ANKARA – Kobanê’de kadın öncülüğünde gelişen direnişe destek olan Kader Ortakaya’yı “Tavizsiz bir kadın kurtuluş savaşçısı” diye tanımlayan arkadaşı Perihan Koca, “Gezi’den Kobanê’ye uzanan kadın direnişinde, Kader yoldaş, isyanının ve kadın özgürlük mücadelesinin öncüsü oldu” dedi. DAİŞ’e karşı kadınlar öncülüğünde gelişen direnişin sembolü olan “1 Kasım Dünya Kobanê Günü” yarın tüm dünyada kutlanacak. Baas rejimine karşı gerçekleşen devrimle 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de halklar kendi iradesiyle ortak bir yaşamı inşa etti. Kadın öncülüğünde kurulan yeni yaşam Ortadoğu ve dünyada özgür toplumun kapısının aralanmasında yeni gelişmelere öncülük etti. Kadınların öncülüğünde kurulan komünal yaşam ve toplumsal ekonomi sistemi halklar arasında iktidar sistemini de yok etti. Yaratılan bu sisteme saldırısı ise çok gecikmedi. SALDIRI GECİKMEDİ Ortadoğu ve dünyaya tehdit olan DAİŞ 15 Eylül 2014 tarihinde Kobanê’ye ağır silahlarla saldırdı. Saldırılara karşı kendi öz gücüyle ve halklarla birlikte Kobanê’de tarihi bir direniş başlatıldı. Bu direniş aynı zamanda DAİŞ’e karşı uluslararası güçlerinde bir araya gelmesini sağladı. Bunun sonucunda 27 Eylül 2014’te Suriye’de DAİŞ’e karşı operasyon başlatıldı. Kobanê ağır silahlarla DAİŞ tarafından adım adım işgal edilirken, kadınların öncülüğünü yaptığı direnişlerde tarihe iz bıraktı. Çoğunluğu çocuklardan oluşan bir kısım halk kenti terk etmek zorunda kaldı ve saldırılarda Kobanê’nin yüzde 70’i ve 360 köyü talan edilerek büyük bir yıkıma uğratıldı. MİRKAN DİRENİŞİN SEMBOLÜ OLDU Tarihe damgasını vuran Kobanê direnişinde 5 Ekim 2014 tarihinde Kuzey Suriye Efrîn kentinde doğan Arin Mirkan’ın Miştenur Tepesi’nde gerçekleştirdiği fedai eylem hem insanlık onuruna karşı verilen mücadeledeki ruhu hem de kadınların özgürlüğe olan tutkusunun sembolü oldu. Kamuoyunda büyük bir etki yaratan bu eylem Kobanê karşısında tüm dünya da bir duyarlılık oluşturdu. HALKLAR SINIRA AKIN ETTİ Kobanê’nin Urfa sınırına akın eden halklar ise günlerce direnişe destek vermek için nöbet tuttu, birçok gençte uluslararası güçler tarafından çizilen ve tel örgülerle örülen sınırları geçerek, direnişe destek verdi. Mirkan’ın eylemi Kürt kadınlarında oluşan özgürlük tutkusunun dünya kadınlarına yayılmasını sağladı. Türkiye sınırında DAİŞ’e karşı mücadele veren halklara destek için gelen ve Kobanê’ye geçmek isterken 7 Kasım 2014 tarihinde askerler tarafından vurulan Kader Ortakaya da sınırda yaşamını yitirdi. İKİ KADIN İKİ DİRENİŞ Kobanê direnişinde Mirkan ve Ortakaya kadınlar açısından da bir miladın başlangıcı oldu. Kadınların yıllarca verdiği özgürlük mücadelesini Mirkan, DAİŞ’in kalbinde kendini patlatarak savunurken, Ortakaya ise uluslararası güçlerin sınırlarını parçalayarak savundu. 134 gün süren direniş ardından Kobanê DAİŞ’ten temizlendi. 26 Ocak 2015 günü Kobanê kent merkezi DAİŞ çetelerinden kurtarılırken, Kobanê zaferi DAİŞ ve destekçileri için büyük bir darbe oldu. ‘MÜCADELEME SAHİP ÇIKIN’ Kobanê direnişi sırasında Mirkan annesine “Eğer annemi görmeden şehit düşersem ona söyleyin yüksek sesle zılgıt çeksin. Asla üzülmesin” derken, Ortakaya ise ailesine bıraktığı mektupta, “Ben Kobanê’deyim. Bu savaş sadece Kobanê’de yaşayan insanların değil, hepimizin savaşı. Ben de çok sevdiğim ailem ve tüm insanlık için bu savaşa katılıyorum. Bu savaşın kazanılması, yoksulların ve sömürülenlerin de kazanmasıdır. Benim için bir şey yapmak istiyorsanız mücadeleme sahip çıkın” mesajını bırakmıştı. Kobanê’nin özgürleşmesi için yola koyulan ancak varamadan yaşamını yitiren Ortakaya’nın