerici işgaline ve emperyalistler arası gerici savaşa, dünyamızı satranç tahtasına çeviren emperyalizmin ve gerici iktidarların dünyanın diğer yerlerindeki işgal-ilhak ve savaşlarına; işçi sınıfı ve emekçiler üzerindeki sömürü ve baskıya, kadın ve LGBTİ+’lar üzerindeki gerici baskı ve katliamlarına, gençliğe dayatılan köhnemiş karanlık dünyaya, doğanın talan edilmesine ve yaşanamaz duruma getirilmesine, ezilen inançlar üzerindeki baskıya vb vs karşı günümüz “modern” Dehak’larına ve gerici sınıf sistemlerine karşı;

İşçi sınıfı emekçilerin kazanımlarla ilerleyen direnişlerini, kadın ve LGBTİ+’ların barikatları yıkan kararlı mücadelelerini, Gençliğin geleceğini ellerine alma mücadelesini, dört parçaya bölünmüş Kürdistan’da işgal ve ilhaka, yok saymaya ve katliamlara karşı direnen Kürt ulusunun kahramanca mücadelesini, faşizmin zindanlarında direnen özgürlük mahkumlarını, doğasının-çevresinin yıkımına-talanına izin vermeyen halkları, inançları üzerindeki baskı ve asimilasyona karşı Alevi toplumunun mücadelesini ve diğer ezilen inançlardan toplumsal kesimlerin mücadelelerini vb vs tüm demokratik-ekonomik-akademik ilerici mücadeleleri ve mücadele yönündeki eğilimleri bir an olsun yalnız bırakmadan, bu mücadelelerle buluşarak, ortak noktalarda birleşerek daha ileri, daha büyük direnişler ve mücadeleler örmeyi hedefleyerek;

Newroz‘un devrimci ruhuyla, alanlara çıkıp Newroz ateşini tutuşturarak faşist iktidar ve sistemlerine Birleşik Mücadeleyle ve birleşik kitlesel eylemlerle dur demek proleter devrimciler için ötelenemez bir mücadele tavrı, gecikmiş mücadele vaktidir!

Önceki İçerikFrankfurt’ta ‘Uluslararası Politik Tutsaklarla Dayanışma Günü’ dolaysıyla panel gerçekleştirildi
Sonraki İçerikAltı Gerici Partiden Bir Demokratik Blok Çıkmaz!