‘Van üşüyor, Gezi sürüyor, Rojava direniyor’

Aralarında Almanya Demokratik Haklar Federasyonu’nun da olduğu Van Dayanışma İnisiyatifi bir açıklama yayınlayarak Van’daki depremden sonra konteyner kentlere yerleştirilip, birkaç gün önce yaşadıkları yerlerden çıkarılmaya çalışılan deprem mağdurları için düzenleyeceği dayanışma etkinliğine katılım çağrısı yaptı

RÜSSELSHEİM (11.12.2013)- Bileşenleri arasında Almanya Demokratik Haklar Federasyonu’nun da olduğu Van Dayanışma İnisiyatifi “Van üşüyor, Gezi sürüyor, Rojava direniyor” başlığını taşıyan bir açıklama yayınlayarak Van’da konteyner kentlerden çıkarılmak istenen deprem mağdurları için düzenlenecek dayanışma etkinliğine katılım çağrısı yaptı. Bu açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz.

“Bilindiği gibi Van’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Richter ölçeğine göre 7,2 ve 5,6 ölçeklerinde iki deprem yaşandı. Bu depremlerde 644 kişi hayatını kaybetti, binlerce kişi yaralandı. Depremden  sonra insanlar uzun süre konteynerlerde yaşamını sürdürmeye başladı. TOKİ tarafından yaptırılan deprem konutlarına, maddi durumu iyi olan aileler yerleştirildi.  Ancak durumu iyi olmayan aileler, konteynerlerde yaşamını sürdürmeye devam etti.  Bu ailelerin konteynerlerde zor şartlarda yaşamaya devam etmesinin sebebi; kendilerine tahsis edildiği söylenen konutların kira bedelini ödeyecek durumda olmamalarıdır.  Nitekim  28 Ağustos 2013 tarihinde, yaşam koşullarının düzeltilmesi talebiyle 110 aile açlık grevine başladı. Ve bugün 100 günü dolduran bu açlık grevine rağmen yaşam şartlarının düzeltilmesi bir yana, ailelere konteynerlerden çıkmaları için baskı oluşturulmaya başlandı. Önce elektrikleri ve suyu kesilen deprem mağdurlarına, iki gün önce polis baskısıyla konteynerleri boşalttırma girişimi başlatıldı.

Uzun zamandır elektriksiz, susuz, çamur içinde yaşam mücadelesi veren bu insanlara  bütün bunların neden reva görüldüğünü biraz olsun irdelediğimizde şu noktaları görüyoruz:

 Öncelikle burada yaşayan insanlar devletin resmi ideolojisi tarafından ötekileştirilmiş olandır, yani Kürt’tür. Hatırlanacağı gibi; depremin ilk günlerinde henüz insanlar enkaz altındayken, televizyon kanallarında program sunucularından bu bilinçaltı ötekileştirmeyi çok açık bir ifadeyle duymuştuk. Gene  AKP Van milletvekilinin açıkça ifade ettiği ‘ Van’da deprem, başbakanımıza teşekkür etmedikleri için devam ediyor’ demesi de bütün bu yaşananların kısa  bir özetidir…

Öte yandan iktidara geldiğinden beri totaliter bir yönetim anlayışını halka dayatmaya çalışan emperyalizmin yerli işbirlikçisi, düzenin bugünkü temsilcisi  AKP hükümeti, haklarını arayan her kim olsa baskıyla ve şiddetle karşı koymuştur. Öğrencilerin, memurların, işçilerin, meslek gruplarının, çeşitli etnik ve inanç gruplarının, sanatçıların, aydınların en demokratik bir talebinde dahi hak arayışçısı kitleler, sinek ilaçlanır gibi gaza boğulmuştur. Nitekim Taksim Gezi Parkı’nda ilk başta doğaya ve yeşile yapılan katliamı protesto etmek şeklinde gelişen halk tepkisi günden güne artarak siyasal iktidarın anti-demokratik uygulamalarına karşı direnişe dönüşmüştü. Önceden hesap edilemeyen bu  karşı koyuş,  egemenler için bir korku ezilenler için de moral ve umut kaynağı oldu. Haziran Gezi direnişi ülkede her kesimden insanı kapsayan, uzun bir zamana yayılan ve direnişte kullanılan dil, üslup ve yöntemlerle uzun süre belleklerde kalacak  bir eylem olmuştur. Bu direnişi sahiplenmek, direnişte hayatını kaybedenleri  anmak, direnişle ilgili açılan davaları takip etmek  görevimiz olacaktır…

