MKP, Kuzey Kürdistan’da yaşanan devlet saldırılarına ve katliamlara ilişkin “Soykırımcı Erdoğan/AKP güruhu yarattığı kan deryasında boğulacak!” başlıklı açıklama yayımladı
HABER MERKEZİ (10.02.2016) – Maoist Komünist Partisi (MKP) Siyasi Büro Kuzey Kürdistan’da yaşanan saldırılara ve katliamlara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
“Soykırımcı Erdoğan/AKP güruhu yarattığı kan deryasında boğulacak!” başlıklı açıklamada, Cizre’de evlerin bodrumlarına saklanmak zorunda kalan insanların devlet tarafından katledildiği vurgulandı ve şu ifadelere yer verildi;
“Cizre’de bir evin bodrum katına adeta hapsedilerek ‘’yavaş ölüm’’ işkencesine tabi tutulan çoğu yaralı olan Kürt direnişçi ve sivil insana dönük etik ve insanlık dışı vahşi politika günlerdir gündemdeydi. Milletvekilleri ve çeşitli resmi kurumlar düzeyine kadar yapılan yoğun girişimlere rağmen burada yaşanan insanlık dramı önlenemedi, yaralılara yardım edilmesi ya da tedavi edilmeleri sağlanamadı. Erdoğan/AKP iktidarının büyük bir kin ve intikam duygusuyla hareket edip her türlü insanlık dışı vahşete başvurarak en ağı katliamlara imza atacağı her vesileyle açıktı, tüm soykırımcı katliamlarından da görülmekteydi… ‘’Operasyonlarda sona gelindi’’ biçimindeki açıklamalar da adeta bu katliamların habercisiydi.
Nitekim büyük bir acı ve sarsıntı yaratan haberle iki ayrı bodrum katında olmak kaydıyla canavarca bir katliamın gerçekleştirildiği duyuruldu. Bodruma hapsedilmiş yaralı insanlara dair taşınan katliam kaygıları maalesef haklı çıtı. İki bodrum katında bulunan sağ-yaralı onlarca sivil ve direnişçinin katledildiği haberleri iktidar sözcülerince doğrulanıp basında da yer alırken, katliamlarla övünmekten geri durmayan kan emici iktidar güruhu bu kez katliamın dehşet uyandıran boyutunu gizlemek için katledilenlerin sayısını olandan çok daha az göstermek zorunda kaldı…
Katliamın gerçekleştiği yer Cizre, katliam mekanı ise onlarca yaralı sivil insan ve direnişçinin bulunduğu iki bodrumdur. Bodrumdaki insanların kaçamayacakları bir yer olamayacağına göre, bu insanların sağ olarak yakalanması vb tamamen mümkündür. Buna rağmen, daha önce katliam mangalarının duvar yazılarına ve Erdoğan/Davutoğlu ikilisinin; ‘’ezeceğiz, hendeklere gömeceğiz, başlarına yıkacağız’’ minvalli kan emici ifadelerine de yansıyan ilkel kin-intikam duygularıyla bu insanlar toplumca katledildi. Çatışma koşulları dışında gelişen bir durum olarak onlarca insan alenen infaz edildi. Erdoğan/AKP iktidarı savaş ve insanlık suçlarına yeni bir halka daha ekledi.
Kürt ulusunun onurlu direnişi karşısında yaşadığı bozgun ve yenilgiyi hazmedemeyen ırkçı-faşist iktidar gerçekleştirdiği soykırım katliamlarıyla yetinmeyip bunları en pervasız boyuta taşıdı. Hiçbir ahlaki değer taşımayan bu iktidar savaş ahlakı ve hukukuna da bağlı kalmadan, tedavi ve yardım edilme şartına tabi olan ve çatışma durumunda olmayarak askeri hedef statüsü dışında kalan yaralıları vahşice katletmekten geri durmadı. Bu realite, Erdoğan/AKP güruhunun kokuşmuş sınıf karakteri ve amansız Kürt düşmanı sicilinin kanla yazılan kanıtıdır.”
