EMEK CEPHESİNE YÖNELİK PERSPEKTİFİMİZ NE OLMALIDIR

Üretim ilişkilerine bağlı sınıf çelişkileri, örgütlenme alanlarımızın esas ve tali yanlarını belirler. Maoist Komünistler coğrafyamızın gerçekliğine yönelik yaptıkları yeni değerlendirmede, emeğin gasp ediliş biçiminin kapitalist tarzda gerçekleştiğini, proletaryanın önder ve temel güç, kır ve kent küçük burjuvazisinin de müttefik güç olduğunu belirlemiş durumdadır. Coğrafyamızda ön plana çıkan başlıca beş çelişmenin içerisinde emekle sermaye çelişkisi belirleyici hale gelmiştir. Bu gerçeklik, siyasi, ideolojik, örgütsel, askeri ve kültürel alanlardaki bütün örgütlenmelerin buna uygun şekillenmesini zorunlu kılmaktadır.

Emperyalist sistemin hâkim olduğu dünya genelinde, kapitalist sermayenin çok uluslu tekeller biçiminde merkezileşerek yaygınlaşması, üretim alanında da önemli oranda bir merkezileşmeyi beraberinde getirmiştir. Doğayı, insanı ve tüm ihtiyaçlarını metalaştıran çok uluslu tekeller, geçmişte birbirinden bağımsız olan üretim alanlarını tek bir işletmede birleştirmiş durumdadır. Tarım, sanayi ve hizmetler alanları neredeyse tüm toplumsal ürünlerin hepsini birlikte üretmektedirler. Köylüler ve kapitalist çiftlikler, tarıma dayalı bütün gıda maddelerini üretmekte, maden alanı enerji ve diğer hammaddeleri üretmekte, sanayi alanı bu ürünleri işletmekte, hizmetler alanı ise kredi, taşıma ve satış alanında rol oynayarak bunları pazara sunmaktadır. Bu da göstermektedir ki herhangi bir toplumsal üründe tarım, sanayi ve hizmetler alanından birinin olmaması, mevcut ürünün üretilmesini engellemektedir.

Üretim alanındaki bu merkezileşme irademiz dışında emekçilerin mücadelesinin de proletarya önderliğinde birleştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Geçmişte sendika, kooperatif, meslek odaları vb. örgütlenmelerin birbirinden ayrı sürdürdüğü mücadeleler geçmişteki kadar anlamlı olmamaktadır.

Üretim alanındaki bu merkezileşmenin dışında teknik alandaki gelişmeler de bütün emek cephesinin ortak örgütlenmesini zorunlu kılan bir diğer faktördür. Üretim, ulaşım ve iletişim alanındaki teknik gelişme herhangi bir sanayi kolunda grev sonucu üretilmeyen ürünün, diğer fabrikalardan ya da başka bir ülkeden kolayca temin edilmesini sağlamakta ve dar alanda yapılan grevlerin etkisini zayıflatmaktadır. Bu nedenle emek cephesinin tarım, sanayi ve hizmetler alanında topyekûn hareket etmesi, grevlerin yaptırım gücünü de kat be kat arttırmaktadır.

İşletmeler ve devleti birinden ayrı tutmak, sınıflar dünyasını ve toplumsal mücadeleyi kavrayamamaktır. Proletarya ve emekçiler, yasalarıyla, güvenlik birimleriyle, ekonomik ilişkileriyle bir bütünü oluşturan kapitalist sistemin sadece bir alanına yönelik mücadelesi, sadece bir patronuna ya da toprak sahibine karşı mücadelesi, sonu kazanımla bitse dahi gerçek anlamda kurtuluşu sağlayamaz. Bu nedenle tek tek işletmelerdeki mücadeleleri asla yadsımadan bütün sorunların kaynağı olan siyasal iktidara yönelinmelidir.

Günümüz çok uluslu tekeller dünyasında sendikaların, kooperatiflerin, meslek odalarının, işsizlerin, engellilerin ve emeklilerin kapsadığı tüm emekçi örgütlenmelerinin özgünlüklerini yadsımadan, bağımsız mücadelelerini bir an olsun gevşetmeden, bir tek çatı altında konfederal biçimde merkezi örgütlenmelerin yaratılması ana görevdir. Bu yapılmaksızın parçalı bir yapıyla karşımızda birleşmiş olan çok uluslu tekellere karşı mücadelemiz başarıya ulaşamaz.

Kapitalist üretimdeki gelişme dünya kırlarının kitleler halinde sökülerek tarım, sanayi ve hizmetler alanında işi olan ya da olmayan proleter sınıfa dâhil olmasını sağlamıştır. Proletarya yüz yıl öncesine göre yüzlerce kat artarak, yedi milyarlık insanlık nüfusunun içinde belirleyici hale gelmiştir. Köylülük ve hizmetler alanındaki küçük üretici ve memurlar ise kapitalist üretimin saldırılarıyla neredeyse proletaryayla aynı koşullara gelmiş durumdadır. Bu durum proletaryanın diğer emekçi kesimlerle ittifak zeminini güçlendirmiş, kaderlerini daha fazla ortaklaştırmıştır. Maoist Komünistler bu perspektifle hareket ederek esaslı mücadele alanlarımızdan biri olan emek cephesinin örgütlenmesinde daha aktif yer almalı ve somut örgütlenmeleriyle rolünü oynamalıdır.

Somut adım olarak tarım, sanayi ve hizmetler alanında bulunan işçiler, köylüler, memurlar, meslek çalışanları, küçük üreticiler, emekliler, engelliler ve işsizlerin ortak kurultay ve konferanslarla emek cephesine yönelik perspektiflerin açığa çıkarılması, ortak örgütlenmelerin yaratılması sağlanmalıdır.

      

Önceki İçerikÖrgüt bilinci güçlü olmadıkça güçlü örgüt tesis edilemez!
Sonraki İçerikÖcalan’ın yol taslağı ve sürecin analizi