HABER MERKEZİ (30.12.2014)-
“Değerli halkımız; yoldaşlar, arkadaşlar;
Ezenlerle ezilenler ҫatışmasının ciddi boyutlarda kendini hissettirdiği bir yılı geride bırakıyoruz. Kapitalist sistemin sömürü ve zulümdeki sınır tanımaz özelliği ve barbarlığı, bir kez daha ve milyonlarca ezilene acılar vererek kendini gösterdi. Daha fazla kar ve daha fazla sermaye elde etmek için her türlü baskı ve sömürü yöntemini kullanan emperyalist-kapitalist sistemin efendileri; çeşitli ülke ve bölgelerde savaşlar çıkararak gerek ülke halklarını birbirine kırdırmak ve gerekse kendi beslemeleri olan faşist çeteler aracılığıyla ilerici, devrimci ve demokrat mücadele ve kazanımlara saldırmaktadır. Kendi iradesi dışında gelişen ve kendi çıkarlarını tehdit eden herhangi bir alternatif mücadeleyi ve gelişmeyi bastırmak için, en vahşi yöntemlere başvurmaktadır. Özellikle Ortadoğu’da yaşananlar bunların en belli başlılarıdır.
Toplumsal zenginliklerin eşitsiz dağılımının temel kural olduğu özel mülkiyet sistemi, kapitalist sistemde, insanlar üretim faaliyetinde bulunup, kapitaliste kazandırdıkları süre ve oranda ‘değerlidir.’ Bunun dışında hiçbir değeri yoktur. Şili ve Türkiye’nin Soma ve Ermenek maden ocaklarında yaşamlarını yitiren işçilerin çalışma koşulları buna örnektir. Soma’da 301 maden işçisinin yaşamını yitirmesi, yılın en önemli ve en trajik işçi katliamlarından biri olarak tarihe geçti. Faşist Türk devleti ve egemen sınıflarının sözcüsü Tayyip Erdoğan, bu katliamı, doğal bir ‘olaymış’ gibi göstermeye ve sorumlularını (ki aynı zamanda bütün sistem sorumludur) temize çıkarmaya çalıştı.
Geride bıraktığımız yılda, dünyanın birçok bölgesinde ciddi toplumsal olaylar yaşandı. Ukrayna’da emperyalist ülkelerin egemenlerinin kendi aralarındaki çıkar dalaşının bir ürünü olarak başlattıkları iç savaş, Avrupa kıtasında yaşanan en önemli gelişmelerden biri oldu. Buradaki çatışmalarda Rusya ve Amerika ve diğer batılı emperyalist devletlerin birbirine üstünlük sağlama amaçlı yürüttüğü savaş, Ukrayna’da yaşayan çeşitli uluslardan halkların yaşamını cehenneme çevirmektedir. Özellikle toplu halde kadın ve çocukların katliama uğraması; kapitalist sistemin savunucularının insana ve özellikle kadına verdiği ‘değer’in nasıl olduğuna insanlık acı bir şekilde tanık olmaktadır.
Kendilerine demokratik ülkeler diyen Avrupa’nın emperyalist devletleri, bir yandan kendilerini insancıl gösterip, savaşlardan kaçan insanların kendi ülkelerinde sığınmacı olarak kalabileceğini söylemekte; öbür yandan, bu insanların Avrupa’ya varmasının önüne setler çekmekte ve binlerce insanın yollarda ölümüne sebep olmaktadır. Ayrıca, ırkçı-faşist çeteleri de sığınmacılara saldırtmakta, sığınma evlerini yaktırmaktadır.
Demokrasi ‘bekçisi’ ve ‘demokrasi getiren’ , ‘dünyayı kurtaran tek kahraman’ olarak insanlara yutturulmaya çalışılan ABD’de siyahlara yönelik polis şiddetinin meşru gösterilmesi ve bunun mahkeme kararlarıyla onaylanması, bütün insanlığın tepki göstermesi gereken gelişmelerdir.
2014 yılının en önemli gelişmelerinden biri kuşkusuz, Suriye iç savaşı, bunun sonucu olarak milyonlarca insanın göçü, emperyalistlerin ve bölgedeki kimi faşist devletlerin eğittiği ve beslediği İŞID faşist çetesinin Şengal ve Kobane‘ye saldırılarıdır. Şengal’e yapılan soykırım saldırısı sonucunda öldürülen yüzlerce insanın yanı sıra, kaçırılan yüzlerce kadın hala bu faşist çetenin elindedir. Bu kadınlar köle olarak satılmakta, çete üyelerinin zevkine sunulmaktadır. İnsanlık, bu zulüm karşısında sessiz kalmamalıdır. Kadınların özgürleştirilmesi için harekete geçilmelidir.
2014 yılında Ortadoğu ve Dünya tarihine yazılan ve ezilen halklara umut veren Rojava devrimi ve Kobanê direnişi; yeni yılda daha güçlendirilmeli ve bölgeye yayılmaya çalışılmalıdır. YPG ve YPJ gerillaları başta olmak üzere; faşist İŞID çetelerine karşı direnen Kobanê savaşçılarını, sınır boylarında destek nöbetini sürdürenleri; uluslararası alanda geliştirilen dayanışma eylemlerini, etkinliklerini ve maddi destek kampanyalarını yürüten bütün insanları selamlıyoruz. Kobanê’deki direnişin başarıya ulaşması, tüm bölge halklarına büyük bir moral ve faşist rejimlere karşı mücadelede örnek olacaktır. Örgütlü Kürt halkının mücadelesinin başarıya ulaşması, kendi kaderini tayin hakkını elde etmesi ve Özgür Bağımsız Birleşik Kürdistan’ı kurması, bölgedeki egemen ulus halklarının özgürlüğüne gidecek yolun açılması demektir. Halkların birleşik devrimci mücadelesinin geliştirilmesi için ciddi atılımların atılması tarihi sorumluluktur.
Bir yılı geride bırakırken; başarı ve başarısızlıklardan derslerin çıkarılıp yeni dönemin ihtiyaçlarına göre politik belirlemelerde bulunmak, ihtiyaca göre örgütlenmeleri yaratmak, mevcut örgütlenmelerin hata ve eksikliklerini gidermek ve kendi kendini tekrarlama yerine yenileme ve geliştirme perspektifi esas alınmalıdır. Kendiliğindenciliğe ve gelişmeler karşısında duyarsızlığa ve hantallığa son verilmelidir. Yaratıcı ve atılgan olunmalı, başarının yakalanması hedeflenmelidir. Kürdistan’daki (başta kadınlar olmak üzere) gerillanın başarılı direnişi ve Kürt halkının serhıldanı, Israil ve Filistin topraklarında Filistin halkının ayaklanması, Amerika’da siyahların günler süren protestolarının taşıdığı ruh, yaygınlaştırılmalıdır.
Yeni yıla girerken; tüm ezilen dünya halklarının ve işçi sınıfının; insanlığa her türlü zulmü, baskıyı ve kirliliği, haksız savaşları, göç ve yıkımları, katliamları yaşatan kapitalist sisteme karşı mücadelelerinin gelişip ivme kazandığı yıl olması umudunu taşıdığımızı belirtiyor ve bu mücadelenin bileşenleri olmaya devam edeceğimizi tekrar ilan ediyoruz.
Yeni yıl, tüm halklar için başarı ve mutluluk yılı olsun!”