Talay, 1975 yılında Kaypakkaya hareketinde örgütlendiğinde, Kazlıçeşme’de bir deri işçisiydi.
Örgütlendiği tarihten 1980 darbesine kadar pek çok greve ve direnişe yaptığı önderlikle ön plana çıktı; defalarca gözaltına alındı, işkence gördü ve kısa süreli hapis yattı. 12 Eylül askeri faşist diktatörlüğü koşullarında devrimci faaliyetini illegal olarak sürdürdü. 1981 ve sonrasında defalarca gözaltına alındı, ağır işkenceler gördü. Yirmi yılı bulan parçalı hapislik hayatında bu direnişini hapishanelerde de sürdürdü ve yer yer bu direnişlerin önderliğini yaptı. Son hapishane tahliyesi 2008’de gerçekleşen Turan Talay, baş gösteren sağlık sorunlarını çözebilecek olanakları bulabileceği umarıyla yurt dışına çıktı…
Turan Talay, hayatını dolduran gözaltılar, işkenceler ve hapishaneler onda bir yılgınlık yaratması şöyle dursun her tahliye sonrası ilk ulaştığı yer örgütü oldu. Onun en unutulmaz özellikleri; gerillanın hayat damarı olarak aldığı görevlerde gösterdiği dikkat, disiplin; devrimin değerlerini, yoldaşlarını ve halkını korumadaki sorumluluğu ve bulunduğu her koşulda yoldaşlarını ve devrimcileri hissetmede gösterdiği komünistlere özgü dikkattir. Onun sınıf bilicinin kavrayış düzeyini de gösteren bu dikkattir ki, sadece yeteneklerini değil; sahip olduğu tüm olanaklarını da hiç tereddüt etmeden mücadeleye adamış, nerdeyse tüm aile fertlerini de seferber etmekten geri durmamıştır. Bu özellikleri ile o “feda kuşağı“ olarak betimlenen 78 kuşağının devrimci ve komünistlerinin hayatlarını devrime sunma bilincinin yarattığı özgün bir kişisi olmuştur. Öylesine ki bulunduğu hastane odasında son nefesini vermeden yarım saat önce fısıldadığı son söz: Emperyalizme karşı mücadeleyi bırakmamak lazım!” olmuştur.
Onun bıraktığı mirasın bu özellikleri devrimcilerin eğitim notları olarak bilinç inşamızın vazgeçilmez malzemeleri olarak daha da geliştirilecektir.
Onu saygıyla ve yoldaşlıkla uğurluyoruz.