İbrahim Kaypakkaya fotoğrafına yönelik saldırıda yapılan gözaltılar Ankara’da YDG, DÖB, Dev-Güç ve HDP Gençlik Meclisi tarafından protesto edildi.
Dün (25 Ekim) İstanbul’da İbrahim Kaypakkaya’nın fotoğrafına yönelik yaşanan polis saldırısına ilişkin Ankara’da açıklama yapan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi, Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Devrimci Öğrenci Birliği ve Gençliğin Devrimci Güçleri (DEV-GÜÇ) yaşanan bu saldırılara karşı sokakta olacaklarını vurguladılar.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi, Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Devrimci Öğrenci Birliği ve Gençliğin Devrimci Güçleri (DEV-GÜÇ), gençlik örgütlerinin 15 Kasım’da ilan edecekleri Birleşik Gençlik Meclisi öncesi Kadıköy’de dün yapılmak istenilen açıklamaya yönelik gerçekleşen polis saldırısı ve gözaltılara ilişkin HDP Ankara İl Örgütü binasında açıklama gerçekleştirdi. Toplantı öncesi parti binası polis tarafından ablukaya alındı. “Özgürlüğümüz için faşizme karşı birlikte yürüyoruz. Gözaltılar serbest bırakılsın” pankartının yer aldığı açıklamaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Gençlik Meclisi, Sosyalist Devrimci Gençlik, Komün Meclisleri ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) destek verdi.
“Şiddetinizden korkmuyoruz!”
Gençlik örgütleri adına ortak açıklamayı okuyan Deniz Akbıyık, komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın fotoğrafının taşınması gerekçesiyle yapılan polis saldırısına dair “Hedef gözeterek gerçekleştirdikleri ilk saldırı da Kaypakkaya’nın posterini taşıyan yoldaşımıza yönelik oldu. Dün gece saatlerinde gözaltına alınan 55 arkadaşımız işlemleri tamamlanarak serbest bırakılırken Kaypakkaya’nın posterini taşıyan YDG’li Metin Özken’in ise savcılığa sevk edileceği öğrenildi. Biz devrimci gençler her daim söylediğimiz gibi önderlerimizden öğrenerek geleceği kuruyoruz. Şiddetinizden korkmuyoruz aynı ısrar ve mücadele azmi ile sokaklarda, meydanlarda olmaya devam ediyoruz” dedi.
Kadınlara çıplak arama işkencesi!
Gözaltına alınan kadınlara yönelik çıplak aramanın erkek devlet zihniyetinin en büyük göstergesi olduğunu dile getiren Akbıyık, “Kadın, LGBTİ+ ve gençlik mücadelesinden ölesiye korkan devlet en yoğun saldırılarını da buralara yönelterek genç kadınları hedef alıyor. Biz genç kadınlar bedenlerimizden utanmıyor ve yaptığınız işkencelere boyun eğmiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Sonunuzu getirecek güce sahibiz”
Ortak mücadele hattının önemine değinen Akbıyık, devamında ise şöyle dedi: “Bu bilinç ve irade ile bir kez de Ankara’dan sesleniyoruz; saldırılarınız korkunuzdandır, biz değil siz korkuyorsunuz. Tüm korkularınızı derinleştirip sonunuzu getirecek olan güce, bizden çaldığınız her şeyi boynunuza dolayıp ipini çekecek cesarete sahibiz. Bu çağrı, bugün fotoğraflarından dahi korktuğunuz Mahir’in, Deniz’in, Mazlum’un, İbrahim’in çağrısıdır. Bu çağrı, yemek kartında parası olmadığı için intihar eden Sibel’in, staj yaptığı gemide ihmaller sonucu ölen Mustafa’nın, bir geleceği olmadığını düşünerek yaşamına son veren Furkan’ın, aylardır bulunamayan Gülistan’ın, okul çıkışında reddettiği erkek tarafından öldürülen Helin’in, polis tarafından öldürülen Kemal’in çağrısıdır. Bu çağrı bugün Kadıköy’de devletin polisinin saldırdığı yüzlerce yoldaşımızın, gözaltında insanlık dışı işkenceye, çıplak aramaya maruz kalan yoldaşlarımızın çağrısıdır.”
“Taciz, tehdit edildik!”
Açıklamanın ardından gözaltına alınan HDP Gençlik Meclisi Üyesi Newroz Gülen ise, maruz kaldıkları uygulamaları şöyle anlattı:
“Maruz kaldığımız şey tamamen işkenceydi. Alındığımızda da, hastanede de, otobüste de maruz kaldığımız küfürler, uğradığımız tehditler, karakolda yapılan arama, arama değildi biz taciz edildik. Ailelerimiz tehdit edildi. Bir kadın yoldaşımızın 13 yaşındaki yeğenini aldılar ve oradaki erkek komiserler gelip ‘Yeğenine ne yaptık dışarıda gördün mü? Sana da aynısını yapacağız’ dediler. 6 saat ters kelepçeyle bekletildik. Korona olmasına rağmen hiçbir şekilde otobüslerin camları açılmadı. Biz korkmuyoruz, aksine onlar bize saldırdıkça dağılmak yerine daha da güçlenerek bir araya geleceğiz. Biz o açıklamayı dört kurum olarak yapacaktık ama bugün bize destek veren artı dört kurum daha var. Yarın dört kurum daha olacak. Biz azalmak yerine daha da artacağız.” (Kaynak: Mezopotamya Ajansı)