Faşizme karşı devrimci direniş bayrağını yükseltelim

Maoist Komünistler tüm kurumları ve mücadele biçimleri ile  en etkin şekilde sahnede yer alarak devrimci direniş geleneğini ve silahını kuşanmalıdır. Hiç bir mücadele alanı kendini bu devrimci tarihsel görev ve zorunluluğun dışında tutamaz

HABER MERKEZİ (22.12.2015) – Tarihin defalarca kez ispatladığı bir gerçeklikle varlığını tamamen halklarımıza karşı kan ve zulüm üzerinde biçimlenidren faşist T.C devleti kana susamış bir barbarlıkla halklarımıza saldırmaya ve vahşice katletmeye devam etmektedir. Zulüm, barbarlık ve gericilik genlerinde olan faşist devlet bugün aslında çok doğal olarak kendi işini yapmaktadır. Yani temsil ettiği sınıfın çıkarlarına ve niteliğine uygun olarak bütün gerici mekanizmalarıyla çeşitli ulus,milliyet,inanç ve cinsiyetlerden halklarımıza saldırmakta ve tam bir devlet terörü uygulamaktadır. Bu gerçekligin ötesinde faşist devlettin yaptıklarından şaşkına dönen ve hala yaşananları kabul etmekte zorlanan yada gerekçelendirmeye çalışanlar olsa olsa iflah olmaz burjuva liberaller ve reformistlerdir. Fakat bu yaklaşım asla devrimcilerin ve komünistlerin işi olamaz. Ortada tartışmazıs olarak özü faşist olan bir devlet gerçekliği bulunmaktadır. Dolayısı ile devletin yaptığı hiçbir şeyin bizler açısından haklı ve meşru bir yanı olamaz. Ki ezilenlere karşı burjuvazinin bir zor aygıtı olarak kendini var eden faşist devletin kendisi zaten tümden meşru degildir ve devrimci savaşla parçalanıp hak ettigi yer olan tarihin çöplüğüne yollanması kaçınılmaz temel görevlerden biridir. Bu anlamıyla mevcut gerici ve faşist devlet tüm kurumları ve mekanizmaları ile hiçbir koşulda bizler açısından meşru değildir. Meşru olan tek gerçek ezilenlerin faşist devlet ve onun zulüm ve barbarlığına karşı yürüttügü mücadele ve başkaldırıdır. Hiç bir çarpıtma ve burjuva demogojisi bu gerçekligi asla silikleştiremez. Bu anlamda Kürdistan başta olmak üzere ülke genelinde halkların faşist devlete ve onun zulmüne karşı geliştirdigi silahlı-silahsız tüm mücadele tartışmasız olarak meşrudur ve devrimcidir.Bu vesile ile Kürdistan’da işgalci barbar faşist devlete karşı sokak sokak, barikat barikat direnen ezilen Kürt ulusuna binlerce kez selam olsun.

Kürdistan direniyor ses verelim!

Kuruluşundan günümüze dek kendisini ezilen Kürt ulusu başta olmak üzere çeşitli ulus, milliyet ve inançların reddi ve soykırımı üzerinden şekillendiren faşist devlet bu gerici niteliğine uygun olarak ve tarihsel barbar saldırganlığını bir kez daha kuşanarak Kürdistan’ı işgal ve talan etmektedir. Faşist ordusu başta olmak üzere bütün gerici kurum ve mekanizmaları ile Kürt ulusuna savaş açan faşist devlet ezilen Kürt ulusu üzerinde tam bir zulüm ve barbarlık uygulamaktadır.Kürdistan’ın onlarca şehir ve ilçesini işgal ve talan eden faşist devlet dünyanın gözleri önünde Kürt halkını vahşice katletmekte,yerleşim alanlarını zorla boşaltmakta ve toplu katliamlara girişmenin hazırlıklarını yapmaktadır. Aylardır uygulanan devlet terörü sonucunda çocuklar başta olmak üzere onlarca insan vahşice katledilmiştir. Barbarlık ve vahşet öyle bir boyuta gelmiş durumdadırki insanlar katledilenleri dahi gömemektedirler.