ABD emperyalizmi ve yerli işbirlikçileri, iki yılı aşkın zamandır Suriye’de sözüm ona Esad rejimine karşı mücadele ettiklerini söyleyerek,  koca ülkeyi kan gölüne çevirdi. Esad güçlerinin çekildiği Rojava, Resulayn ve  Qamışlo gibi şehirler başta olmak üzere Kürtler, yaşadıkları bu bölgede, kendilerine ait olan bu topraklarda özerk bir idare oluşturmaya başladı. Ne başka bir ülkenin topraklarına saldırdılar ne de başkalarının hayatına kast ettiler. Sadece kendilerine ait olan bir yerde, kendilerine ait bir hayatı sürdürürken uluslararası gerici çetelerin saldırılarına uğradılar. Ağustos 2013 de  gerici çetelerin Rojava’da gerçekleştirdiği katliamda çocuk, yaşlı, kadın yüzlerce Kürt hayatını kaybetti. Suriye ile bütün sınırları açarak çetelere adeta lojistik destek veren düzenin bugünkü temsilcisi AKP hükümeti,  Nusaybin’de duvar örerek direnişi kırmaya ve provokasyonlar örgütlemeye çalışıyor…

Gelinen aşamada kış koşullarının çok sert yaşandığı Van’da bu insanlar soğuğa, açlığa, hastalıklara karşı yaşam mücadelesi veriyorlar ve yardıma ihtiyaçları var. 

Ve bizler yani kendine insanım diyen hepimiz; devletin Van’daki körlüğüne, Rojava’daki provokasyonlarına ve Gezi eylemlerindeki saldırılarına karşı sessiz kalamayız, kalmamalıyız.

Bu amaçla bizler; aşağıda imzası bulunan kurumlar, 15.12.2013 Pazar günü, Rüsselsheim de İmmaunuel-Kant- Gymnasium salonunda saat 13.30’da başlayacak bir dayanışma etkinliği düzenleyeceğiz. Bu etkinlikte, hem yukarıda bahsettiğimiz olumsuzlukları teşhir edecek hem de Van’da her türlü olumsuz koşullarda yaşam mücadelesi vermeye çalışan insanlarımıza maddi katkı sağlamaya çalışacağız. Halkımızı, bu etkinlikte bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz. Etkinliğimize katılamayacak dostlarımız, ya bir dayanışma bileti alarak ya da Van’a yardım için açılmış olan banka hesabına bağış göndererek destekte bulunabilirler.

Van İçin Yardım Hesabı:

Friedensheim Rüsselsheim

Rüsselsheimer Volksbank eG.

BLZ  (Banka Kodu)                         :   500 930 00

Konto Nr. (Hesap No.)                    :    42 955 10

Verwendungszweck ( Açıklama) :  Spende für Van

Van Dayanışma İnisiyatifi: (SV Dersim Rüsselsheim,  Barışevi Rüsselsheim, Komala Çanda Kurd Rüsselsheim , Rhein-Main Bölgesi;  ADHF, ATİF , BİR-KAR )

 

 

Önceki İçerikPolisin vurduğu Bemal Topçu hayatını kaybetti
Sonraki İçerikDersim’de Yerel Seçimlerin 3. Toplantısı düzenlendi