Emperyalist Saldırganlık ve Gerici Savaşların Vahşi Yüzü Çocukların Gülen Yüzünde Resmolur!

Acın büyük çocuk… Unutma! kabuk bağlasa da yaran.. unutma! Büyüyeceksin.. gözyaşların suladıkça çoğalacaksın… İsyanın olur acın.. kırarsın sana kıyan eleri.. yıkarsın sana düşman gericiliği… acın büyük yüreğin kadar… ağla çocuk.. utanan olur belki.. avazın çıktığı kadar bağır.. duyan olur belki.. vicdanı yok edilmişler olsa da… çocukluğun gibi hırpalanmış insanlık.. bedenin gibi parçalanmış.. sana yabancılaşmış insanlık… hikayeni.. hikayenizi yazmak düştü çaresizliğin çarkındakine… kardeşin el veriyor çocuk.. korkma.. alır acını yarana uzanan kardeş eli.. kimsesiz değilsin bu cihanda.. yarasına aldırmayan kardeşin paylaşıyor acını… üzülme çocuk.. ağlama çocuk.. korkma çocuk.. yoksa güneş doğmaz…

HABER MERKEZİ (23.08.2015)-Bu çocuklar yoksul. Bu çocuklar Kürt. Bu çocuklar Suriyeli. Bu çocuklar göçmen… Bu çocuklar mahsum.. kıyımdan geçirdiğiniz tüm halklar, ezilen Kürtler kadar mahsum… Bu çocuklar yaşamın ilk baharında. Bu çocuklar kirli savaşınızın kurbanları.. saldırganlığınızdan yaşam kaygısıyla binbir acıyı çocuk bedenine yedirerek sığınan çocuklar. Bu çocuklar kan ve barut kokusuna boğduğunuz havada nefes almaya çalışan çocuklar… Yok ediciliğinizden kurtulmaktan başka dertleri olmayan, bu çocuklar bombalarınıza, kurşunlarınıza, silahlarınıza karşı koyamayacak kadar çocuk zalim beyler… Dayattığınız ölümü yaşamak istemeyen bu çocuklar gülüşleriyle kurşuni ölümlerinizi küçültecek kadar soylu hey soysuz beyler…  Bu çouklar  gerici emellere kurban edilemez. Bu çocuklar hegomonya uğruna öldürülemez, katledilemez. Bu çocuklar yaşamalı en mutlusundan… Bu çocuklar hesap sormalı.. hesap soracak. Bu çocukların kanı ellerinizde faşist beyler. Bu çocukların kanı sofranızda acımasız alçak beyler. Bu çocukların kanı sizin çocuklarınızın mamasında kann emici beyler. Bu çocukların rızkı karlarınızı, iktidarınızı, bencil çıkarınızı azaltmaz kansız beyler. Ama bu çocukların kanı iktidarınızı sizlerle birlikte tarihin en lahnetli, en karanlık, en utanç yerine gömecek kadar kuderetli ve ağır… Bu çoukların gülüşü sizleri yok edecek kadar kuvvetli.. sizlere gülmeyecek kadar asil bişeref beyler. Bu çocuklar ölüm kusan silahlarınıza, ölüm mangalarınıza ve faşist zulmünüze boyun eğmeyecek kadar onurlu, onursuz beyler… İşte gülüyorlar!!! Ölümleriniz yok edemez yaşama bakan o gülüşleri…

***

Yukarı kaldır ellerini.. teslim olmayan zafer işaretini… Alsalar da yaşamını.. ölümsüz kalır gülüşün… Ne mutlusun objektifler karşısında.. köyünde.. toprağında.. vatanında.. ne kadar mutlusun bebek… Kürt doğmakla hata mı yaptın bebek.. bu mudur suçun.. şansızlığın.. kaderini çizen kimliğin mi bebek… neden Türk doğmadın bebek.. şimdi yaşayacak.. gülecektin… şimdi kahpece vurdular.. koparıp aldılar seni bebek… biliyorum.. sen Kürt olarak mutlusun.. alçakça kıyıp katletseler de… Daha yukarı kaldır zafer işaretini.. öldüren onlar.. yücelen sen oldun bebek! Alnından.. milyon kez alnından öperim Kürt bebek!  Verebilsem yaşamımı sana.. bir an bile tereddüt etmek.. edersem katillerin kadar namerdim bebek…