“Kuzey Kürdistan’ı kan deryasına çevirenler mutlaka o kan deryasında boğulacaktır!”
Açıklamada devamla, ” Kentlerin yerle bir edilip soykırım düzeyinde cani katliamların gerçekleştirilmesiyle Kürt ulusunun onurlu direnişini bastıramayan tekçi, ırkçı-faşist güruhun, yaralıları topluca katlederek ve yaralılardan intikam alarak başarıya ulaşması mümkün değildir.” denildi. Kuzey Kürdistan’ı kan deryasına çevirenlerin, yarattıkları kan deryasında boğulacaklarını vurgulayan açıklamanın devamı şu şekilde;
“Tarih, gerici zor ve şiddet üzerine kurulu olan en büyük imparatorluk ve iktidarların yerle bir olmaktan kurtulamadığına tanıklık etti. Hiçbir gerici faşist baskının, zulmün, katliam ve kıyımın bu iktidarların yıkılıp tarihin karanlığına gömülmesini önleyemediğine sınıflar mücadelesi ve tüm insanlık tarihi tanıktır. Erdoğan Sultasının uyguladığı barbar katliam, vahşi kıyım, milli zulüm ve ırkçı-faşist baskılar da onun yıkılıp köhne karanlığa gömülmesini engelleyemeyecektir. Kürt ulusunun kahramanca sergilediği onurlu direniş şimdiden faşist Erdoğan/AKP iktidarının iradesini kırarak sarsmış, siyasi yenilgiye uğratmıştır. Erdoğan sultasının en vahşi katliamları Kürt ulusal direnişine sökmemiştir. Direniş, en vahşi katliamlara rağmen kırılamamış, aksine büyük siyasi kazanımlar sağlayarak Erdoğan/AKP güruhunu çaresizlik ve aciz içine sürüklemiştir.
Kentlerin yerle bir edilip soykırım düzeyinde cani katliamların gerçekleştirilmesiyle Kürt ulusunun onurlu direnişini bastıramayan tekçi, ırkçı-faşist güruhun, yaralıları topluca katlederek ve yaralılardan intikam alarak başarıya ulaşması mümkün değildir. Günbegün barbarlaşarak tırmanan ırkçı-faşist soykırım katliamları tekçi faşist iktidarın aciz içindeki çırpınışlarıdır. Kazanan Kürt ulusunun onurlu direnişi, kaybeden devasa katliamlarına rağmen tekçi-ırkçı-faşist iktidar ve elbette soykırım katliamlarını seyrederek destekleyen emperyalist dünya gericiliğidir.
Buna karşın, başta Türkiye-Kuzey Kürdistan olmak üzere, bütün ezilen emekçi dünya halkları, mazlum ulus ve azınlıkları Kürt ulusunun haklı mücadelesi ve onurlu direnişinin yanındadır. Elbette sınıf bilinçli Türkiye-Kuzey Kürdistan proletaryası ve onun öncüleri ırkçı-milliyetçi faşist saldırganlık ve katliamlara karşı amansız düşmanlık duygularını büyütürken, kahraman Kürt ulusunun onurlu direnişini selamlayarak, direnişin öznesi olarak görev edinme sorumluluğuna dikkat çekmektedir. Yaşanan milli zulüm ve kıyım, Kürt ulusunun büyük acıları karşısında her türlü eylemin meşru iken, her türlü tepki ve mücadele biçiminin kullanılarak direnişi büyütmek devrimci sorumluluk ve görevdir.
Kürt ulusunun destansı direnişiyle sınıf perspektifiyle birleşerek onu büyütmek, Cizre katliamı şahsında soykırımcı faşist katliamlara karşı direnerek savaşmak ötelenemez insani görevdir!
Unutulmamalıdır ki, Kuzey Kürdistan’ı kan deryasına çevirenler mutlaka o kan deryasında boğulacaktır!
Kürt Ulusu ve Cizre Yalnız Değildir!
Cizre Katliamının Hesabı Sorulacaktır!
Kahrolsun Irkçı-Faşist Soykırım Katliamları!
Kahrolsun Erdoğan/AKP İktidarı!”
