HABER MERKEZİ (27.06.2014)- “Dünya ve Türkiye- Kuzey Kürdistan proletaryası ve emekçilerine!
Osmanlı’dan TC’ye uzanan sömürücü ve zulümkar egemenlerin tarihi; inkar, asimilasyon, imha, katliam ve soykırımlar tarihidir. Bu yönüyle Anadolu ve Mezepotomya’nın kadim halklarının çoraklaştırılmasının tarihidir.
2 Temmuz 1993 Sivas Katliamı da bunlardan sadece biridir. Zira bu katliamlar ne ilk ne de son olmuştur. Hem öncesi hem de hala devam eden katliamlar tarihi Sünni Türk İslam bayrağı altındaki tekçi faşist Türk devletinin genel karakteristik özelliğidir. Sivas Katliamı’nın ardından 21 yıl geçmesine karşın hala ne faşist tekçi katil devlet, ne de onun yukarıdan aşağıya hiçbir sorumlusu ve tetikçileri doğru düzgün yargılanmadığı gibi, algı yönetimleri ve manipülasyonlar üzerinden kitlelere yalan söylenmeye devam edilmektedir.
Çok uluslu ve inançlı coğrafyamızda, yüzyıllarca bugün de gericilerce devam eden ‘tek inanç- tek bayrak- tek millet- tek vatan- tek dil- resmi tek tarih- düşünce’ imtiyazları ve tekeli şeklinde ifade edilen tek ulus- inanç eksenli cumhuriyet epistomolijisi uygulanmaktadır. Burada efendilere mutlak itaat istenir. Boyun eğmeyenlerin ‘katli vaciptir’ yasası işlemektedir. Dindar ve kindar nesil yetiştirme operasyonları tüm hızıyla sürmektedir. Özgün kimlik- kültür- inancın inkar edilerek, egemenlere adapte olmayanlara baskı, Osmanlı ve devamcısı Türkiye- Kuzey Kürdistan egemenlerinin önemli tarihsel özelliğidir. Fiziksel- kültürel- beyaz asimilasyon, inkar ve imhanın her türüne karşı özgür yaşam ve özgür düşünce temel yönelimimizdir. Hiçbir zorunlu inanç tanınmamalı ve bütün inançlar için tam hak eşitliği temelinde her bir inancın kendini özgür bir şekilde ifade edeceği asgari bir toplumsal sistem olarak Sosyalist Cumhuriyetler Birliği bayrağını kaldırıyoruz.
Faşist Türk devleti bugün de kendi Alevisini, kendi Kürt’ünü, kendi işçisini ve nitekim benliğinden, ezilen ve sömürülenlerin ilerici ve devrimci tarihinden, kendi özgücü ve özgüvenine sahip kendi özgür düşünce ve yaşamından koparılarak sömürücü ve zulüm düzeninin bir parçası haline getirilip ona boyun eğen kendi insanını yaratmak istemektedir. Bu temelde tekçiliği, Sünni Türk İslam bayrağı ekseninde yeniden üretmenin teorik pratik politkaları içerisindedir. Tekçi faşist Türk devletinin Alevi çalıştayları ve ‘Ali’ siz Alevi’ operasyonu da bu anlamda tasfiye politikalarının birer halkasıdır.
Ezilen Kürt ulusunun ayrılma hakkı, azınlık milliyetler ve Aleviler başta olmak üzere ezilen inanç gruplarının özgürlüğü, her miliyetten halkların sosyalizm ve komünizm için birliğinin temel koşuludur. Türkiye- Kuzey Kürdistan coğrafyasında hedefimiz bölgesel özerklik ve yerel yerinde yönetim temelinde Sosyalist Cumhuriyetler Birliğidir.
Andımız olsun ki Osmanlı’dan günümüze tüm katliamların hesabını soracağız. 2 Temmuz Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenler özgülünde canlarını daha iyi ve özgür bir düşünce ve yaşam için ölümün üzerine yürüyerek ateşe verenlerin anıları önünde bir kere daha eğiliyoruz. Bütün inançlara mensup kesimlerin ve inanmayanların özgür yaşamı ve özgür düşüncesi için Türkiye- Kuzey Kürdistan işçi ve emekçileri tekçi- faşist Türk devletine karşı Partimiz Maoist Komünist Partisi önderliğiyle birleşerek Sosyalist Halk Savaşı’nı vermeye çağırıyoruz. Asla unutulmamalıdır ki Sosyalist Halk Savaşı, proletarya ve emekçilerin doğrudan kendi meşru kaçınılmaz bir savaşıdır. O halde savaşalım ve kendi kurtuluşumuzu ve özgürlüğümüzü elde edelim.
Kahrolsun 2 Temmuz Sivas Katliamı ve tüm katliamlar!
Ezilen ve sömürülenlerin haklı ve devrimci mücadelesi, katliamlarla engellenemez!
2 Temmuz Sivas, ne ilk ne de son katliamdır!
Katliamların hesabını Sosyalist Halk Savaşımızla soracağız!”