yoldaşı Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Dönem Sözcüsü Perihan Koca, Kobanê direnişinde Ortakaya’yı ve kadın özgürlüğünde durdurduğu noktayı Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi. ‘DİRENİŞİN EN ÖN SAFLARINDAYDI’ Ortakaya’yı “Tavizsiz bir kadın kurtuluş savaşçısıydı” şeklinde tanımlayan Koca, kadına yönelik tüm baskı sömürü ve tahakküm politikalarına karşı yaşamın tüm alanlarında direnişin en ön saflarında yer aldığını söyledi. Ortakaya’nın yaşamını mücadele ederek geçirdiğini belirten Koca, “Bir kadın olarak ailesinden başlayarak hayatın her anında dirençle yaşamış bir isimdi. Kürt komünist ve işçi bir kadındı Kader. Bizzat bu sömürü düzeninin, sınıflı toplumun, kapitalist sistemin elinden aldığı çocukluğunu ve hayallerini o savaşarak mücadele ederek kazanmaya ta ortaokul yaşlarındayken karar vermişti” dedi. ‘HALKLARA OMUZ VERMEK İSTEDİ’ Bir sosyalist feminist kadın olan Ortakaya’nın özgür kadın modelini kendi yaşamında inşa etmeye çalışan öncü biri olduğuna işaret eden Koca, “Patriyarkanın tüm kurumlarına karşı ailede, eğitimde, sokakta, mücadelede, yaşamın her alanında hesaplaşarak kendi varoluşunu gerçekleştiriyor. Ortadoğu’dan tüm dünyaya yayılan DAİŞ vahşetine, DAİŞ’in erkek egemenliğinin o vahşi yüzüne, kadınlara yönelik vahşetine, kadınları köleleştirmesine, halkları inançları katledişine derin bir öfke duyuyordu Kader. Bir Kürt, komünist kadın olarak, işçi sınıfı ile Kürt Özgürlük hareketinin kaynaşmasında Kobanê’de verilen halkların özgürlük mücadelesine omuz vermek istedi” dedi. İSYANIN BİR PARÇASI OLDU Ortakkaya’nın verdiği bir röportajda “Öncelikle ben bir genç kadınım. Bu savaşta da öncelikle genç kadınların en önde olduğunu görüyoruz. Bu savaşın kadınların sembol olduğunu görüyoruz. DAİŞ’in yaptığı kadınlara ve kadın mücadelesine meydan okumaktır. DAİŞ’in dayatmalarına karşı kadınların direnişi de bir cevaptır” sözlerini alıntılayan Koca, şunları söyledi: “Evet, Kader’in de ifade ettiği gibi kadınlar bu direnişin sembolüydü. Ve Kader de bugün o direniş sembollerinden biri. Ortadoğu’nun yeniden paylaşımı sürecinde emperyalist güçlerin donattığı çeşitli argümanlarla sahneye çıkarılan DAİŞ’in katliamlarını kadın bedeni üzerinden yaptığını görüyoruz. Kader Ortakaya’nın da direnişinde yükselen mücadele erkek egemen zihniyetin ürettiği şiddete karşı bir isyan, bir başkaldırıydı. Gezi’den Kobanê’ye uzanan kadın direnişinde, Kader yoldaş, o isyanının ve kadın özgürlük mücadelesinin öncüsü oldu.” ‘KOBANÊ ÖZEL BİR YERE SAHİP’ Türkiye ve dünyada bütün şiddetiyle erkeklik krizi denilecek patriyarkal tahakkümün derinleştiğini vurgulayan Koca, şunları söyledi: “Kadın cinayetlerinin tacizin tecavüzün çocuk istismarının şiddetin alabildiğine arttığı ve erkek devlet, yargı uygulamaları kadın düşmanı politikalar dolayısıyla söz konusu kadın kırımının normalleştirilmeye çalıştığı bir momenti yaşıyoruz. Ama bu moment bu karanlığı yırtarcasına bir kadın isyanının mayalandığı, kadınların isyanının dünyanın dört bir yanında çeşitli biçimlerle ardı sıra patlak verdiği, kadınların sokakları terk etmediği, kadın kurtuluş mücadelesinin ivme kazandığı bir moment. Kadın kurtuluş hareketinin bugün çok sık başvurduğu ‘21. yüzyıl kadınların yüzyılı olacak’ sloganı, bir slogan olmanın ötesinde bir hakikate bir nesnelliğe işaret ediyor. ABD’den Polonya’ya Şili’den İspanya’ya Sudan’dan Irak’a, İran’a, Suriye’ye, Kobanê’ye, Türkiye’ye tüm dünyada kadınlar sokakta ve yaşamın her alanında direniyor. Bu tablonun içerisinde elbette Kobanê’deki direniş de özel bir yere sahip.” MA / Berivan Altan