DEĞERLİ DOSTUMUZ/YOLDAŞIMIZ HÜSEYİN ARSLAN’IN ANISINA!

Bu köşemi değerli dostumuz, sevgili yoldaşımız Hüseyin amcanın henüz taptaze olan anısına ayırmayı bir görev olarak yerine getiriyorum. O’nun emeklerinin karşılığı kuşkusuz ki pahasızdır. Emeğinin karşılığı değil ama emeğine saygının bir tutumu olarak anısına saygımı ifade etmeyi küçük bir görev olarak tasavvur ediyorum köşe yazımı.
Hozat’ın Tavuk köyünde yaşanan elim olay Hüseyin amcamızı, sevgili yoldaşımızı zamansız bir acıyla aramızdan ayırdı. Acısını paylaşıyor, ailesine, tüm sevenlerine ve yoldaşlarına baş sağlığı duygularımı iletiyorum. Başımız sağ olsun! Devrimci tutsakların başı sağ olsun!
O’nun onurlu devrimci yaşamı, devrimci emeği ve saygın anısı önünde büyük saygıyla eğiliyorum.
Hüseyin amcamız yaşamını sürdürdüğü köyünde akrabası/köylüsü olan suçlu bir unsur tarafından ‘’sebepsiz ve anlamsız’’ yere silahla vurularak katledildi. Kuşkusuz ki hiçbir sebep bu cani ve gerici saldırıyı, bu katli gerektirmez-haklı göstermez. Ancak sebep sayılabilir bir neden olmadan Hüseyin yoldaşımızın katledilmesi, üzüntümüzü daha da büyütüp suçu işleyen unsurun kişiliğini teşhir etmeyi çok daha haklı kılmaktadır. Elim olayın neden gerçekleştirildiği kuşkusuz ki zamanla açığa çıkacaktır. Lakin neden gerçekleştirilmiş olursa olsun, bizler için somut bir gerçek var ki, o da değerli dostumuz, sevgili yoldaşımız Hüseyin amcamızın canice bir suçla öldürülmüş olmasıdır.
Hüseyin amcamızın-yoldaşımızın açık devrimci kişiliğe sahip olduğu ilgili herkesçe bilinen bir gerçektir. O, devrimci kişiliğine uygun olarak yaşayan asil bir insandı. Bu kişilik ve yaşam tarzına uygun olarak devrimci sözünü sakınmaz, haksızlığa rıza gösterip boyun eğmezdi. Gördüğü haksızlıklar karşısında tavır almaktan asla sakınmazdı. Komünistleri, devrimcileri her koşulda sahiplenir, savunur ve bunda taviz vermezdi. Onun verebileceği tek ‘’rahatsızlık’’ ancak bu yaşam felsefesi ve tavrı olabilirdi. Bundan gayrı bir hesabı, bir sorunu, bir tepkisi yoktu, olamazdı da… Profesyonel bir militan değildi belki, ama sözü, yaşamı ve görüşleriyle bir militandı O! O’ndan ‘’rahatsızlık’’ duyanlar yalnızca bu yaşamından dolayı ‘’rahatsız’’ olabilirlerdi. Bunun dışındaki her gerekçe sadece gerçeği saklayan bir gerekçe olabilir ancak.
Değerli yoldaşımız Hüseyin amca, sadece yaşı itibarıyla amcamızdı, düşünceleri, hayalleri ve yaşamıyla yoldaşımızdı. O bir devrimciydi. Tüm yaşamı bunu doğrulayan onurlu, düzene karşıtlığı ve komünistlere bağlılığıyla birlikte verdiği anlamlı emeğiyle katıksız biçimde devrimciydi. Özellikle hapishaneler direnişleri ve özgül olarak da Ölüm Oruçları dönemlerinde istikrarlı bir sahipleniş ve direniş tavrıyla sürekli komünist ve devrimci tutsakların yoldaşı oldu. Bu direnişlerde büyük acılar yaşayarak, hakaretlere, işkencelere ve faşist saldırılara maruz kaldı. Ama O, hiçbir baskı ve saldırı karşısında yılmadan tutsaklarla dayanışmasını büyük bedeller pahasını sürdürdü, direnişlerde, eylemlerde kararlıca yerini aldı.
Yaşadığı acıları, hakaretleri, işkence ve saldırıları hiçe sayarak, komünist ve devrimci tutsaklarla gurur duydu ğunu her vesilede yineleyen Hüseyin amca, tutsaklara moral vermekten başka bir şey düşünmezdi. Ve gerçekte de bu değerde bir dostun, yoldaşın ve direnişçinin varlığı tutsaklar için güçlü bir moraldi.
Hüseyin amcanın acı kaybı ile dikkat çekici bir gerçek daha açığa çıkmaktadır. Ki bu gerçek son derece önemli ve anlamlıdır. Ailesinin böylesine ağır bir acı karşısında son derece soylu bir tavır sergileyerek demokratik kültüre uygun tarzda olayı soğukkanlılıkla karşılayıp tepki ve nefret söyleminden uzak durması, öç ve intikam alma şeklindeki söylem ve duygulardan uzak olması son derece anlamlı ve değerlidir. Demokratik ve devrimci kültüre, Hüseyin amcamızın ailesine yakışan da budur. Diğer duygular ancak sınıf düşmanları arasında ve karşı-devrimcilerle aramızdaki çelişki ve sorunlarda geçerlidir. Ailenin bu bilinci örnektir.
Bir kez daha Hüseyin amcamız, sevgili yoldaşımız ve O onurlu insanın anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Önceki İçerikDEVLETİ TAHKİM POLİTİKALARI HİÇ DURMADI Kİ!
Sonraki İçerikİlerlemenin önündeki her engel uygun mücadele metotlarıyla aşılmak zorundadır!