Gülen Çoukların Hikayesi…

‘‘Mardin’in Nusaybin İlçesi’ne bağlı Barış Mahallesi’nde evinin balkonunda oynayan 3 yaşındaki İ.D isimli çocuk kafasına isabet eden kurşunla vuruldu. DHA ve AA çocuğun nereden geldiği belli olmayan kurşunla vurulduğunu yazarken Dicle Haber Ajansı (DİHA)  korsan gösteriye müdahale ederken rastgele ateş açan özel tim polislerinin çocuğu vurduğunu iddia etti.‘‘

Haberler böyle yazıyordu İ.D isimli 3 yaşındaki körpe bebenin kahredici acı hikayesini…

AKP/ Erdoğan diktatörlüğünün halklarımız ve özelde Kürtlere dönük başlattığı haksız gerici savaş ve tekçi ırkçı faşist saldırganlık kıyım makinesi gibi işleyerek en kirli yüzünü çocukların katledilmesiyle ortaya koyuyor. Haksız-gerici savaşların en çirkin, en kirli yüzü çocuk ölümleri ve kadınlara dönük saldırılarda bilurlaşıyor. Her haksız gerici savaşın istisnasız olarak en büyük mahsum mağdurları çocuklar ve kadınlardır. AKP/Erdoğan saldırganlığı da aynı kirli ve çirkin yüzünü mahsum ve mazlum Kürt ulusuna karşı yürüttüğü gerici haksız savaşta ortaya koyarken, çocuk katliamlarıyla en çıplak vahşeti sergiliyor. Yazık ki, toplum bu zulme, bu vahşete, bu kıyım ve acımasızlığa gerekli tepkiyi vermiyor. Aydın, ilerici ve demokratlıkta ekranları toza boğanlar suskun kalarak suçun objektif destekçiliğinden kurtulamıyor… Devrimci güçler gerekli direnci gösterme takatini sergilemeyerek tarihsel bir vebal altındadır… Çocukların katledilmesinden öteye bir barbarlık tarifi yokken, savaşa sarılmayanlar vebal altındadır…

Çocuklara kıyanlara sessiz kalmak insanlığın doğasına aykırıdır. Kıyanların kimliği belli, insanlığı yok, ondandır ki, onlara kıymayın diyemeyiz. Onlar kıyar, iktidarları uğruna.. gerici çıkarları için tereddüt etmeden gözden çıkarır, katleder çocukları…

Bizler yaşatmak için çocukları, yaşam savaşında giymeliyiz beyaz kefenleri… Bundan gayrisi var mı?

Devam Ediyor Çocukların Korkunç Hikayesi…

Çocuk genaraller büyür zulm altında.. fukaralığa aldırmadan.. korku bilmeden.. taşa sarılır.. yurdunun özgürlüğü uğruna… kaçıncı kursun sekti dik alınlarından.. kaç kez işkence gördü küçük bedenler… panzer altından kalkıp taşa sarıldı çocuk genaraller… İşgale.. ilhaka, imhaya  karşı direnme onuruyla yaşar çocuklar  orada… Direnişçi diye reva görüldü katledilmeleri… Oysa direnmek anadan doğma hakları.. zulüm altında insanı.. inkar ve imhayla yok edilmekte ulusal kimliği.. toprakları kanla sulanan mazlum coğrafyanın mahsum çoukları… Onların da Kürt olmaktı suçu.. savunmaktı vatanını… Uğurlar olsun size küçük genareller.. uğurlar olsun kahraman çocuklar…

 ‘‘Ağrı’nın Diyadin ilçesinde 12 Ağustos günü bir fırında çalışan Muhammet Aydemir (15) ve Orhan Aslan’ın (18) polislerce  öldürülmesi ve valiliğin ‘PKKlıydılar’ açıklamasının ardından ilçede  incelemelerde bulunan HDP heyeti, partinin Genel Merkez’in düzenledikleri basın toplantısıyla hazırladıkları raporu kamuoyu ile paylaştı…

Hazırlanan raporun ayrıntılarını paylaşan Irmak, Ağrı’nın Diyadin ilçesinde yaşanılan olayın JİTEM yöntemlerini andıran uygulamalarından birisi olduğunu vurguladı.

