Maoist Komünist Parti (MKP), Parti kuruluşunun 50. yıldönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı.
Elimize e-mail yoluyla ulaşan açıklama şöyle;
Parti Kuruluşumuzun 50. yılı vesilesiyle;
Çeşitli Dil, Din, Irk ve Cinslerden Türkiye-Kuzey Kürdistan Proletaryası ve Emekçi Halklarına!
Selam olsun örs ile çekiç arasında kızgın korlarda dövülerek çelikleşen ve aldığı suyu unutmayan Çeliğin 50. kuruluş ve mücadele yılına!…
Yenildiği yerde ayağa doğrulup güneşi zapt etme eylemine kalkışan, sınıf çelişkilerinden doğup sınıfları ortadan kaldırmaya azmeden cürete selam olsun!
Çilekeş halklarımız, Dostlar, Yoldaşlar;
Çelişki yasasına tabi olan her şey gibi, sınıflı toplum örgütlenmesinin tezahürü olan ekonomik-siyasi sistemler ve bu sistemlere özgü sınıf orijinli tüm fikir-düşünce, olgu-eylem ve çelişki-çatışkılar, diyalektiğin güdümündeki dinamik hareket içinde değişim sürecine maruz kalırlar. Sınıfsal siyasi unsura kayıtsız olmayarak bilinçli müdahaleye açık olan bu süreç, siyasi faktör tarafından hızlandırılır ya da ters orantılı etkiyle yavaşlatılır. Bilime yasalanan siyasi etmen gelişim yasasına paralel etki göstererek değişim sürecini hızlandırırken, gericilikten beslenen siyasi etmen değişim sürecinin önüne dikilerek köstek olur.
Değişim sürecinin devrimci müdahaleyle siyasi tasfiye tarzına ihtiyaç duyması bu temelde gündeme gelir ki, sınıf mücadelelerine meydan olan sınıflı toplumlar, siyasi gericilik ile devrimci değiştirme eylemi arasında yaşanan amansız çatışmayla hüküm sürer, ilerler. Tam da bu zeminde, toplumların ilerleme tarihi sınıflar mücadelesinden ibaret bir ilerleme olarak vuku bulur-bulmuştur…
Partimiz ve tüm siyasi mücadele tarihi bu evrensel süreçten kopuk mütalaa edilemeyeceği gibi, bizzat bu sürecin genel ve özgün bir yansıması olarak tasavvur edilip anlaşılabilir… Partimizin kuruluşu, tarihsel devrimci atılım nüfuzuyla toplumlar tarihine yön veren sınıflar mücadelesinin bir izdüşümü, enternasyonalist proletaryanın Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasında yükselen bayrağı ve bura devrimci sınıf hareketinin seçkin bir parçası olarak anlam taşır.
Sınıf çelişkileri ve mücadelesinin devrimci ürünü olarak kurulan Partimiz, sınıf savaşının sıcak siperlerinde tarihsel mücadele serüvenine başlamış, politik savaş partisi karakteriyle devrimci kalkışma hareketinin saygın bir kuvveti olarak siyasi yaşamına devam etmektedir…
İsim ve biçimler yenilenmiş, somut koşul ve siyasi şartlar değişmiş ama komünist devrim perspektifi ve devrimci şiddet eylemiyle koşullanan devrimci ilkeler doğrultusu değişmeden ilerlemiştir. Kuruluş manifestomuzdaki siyasi amaç ve temel gerekçeler, Partimizin sadakatle bağlı olduğu prensipler olmaya bugün de devam etmektedir, edecektir…
Komünist Parti önderliğinde sınıf devrimleriyle emperyalist zinciri zayıf halkalarından koparıp proleter dünya devrimine yürümek stratejik hedeftir. Amaç Komünist toplum, merkezi görev siyasi iktidar uğruna devrimdir. Devrim kitlelerin eseridir. Devrimin düşmanları emperyalizm ve yerel uzantısı olan her türden gerici egemen sınıf siyasi iktidarlarıdır. Devrimimizde öncü-önder güç proletarya, devrimin temel güç, ittifak ve toplumsal dayanakları ezilip sömürülen işçi sınıfı ve emekçi halk kitleleridir. Emekçi kadınlar sınıf ve cins baskısıyla çifte baskı ve sömürü altındaki ata erkil/patriyarkal sistemin kadim köleleri olarak devrimin başat enerjisidir.
