HABER MERKEZİ (14.05.2014)- “Komprador tekelci burjuvazi yeni köprüler, Marmaraylar, AVM’ler eşliğinde AKP ve tüm bürokratlarının organize ettiği gösterişli açılışlarla muasır medeniyetler seviyesinde olduğumuzu bağıra dursunlar, bu rantın arka planında yatan özelleştirme, taşeronlaşma, ucuz iş gücü ve kuralsız çalışma gerçeği yine karşımıza yüzlerce işçinin hayatını kaybettiği toplu işçi katliamıyla çıktı.
Ülkemizde yaşanan işçi katliamlarına Manisa Soma’da bir yenisi daha eklendi. AKP’nin desteklediği sermaye kuruluşu Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’de meydana gelen patlamada yüzlerce işçi hayatını kaybederken, diğer yandan ise yeraltında bulunan yüzlerce işçinin gün ışığına nefes alarak çıkma olasılığı, saatler geçtikçe tükeniyor.
İşsizliğin, yoksulluğun, hak gasplarının, güvencesiz çalışmanın, geleceksizliğin derinleştiği günümüz koşullarında toplu iş katliamlarıyla canlarımızı toprağa vermeye devam edeceğiz.
Ülkemizdeki madenler, özellikle 1980’den sonra uygulanan neo-liberal politikalar nedeniyle küçültülmüş ve işlevsiz bırakılmıştır. Madencilikte “iş ve işçi güvenliği” devletin birinci derecede sorumlulukları arasındadır ve buraları kamu yararına kullanma zorunluluğu vardır. Ancak devlet hiyerarşisi madenleri özelleştirmeler yoluyla, uluslararası şirketlere ve para babalarına peşkeş çekilerek taşeron işçi çalıştırma, ihmal, ilgisizlik, denetimsizlik meşrulaştırılmakta ve çalışma koşullarındaki çeşitli yetersizliklerle işçilerin ölümüne neden olunmaktadır.
Bizzat her zerresinde devlet sorumluluğu olan madenlerdeki patlamaların ardından devlet yetkilileri tarafından iletilen “taziyeler”, büyük bir sahtekârlığın dışavurumudur.
Vurgulamak gerekir ki: bu köhnemiş düzen ve bu düzende para babalarının sultasını yöneten AKP Soma’daki toplu işçi katliamından bizzat sorumludur.
Özelleştirmelerle emeğimizi ve geleceğimizi karartanlar, yaşamlarımızı almaya devam ederken, devlet kendisini ve suç ortaklarını aklamaya çalışırken, sermayenin çıkarlarını korumaya devam etmesine izin vermeyeceğiz.
İşçi ailelerinin tüm acılarına ortak olmak ve işçi katliamlarına neden olan bu köhnemiş düzene yeter demek için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Merkezi bir planlamayla ve hareketle katliamın tüm nedenleri ve sonuçları üzerine gitmeliyiz.
DHF olarak başta EGE örgütlülüğümüz ve tüm bileşenlerimiz bu sorumlukla hareket edecektir.
Ülkemiz işçileri, köylüleri, gençleri ve kadınlarını geleceğine sahip çıkmak için mücadeleye çağırıyoruz.”