‘İki çocuk çatışmada öldürülmedi, infaz edildi’

Raporda, ilçe merkezinde yaptıkları görüşmelerden infaz edilen Muhammet Aydemir (15) ve Orhan Aslan’ın (18) herhangi bir askeri-siyasi örgütle ilişkileri olmayan sivil vatandaşlar olduğunun altını çizildi. Heyetin tanıklarla yaptığı görüşme ve incelemelerde, Aydemir ile Aslan’ın “çatışmada ölü olarak ele geçirildikleri” şeklindeki resmi açıklamanın aksine, çatışmaya delalet edecek yoğunlukta kurşun izi görülmediği, tavan ve duvarlara yapışan kemik ve et parçalarının ancak baş bölgesine yakın mesafeden ateş edilmek suretiyle infaz edilmiş olduklarıyla izlenimini yarattığı da raporda kaydedildi.

Yetkililer, delilleri karartıyor‘ ‘‘

Bu kez böyle yazıyordu haberler… Kürt olmak yetiyordu katledilmeye.. çocuk ya da mahsum olmak önemli değildi AKP/Erdoğan diktatörlüğünün faşist saldırganlığında. Önmeli olan Kürtlere ‚‘‘ders verip‘‘ analarından emdikleri sütü burnundan getirip çocukları vahşice katletme pahasına iktidarlarını garanti etmekti…‘‘ Çoukların ölümü önemsizdi,‘‘ AKP/Erdoğan iktidarı karşısında… Ve bu iktidar uğruna sorgusuzca, canice kurşunlanıp katlediliyor Kürt çocukları…

Kürt Ya da Başka Ulustan Çocuklar Olsun, Türk Ya da Başka Ulustan Gericilik Olsun Tablo Aynı, Çocukların Dıramatik Hikayesi Aynı!

Yar göğsünü sakla çocuğunu.. koru haydutlardan… anası dokuz ay taşıdı saklı yerinde.. sıra sende koru çocoğunu.. sakla onlardan.. siper et gövdeni joplara… dikenli teller batmasın.. kalkan joplar.. hain postallar değmesin… Sıkı sarıl çocuğuna.. koparmasınlar.. kurtlar sofrasındasın.. koru bebeni.. çaresizliğe sürülmüş baba… Korkma bebek.. korkun karanlığımız olur! Ağlama bebek.. gözyaşların kanımız olur…

 ‘‘Özellikle Yunanistan‘ın Kos adasına kaçan mülteciler Yunan yetkililer tarafından gemilere bindirilerek Yunanistan ana karasına taşınıyor. Öte yandan Makedonya da Yunanistan sınırını kaparatak göçmenlere karşı önlem aldı. Yunanistan’a getirilen göçmenler ülkenin kuzeyinde bulunan Eidomeni’de trenlere bindirilerek Makedonya’ya gönderiliyordu. Ancak sınırın kapanmasından sonra binlerce çoğu Suriyeli olan göçmen Makedon güvenlik güçlerinin engellemesiyle karşılaştı. Bu göçmenlerden bir baba ve oğlu, kalabalığa gaz ve plastik mermiyle müdahale eden polislerin önünde yüzlerindeki korku dolu ifadeyle böyle görüntülendi…‘‘