Devrimimiz, sınıfsal ayrım temelinde her dil, din, ırk ve cinsten sınıf birliğine dayanan, özgün çelişki ve sorunları sınıf çelişkisi zemininde çözmeyi öngören bir sınıf devrimidir. İnsan arası tüm çelişki ve sorunları sınıfların ürünü olarak sınıflı toplum çelişkilerinden bağımsız ya da sınıflar üstü bir çelişki olarak görmez…
Komünist devrim komutuyla proleter devletin kurulması ve Proleter Kültür Devrimleri göreviyle proleter dünya devrimine ilerleyerek özel mülkiyetçi toplumsal sınıf sistemiyle birlikte proleter devletin sönümlenmesine uzanan meşakkatli tarihsel ilerleyişle tek dünya toplumuna ulaşmak temel ilkemiz ve ilham kaynağımızdır.
Komünist toplumun ön koşulu olan devrimci sınıf toplumsal sistemlerini somut koşullarda farklı nitelikler edinen devrimler süreciyle inşa edip, Komünist toplum amacına bağlı yürüyüşü bilimsel MLM ideoloji-teori-ilkeler ışığında bilumum gericilik tasfiye edilene kadar sürdürmek tarihsel mücadelemizin özü, tarihsel sorumluluğudur…
Kurucu önderimiz Kaypakkaya yoldaşın komünist devrim ilkeleriyle işaret ettiği sınıfsız-sömürüsüz- sınırsız dünya yürüyüşü rehberimiz, bilimsel birlik temelimizdir!
Dostlar, Yoldaşlar;
51. mücadele yılına giren Partimizin tarihi, Halk Savaşı‘ndan Sosyalist Halk Savaşı‘na ilerleyen silahlı devrimci savaşla özdeş iken, bu savaş içinde alınan ağır darbe, örgütsel yenilgi ve ödenen ağır bedeller halkların siyasi havsalasına kazınarak bu tarihin yaratıcı harcı olup, onu anlamlandıran derin arka planı oluşturur. Silahlı savaş pratiği içinde elde edilen ders ve tecrübelerin devasa birikimiyle yoğrulan aynı tarih, dayandığı bilimsel teori ve Komünist ilkeler kılavuzluğunda büyük değişim ve ilerleme çizgisinde vücut bulur.
TKP(ML)‘den MKP’ye ilerleyen Partimizin 50. mücadele yılını Komünist coşkuyla kutlarken, kurucu önderimiz İbrahim Kaypakkaya yoldaş başta olmak üzere, Parti genel sekreterlerimiz Süleyman Cihan, Kazım Çelik, Cüneyt Kahraman, Cafer Cangöz, Yılmaz Kes ve parti genel sekreter yardımcılarımız İsmail Bulut, Baba Erdoğan ve Aydın Hanbayat yoldaşlar şahsında, Halk Savaşı’ından Sosyalist Halk Savaşı’na uzanan kararlı savaş siperlerinde ölümsüzleşen yüzlerce yoldaşlarımızın komünist mücadelelerini selamlıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz!
Dostlar, Yoldaşlar;
Partimiz, bundan tam 50 yıl önce, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişiyle doruğa ulaşan yoğun işçi mücadeleleri ve köylü toprak işgalleri hareketiyle boy veren devrimci kabarışın koşulladığı devrim sancıları temelindeki nesnel şartların bir doğumu ve dünyayı sarsan Çin Büyük Proleter Kültür Devrimi cereyanının ideolojik-teorik-siyasi yankısının ürünü olarak Türkiye-Kuzey Kürdistan coğrafyasında enternasyonalist proletaryanın kararlı bir müfrezesi, sınıf bilinçli devrim bayrağı vasfıyla Kaypakkaya yoldaşın kurucu önderliğinde 24 Nisan 1972 manifestosuyla kuruluşunu ilan etti.