Kürdistan’da işgal,talan,katliam,kan ve zulüm tüm pervasızlığı ile devam etmektedir. Ezilen Kürt ulusu bu vahşete ve işgale tarihsel direniş gelenegini kuşanarak meydan okumakta ve tarihi bir direniş sergilemektedir.Barikatların ardında yükselen bu çığlığa ve direniş ateşine cevap olmak ve her tarafı direniş alanına çevirmek bugün devrimci olmanın esas nedenlerinden ve zorunluluklarından biridir.

Yeliz Erbay ve Şirin Öter kavgamızda yaşayacaklar!

Gelenegi katliam olan faşist devlet halklarımızı ve halklarımızın özgürlügü ve kurtuluşu uğruna mücadele eden devrimci ve komünistleri vahşice katltetmeye devam etmektedir. Kürdistan’da Kürt ulusuna karşı tam bir vahşet uygulayan devlet Türkiye’de ise devrimci ve komünist güçlere azgınca saldırmakta ve katliamlar gerçekleştirmektedir.Haziran ayından bu yana devlet gerçekleştirdigi katliamlarda onlarca devrimciyi vahşice katletti.

Bu vahşi katliamlardan biride bugün yapıldı. Gaziosmanpaşa’da bir eve gerçekleştirilen ve yüzlerce polisin katıldığı baskında Yeliz Erbay ve Şirin Öter adlı iki kadın devrimci katledildi.Bu katliamlar göstermektedirki devlet önümüzdeki süreçte bu tür vahşi katliamlarını dahada artıracaktır. Bu gerçeklikten dolayı devrimci ve komünist güçler buna göre hazırlık yapmalı ve silahlı devrimci savaş cüretini daha fazla kuşanarak cevap olmalıdır.

Halklarımızın özgürlük ve kurtuluş kavgasında teredütsüzce canlarını veren Yeliz Erbay ve Şirin Özer adlı kadın devrimcilerin anıları önünde bir kez daha saygıyla egilirken, onları mücadelemizde yaşatacağımıza söz veriyoruz.

Devrimci cüreti kuşanalım, sokakları yangına çevirelim!

Kürdistan başta olmak üzere ülke genelinde yaşanan gelişmeler rutin ve alışılagelmiş bir yaklaşımla kesinlikle ele alınamaz.Yaşanan gelişmeler normal bir refleks ve tavırla karşılanacak bir durum arzetmemektedir.Faşizmin en pervasız biçimde savaş açtığı,katliamlar gerçekleştirdigi bir konjsoktürde sessiz kalmak yada rutin pasifist eylemlerle meseleye yaklaşmak kesinlikle devrimci bir tutum olamaz ve asla meşru degildir.Tüm mücadele biçimleri etkin olarak devreye sokulmalı ve militian devrimci bir mücadele hattı yaratılarak sokaklar yangına çevirilmelidir.

Hele hele Maoist Komünistlerin yaşanan gelişmeler karşısında normal koşullar yaşanıyormuş gibi hareket etmesi ve süreci adeta seyreden tavrı asla kabul edilemez. Maoist Komünistler tüm kurumları ve mücadele biçimleri ile en etkin şekilde sahnede yer alarak devrimci direniş geleneğini ve silahını kuşanmalıdır. Hiç bir mücadele alanı kendini bu devrimci tarihsel görev ve zorunluluğun dışında tutamaz.

Bu perspektif ve tarihsel devrimci sorumluluk bilinci ile bulunduğumuz tüm alanlarda diğer devrimci ve ilerici güçlerle birlikte birleşik bir mücadle hattı geliştirerek ve tüm mücadele araçlarını en etkin biçimde kullanarak faşizme meydan okumalıyız.

Kahrolsun Faşist Türk Devlet

Faşizmi döktüğü kanda boğacağız

Faşist devlet Kürdistan’dan defol!

Yaşasın Kürt ulusunun onurlu devrimci direnişi

Devrimci direniş cüretini kuşanalım, sokakları yangına çevirelim

Yeliz Erbay ve Şirin Öter ölümsüzdür!

Önceki İçerik2016’ya halkların devrimci direniş ve başkaldırısını kuşanarak girelim
Sonraki İçerikSuriye’deki emperyalist paylaşım süreci