Bu kez böyle resmediyor, böyle yazıyordu basın…

Belki Suriyeli Kürt, belki başka etnik kökene sahip bir çocuk ve babası gadrine uğruyordu emperyalist savaş saldırganlının… AKP/Erdoğan gericiliği değil, Makedondu gericiliğin adı. Ama yaşanan aynıydı, yapılan aynıydı özünde. Çocuklara bu vahşet ve korkuyu reva görenler, çocukları katledenler kadar vahşi ve acımasızdır. O kadar çağ dışı, o kadar insanlık dışı… Değişik etnik kökenden gericilikler ve baş sorumlu olarak emperyalist dünya gericiliği ezilen emekçi halkları ve ezilen ulusları kah bir birine kırdırarak, kah kendisi katlederek egemenlik ve tahakküme dayalı nüfuzunu sağlamlaştırıp yaymak istiyor. İnsanlığa savaş, acı ve ölümden başka bir şey vermeyen emperyalist gericilik tüm kötülüklerin temel kaynağıyken, en vahşi yüzünü çocuk katliamlarıyla ortaya koymaktadır. Başta bu gericilik olmak üzere bütün gericiliğin yer yüzünden silinmesi insanlığın ilerleyişinin zorunlu bir görevidir. Bu görev öncelikle proleter devrimcilerin omuzundadır. Her şey ama her şey gerici savaşı ortadan kaldıracak olan yegane seçenek olan silahlı devrimci savaşın zorunluluğunu gösteriyor. Gerici savaşların tek kaynağı olan gerici sınıfları tarihin karanlığına gömmek için proleterya ve emekçi halkların kendi savaşlarını yükseltmekten başka şansı yoktur. Bir gericiliğin ya da bir yerdeki gericiliğin yıkılması yetmiyor. Dünya gericiliği tümden yenilmek durumundadır. Bunun için dünya halkları ve ezilen ulusları ayağa kalkarak dünya gericiliğine karşı savaşmalıdır.

Emperyalist Haydurlar ve Suç Ortağı Gericilerce Yazılan Çocukların Hikayesi Ne sınır, Ne Milliyet, Ne Coğrafya Tanıyor…

İşte, Emperyalist çıkarlar uğruna Suriye’de yıllardır sürdürülen gerici savaşın en gerçek faturasını ödeyen çocukların büyük hikayesi…

AKP/Erdoğan temsilindeki gericiliği resmeden çocuk katliamlarının yanı başında Suriye’li çocukların dayanılmaz derecede acıtan görüntüleri… Esat güçleri ya da başka güçler gerçekleştirmiş olsun fark edermi çocuğun katledilmesi, çocuk bedenlerin bombalarla param parça edilmesi… Bir yerde Erdoğan’ın kanlı diktası, öteki yerde Esat gericiliğin vahşeti, başka yerde IŞİD barbarlığı, daha başka yerde emperyalist haydutların barbarlığı… ve milliyeti ne olursa olsun, coğrafyası nere olursa olsun zulüm ve acımasızlıklar altında, katliamların hedefinde çocuklar… katlediliyor çocuklar, yok ediliyor insanlık…

Çocukların hikayesi bu örneklerle sınırlı olmadığı gibi, bundan sonra da gericiliğin hükmünde sürecek olan yaşamın en dıramatik hikayelerinden biri olarak yazılmaya devam edeceektir. Ta ki emperyalist gericilik ve onun uzantıları yer yzünden silininceye dek…

Çocukların katledilmesinde sakınca görmeyen ve çekince taşımayan bir barbarlık aşaması devrimci yoldan yok olmaya mahkumdur. Birleşelim, savaşalım, yok edelim!

 Acın büyük çocuk… Unutma! kabuk bağlasa da yaran.. unutma! Büyüyeceksin.. gözyaşların suladıkça çoğalacaksın… İsyanın olur acın.. kırarsın sana kıyan eleri.. yıkarsın sana düşman gericiliği… acın büyük yüreğin kadar… ağla çocuk.. utanan olur belki.. avazın çıktığı kadar bağır.. duyan olur belki.. vicdanı yok edilmişler olsa da… çocukluğun gibi hırpalanmış insanlık.. bedenin gibi parçalanmış.. sana yabancılaşmış insanlık… hikayeni.. hikayenizi yazmak düştü çaresizliğin çarkındakine… kardeşin el veriyor çocuk.. korkma.. alır acını yarana uzanan kardeş eli.. kimsesiz değilsin bu cihanda.. yarasına aldırmayan kardeşin paylaşıyor acını… üzülme çocuk.. ağlama çocuk.. korkma çocuk.. yoksa güneş doğmaz…

Önceki İçerikKarşı-Devrimci Saldırı Süreci Devrimci Savaşla Yanıtlanmak Durumundadır
Sonraki İçerikSosyalist bir cephe yaratmanın zorunluluğu !