Partimizin kuruluşu taşıdığı komünist muhteva bakımından coğrafyamız siyasi mücadeleler tarihinde yeni bir milat, ideolojik-siyasi-askeri perspektif hattıyla tarihsel değerde devrimci bir eylem, devrimci sınıf cephesinden bilumum egemen gericiliğe karşı açıktan bir meydan okuma ve bir savaş ilanı demektir. Bundandır ki, partimizin kuruluşu coğrafyamız işçi sınıfı ve devrimci halk kitlelerine bir umut, bir mücadele feyzi ve ilham kaynağı olmuştur…
Siyasi mücadele, ideolojik mücadele ve teorik mücadele niteliğinde üç mücadele cephesinde süren sınıflar mücadelesi kapsamında, iki temel grizgaha oturan parti kuruluşumuzda, bir; uluslararası Komünist Hareket içinde modern revizyonist çizgi ile komünist çizgi arasında yaşanan keskin ideolojik-teorik tartışmaların yol açtığı saflaşmalarda başını Mao Zedung önderliğindeki ÇKP’nin çektiği komünist çizginin, özellikle BPKD ile ideolojimizin yeni gelişim evresi olan Maoizm aşamasına sıçrayarak yükselen Maoist Komünist akımın coğrafyamız devrimci hareketindeki doğru orantılı karşılığı ya da ideolojik-siyasi tasavvuru olarak belirleyici olmuştur. Ve iki; bu kuruluşta, ‘‘Ermeni sosyalisti Paramazlar hareketi‘‘, Suphilerin önderliğindeki TKP döneminin siyasi mirası ve TİP’ten Dev- Genç’e kadar yaşanan politik hareket dönemi inkar edilemez bir politik birikim süreci olarak ve elbette TİİKP içinde revizyonist çizgiye karşı yürütülen ideolojik mücadelenin demokratik şartların tükenmesi neticesinde zorunlu örgütsel kopuşa dönüşerek yaşanan süreç doğrudan rol oynarken, Ağrı, Zilan, Şeyh Sait, Dersim gibi ulusal Kürt hareketlerinden diğer ulus ve azınlıklardan ulusal hareketlere, Bedrettinlerden Pir Sultan, Köroğlu, Dadaloğlu ve Çerkez Ethem gibi isyan hareketlerine kadar yaşanan bütün direniş ve halk hareketleri tarihsel dayanak olarak yer tutup devrimci belleği oluştururlar…
Suphiler TKP‘si Komünternden de devraldığı kimi kusurlarına rağmen coğrafyamızdaki ilk Komünist Parti kuruluşuydu. Partimizin kuruluşunda etkisi olan siyasi öncellerden biri de Suphiler dönemi TKP’sidir. Bundandır ki, Partimiz, Supler TKP’sinin komünist mirasını sahiplendi, sahiplenir. Lakin, Suphilerin Kemalist iktidar tarafından Karadeniz‘de hunharca katledilmesinden sonra Kadir Bilen, Yakup Demir, Şefik Hüsnüler döneminde komünist yörüngeden köklü kopuşla revizyonistleşen ve giderek Kemalist iktidarın oyuncağı haline gelen TKP’yi, kesinlikle Suphiler dönemi TKP’sinden ayırır. Suphilerin katledilmesinden sonra coğrafyamız devrimci hareketi adeta bir ölüm sessizliğine gömülür.
50 yıl boyunca devrimci hareketin üzerine serpili kalan ölü toprağı, ancak Mahir, Deniz ve İBO’ların önderliğindeki 71 devrimci çıkışıyla kaldırılabildi ki, özellikle bu çıkışın komünist güzergahı olan 72 manifestosu bu toprağın savrulup atılmasında köktenci bir çığır oldu. Özcesi, Suphi’ler TKP’siyle açılan Komünist şafak, 24 Nisan 72 Güneşinin kızıl yükselişiyle coğrafyamız devrimine ışık tuttu…
Sınıflar mücadelesinin sıcak savaş mevzilerinde yarım asırlık zamanı dolduran partimiz, geçen bu uzun zaman dilimine karşın, yaşlanıp eskimek bir yana, mücadeleler serüveni içinde kazandığı tecrübe ve birikim, edindiği siyasi olgunluk ve bilimsel dokusundan aldığı dinamizm üzerinde yenilenip gelişerek tüm canlılık ve diriliğini korudu-korumaktadır. Komünist manifesto niteliğindeki kuruluşuyla partimiz, tüm teorik-pratik temelleriyle iddialı bir devrim kulvarını temsil ederken, bugün de Kaypakkaya yoldaşın açtığı Komünist çığırda ilerleyen öncü kurmay yürüyüşünü sürdürerek, devrimdeki iddialı duruşunu bilimsel MLM ideoloji, Komünist teori ve ilkelere dayanan genel siyasi çizgisiyle korumaktadır.
Partimizin bugün yakalamış olduğu ileri seviyesini, 2002 yılında gerçekleştirdiği Parti 1. Kongresinde, örgütsel sorun ve ideolojik kırılmalara neşter vuran Tarihi Muhasebesiyle girdiği bilimsel yönelimle sağladı. Partinin merkezi yapısını yeniden inşa etmesi, parti programının yapılması, hata ve zaaflarına karşı öz-eleştirel yaklaşarak onlardan öğrenmesi, örgütsel sorunlar ve ideolojik kırılmaları anlayış düzeyinde mahkum ederek bilimsel rotanın yeniden benimsenip geliştirilmesi, ideolojik ve örgütsel kampanyaların sürdürülerek nitel gelişmeler sağlaması, devrimci savaş pratiğinin hatalarını eleştirerek yeniden biçimlendirmesi gibi daha bir çok olumlu gelişme Parti 1. Kongremizin sağladığı ilerlemelerdi.
Parti 1. Kongre önderliğimiz, 2. Kongrenin gerçekleştirilmesi arifesinde düşmanın stratejik imha saldırısına maruz kalarak, kongre delegeleri, parti üyeleri ve parti savaşçılarının da içinde olduğu 17 yoldaşla birlikte düşman tarafından katledilerek fiziken tasfiye edildiler. Partimiz ağır bir örgütsel darbe alarak merkezi yapısını yitirdi.
