HABER MERKEZİ (01.08.2014)- “HDP ile Halk Cephesi arasında lokal düzeyde de olsa yaşanan olumsuzluklar asla demokratik kültür ve devrimci değerlerle bağdaşmayan, negatif gelişmelerdir. Her şeyden önce yaşananları kabullenmeyerek eleştirdiğimizi vurgulamak isteriz. Devrimci ve demokratik yelpazede yer alan bu dost güçlere sağduyu çağrısında bulunmayı, devrimci görev ve sorumluluğumuzun bir gereği olarak öteleyemeyiz. Dahası halk sınıf katmanları arasında yer alan ilerici güçler arasında cereyan eden ve hiçbir şartta tasvip edemeyeceğimiz bu gelişmeye kayıtsız kalamayız.
Taraflar öncelikle sorumluluklarına uygun olarak yaşanan olumsuz gelişmelerden dolayı devrimci kamuoyuna açıklama yaparak özür dilemelidir. Bunu yapmak bahsi geçen gelişmede haklı- haksız olmakla ilgili değildir. Sadece bilinen ciddi olumsuzluğun yaşanmasında taraf olmaktan ve bu gelişmelerden duydukları sorumluluk gereği özür dilemelidirler.
Peşinen söyleyelim ki, kimin haklı, kimin haksız olduğu meselesi şimdilik burada yürütülecek bir tartışma değildir. Bu tartışma ilgili güçlerin kendi arasında yapmaları elzem olan görüşme veya toplantının konusudur. Bunun mümkün olmadığı durumda ise bir gereklilik de olan devrimci güçlerden teşekkül olan platformun adı geçen gelişmeyi taraflarla birlikte tartışacağı toplantıda ele alınacak konudur. Tarafların şimdilik itidalli olunması açıklamaları olumlu olsa da yetersiz kalmış çünkü pratik süreç farklı işlemiştir. Dışarıdan ve yansıyanlarla kesin değerlendirmelerde bulunmak yanılgıya sürükleyebilir ve bu sorunu canlı tutmaya yarayan olumsuz bir rol oynayabilir, oynamaktadır da. Nitekim, bu yönlü açıklama- itham ve değerlendirmeleri böylesi bir süreç işletilmeden yapanlar da söz konusudur. Bu durum ve gelişmeler devrimci ve demokratlar arasındaki yaşanan sorunları doğru yöntemlerle çözmeyen ya da ona hizmet etmeyen, aksine çelişkinin ölçüsünü daha fazla arttıran bir etkide bulunmaktadır. Dolayısıyla, dışarıdan ve sorun yeteri kadar anlaşılmadan gereksiz bir tartışmaya girip şu ya da bu taraf haklı veya haksızdır şeklinde bir tartışmaya girmek tamamen ve her açıdan yanlıştır.
Bu tartışmaya girmeden belirtelim ki, halk sınıf katmanları arasında yer alıp dost güçler yelpazesinde bulunan güçlerin çatışmaya düşmesini kesinlikle talihsiz bir gelişme ve olumsuzluk olarak görüyoruz. Muhatapların her iki tarafı da düzeyi ne olursa olsun gündeme gelen bir sorunu karşılıklı oturup tartışarak aşma metoduna başvurması gerekmekteydi. Ne yazık ki, sorunların dostluk hukuku ekseninde ele alınıp eleştiri / özeleştiri gibi yöntemlerle aşılması yerine, fiili tutumlara başvurmak kesinlikle doğru yöntem değildir. Asla anlaşılır olamaz ve benimsenemez. İdeolojik- politik tutumlardaki farklılıklara bağlı olarak politik faaliyetleri şu veya bu gerekçeyle engellemek, hele hele fiili müdahalelerde bulunmak tabii ki doğru olamaz. Ki sorunların arka planında yatan gerçekliğin esasta bu anlayış sorunu olduğu da anlaşılmaktadır.
Söz konusu gelişme ciddi bir olumsuzluğu ifade ederken, düşmanın olaylara müdahale edip olayları engelleme rolü oynaması her açıdan utanç vericidir. Ve elbette düşmanın bu pozisyon ve rolüne sebebiyet veren devrimci demokratik güçler bunun sorumluluğunu da taşımaktadır. Devrimci veya demokratik nitelikteki güçler arası şiddet veya şiddeti çağrıştıran hiçbir gelişmeye, tavra ve tutuma hoş bakamayız, bakılmamalı, bakılamaz da. Her kim ki bu şekilde yaklaşmaktadır asla bizden değildir ve olamaz. Unutulmamalıdır ki halk içi çelişkileri şiddete varan yöntemlere başvurarak çözme pratiğine girmek sadece ama sadece düşmana hizmet etmektedir.
Olumsuz gelişmelerin çözümü kapsamında doğru yöntemlerle soruna yaklaşılarak olumlu sonuçlanması için çağrımız şudur; dost güçler arasındaki sorunların çözümü, kesinlikle şiddet- çatışma- fiili tavır vb kabul etmez. Bu zemindeki sorunların çözüm yöntemi doğru yanlış temelindeki ideolojik mücadele kapsamında eleştiri- özeleştiri niteliğini aşmaz- aşmamalıdır. Bu bağlamda bir dakika dahi zaman kaybetmeden taraflar, yönetici düzeyde bir araya gelerek sorunu tartışıp çözüm üreterek sorunu aşmalıdır. Şayet taraflar baş başa görüşme ve bir araya gelmekten yana değilse ya da tarafların toplantı yaparak çözüm üretmesi mevcut durumda mümkün olmuyorsa, bu durumda devrimci yapıları kapsayan devrimci bir platformun oluşturulması için gerekli adımlar atılarak sonuca gidilmelidir.
Bu platform, mevcutta bulunan en geniş devrimci yapıların katılımıyla oluşturulmalıdır. Platform tarafları dinledikten sonra sorun hakkında yargısını kamuoyuyla paylaşma biçiminde ortaya koymalıdır. Elbette taraflar devrimci platformun iradesini ve vereceği kararı tanıyıp buna uymalıdır.”