Ne var ki, partimiz adeta küllerinden doğmasını bilen bir yetenekle her defasında yaralarını sarıp örgütsel yenilgilerini aşmayı başarma azmi göstermiştir. Partimizin 2, 3 ve 4. Kongreleri işte bu bilimsel zeminde ve Parti 1. Kongresinin yetkin temelini esas alıp ileri adımlar atarak bugünkü seviyeye ulaşmıştır…
Partimizin örgütsel yenilgi ve darbelenmeler süreci kuruluşuyla birlikte gündeme gelen tarihsel bir geçmişe sahiptir. Lakin bu geçmiş aynı zamanda Partimizin devrimci dirayet, ısrar ve bilimsel kararlılık ve gelişimin dinamiğinin de bir tablosudur…
Kaypakkaya yoldaşın kurucu önderliği altında birleşen az sayıdaki kadro yoldaş tarafından Malatya’nın Kürecik dağlarında, büyük zorluklar içinde ve 71 AFC’sinin hüküm sürdüğü ağır siyasi şartlar altında kurulan Partimiz, derhal silahlı eylemlere girişti. Hakim sınıflar Kaypakkaya yoldaş şahsında partimizi büyük bir tehlike olarak tanımladı ve buna uygun stratejik yönelimle hedefine aldı.
Faşist cuntanın başlatmış olduğu azgın saldırılar 30 Mart Kızıldere‘de Mahirleri, 6 Mayıs’ın darağaçlarında Denizleri katlederken, Vartinik baskınında yaralı olarak yakaladığı Kaypakkaya yoldaşı Amed zindan işkencelerinde 73’ün 18 Mayıs günü katlederek coğrafyamız devrimci hareket önderleri şahsında devrimci harekete ağır darbeler vurarak örgütsel yenilgi yoluna koydu…
72 Nisanı’nda kurulan partimiz, Kaypakkaya yoldaşın 73 Mayısında katletmesiyle partimiz örgütsel yenilgi sürecine girerek kısa sürede yenilgiyle tanışmış oldu. Bu, Partimiz açısından olduğu kadar devrimimiz için de büyük bir talihsizlikti…
Partimiz, taşıdığı devrimci kararlılık ve bilimsel ısrarın ürünü olarak toparlanma sürecine girerek 78 yılında birinci Parti Konferansını gerçekleştirerek yeniden merkezi yapıya kavuştu. Kısa süre sonra 80 AFC’si işbaşına gelerek devrimci hareketi ağır faşist saldırılarla darbeledi. 81 yılında ikinci Parti Konferansını gerçekleştiren partimiz, bir kez daha faşist saldırıların boy hedefi olarak 83 yılında bir örgütsel yenilgiyle daha tanışmış oldu. Bu yenilgiden sonra 87 yılında girdiği merkezi konferans aşamasında onlarca konferans delegesini düşmanın askeri saldırılarında fiziken yitirdi ve derinleşen örgütsel sorunlar 87 örgütsel ayrılığıyla birlikte parti güçlerinin bölünüp partinin örgütsel sorunlara boğulmasına yol açtı…
Bu tarihten sonra Partimiz, örgütsel ayrılık zemininde parçalı olarak örgütsel çalışma ve mücadelesine devam etti. Parti güçleri ayrı ayrı ve değişik zamanlarda merkezi konferanslarını gerçekleştirerek örgütsel yapılarını sürdürdüler. 92 yılında parti güçleri gerçekleştirdikleri örgütsel birlikle önemli bir enerji ve mücadele dinamiği yakaladı. Ne ki, bu sefer de dar grupçuluk hastalığı Parti güçlerimizin 94 yılında yeniden ayrılmasına vesile oldu. Birliğin verdiği moral-motivasyonla büyük güçlere ulaşan partimiz, 94 ayrılığıyla yeniden zayıflama sürecine girerek daralmalar yaşadı… Sonra büyük arbedeler yaşadı, ciddi tahribatlar geçirip önemli gelişme ve ilerlemeler de kaydetti Partimiz. İleriye doğru attığı mütevazı adımlarla sınıf mücadeleleri arenasındaki yerini boş bırakmadan iddiasını korudu, korumaya devam ediyor. Nitekim yarım asırlık varlığını, başta ölümsüz yoldaşlarımızın omuzlarında yükselen devrimci savaş pratiği olmak üzere, bilimsel haklılık, devrimci ısrar ve kararlılkla pekiştirdiği mücadele dinamiğiyle bugünlere taşıdı, taşımasını bildi. Ve bugün 50. kuruluş yılı vesilesiyle bu şanlı mücadele tarihini selamlıyor, coşkuyla kutluyoruz!
Bir kez daha, bin kez daha selam olsun Parti kuruluşumuza!