HABER MERKEZİ (28.11.2013)- Demokratik Haklar Federasyonu, dün saat 12.00’de İstanbul Adli Tıp Kurumu önünde yaptığı eylemle, kalbinin % 70’i çalışmayan ve ağır hastalıklarına karşın tahliye edilmeyen Abdullah Kalay’ın serbest bırakılmasını talep etti.
Yapılan eylem sırasında “Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsın Abdullah Kalay’a Özgürlük “ yazılı pankartı açılarak üzerinde Kalay’ın fotoğrafının bulunduğu “Hasta tutsaklar serbest bırakılsın Abdullah Kalay’a özgürlük Kalbinin % 70’i çalışmıyor” yazılı dövizler taşındı.
Hapishanelerde 162’si ağır toplam 544 hasta tutsak bulunuyor
Adli Tıp Kurumu önünde yapılan basın açıklamasında hapishanelerde hak gasplarının giderek arttığı bir süreçten geçildiği ifade edilerek bu baskıların çıplak arama, sevkler ve sürgünler, arama ve görüş yasakları, ‘güvenlik’ gerekçesiyle hücrelerin içerisine kamera yerleştirilmesi vb. uygulamalar olduğu belirtildi. Bu tür baskılarla tutsaklara tecridin dayatıldığı kaydedilen açıklamada, hapishanelerde şu anda 162’si ağır olmak üzere 544 hasta tutsağın bulunduğu kaydedildi.
Basın açıklaması şu ifadelerle devam etti: “Korsakof ve ileri derecede şizofren hastası olan hapishanede olduğunun dahi bilincinde olmayan Mehmet Ali Çelebi halen hapishanede tutuluyor… Kalp rahatsızlığı, bel fıtığı, böbreklerde taş, midede ülser ve özellikle tedavi edilmediği durumda siroz veya karaciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara yol açacak olan Hepatit B gibi bir dizi hastalığa sahip olan Yaşar İnce hala hapishanede tutuluyor.
Ve Abdullah Kalay… Kalp krizi geçirip saatlerce hastaneye götürülmeyen Abdullah Kalay devrimci tutsakların saatler süren eylemi neticesinde koma halindeyken hastaneye götürülmüştür. Geç müdahale ve iki buçuk saat sonra hastaneye yetiştirildiği için kalbinde ağır tahribat oluşmuştur ve kalbinin % 70’i çalışmamaktadır. Ayrıca 1996 ölüm orucundan dolayı başka hastalıkları da mevcuttur: Vernike korsakoff, % 27 duyma kaybı, kulaklarda çınlama, romatizma, reflü, hemeroid, alerjik astım, boyunda düzleşme, bağırsaklarda ağrı, sık sık ishal, kalp yetmezliği, sık sık baş ağrısı… Ağır hastalığına rağmen infazını durdurmayan, tedavinin dışarıda sürdürülmesini onaylamayan Adli Tıp Kurumu, hastalara ideolojik yaklaşıp ölümlerini onaylamaktadır. ‘Nabzı atıyor’ , ‘Kalbi çalışıyor normaldir’ diye Abdullah Kalay’ın hapishanede hayatını devam ettirebileceğine karar verilmiştir. Adli Tıp, raporları dikkate almamıştır. Abdullah Kalay’ın tedavisinin dışarıda devam ettirilmesine ilişkin talebi reddedilmiştir. “
Ali Tıp Kurumu’nun hasta tutsaklara yönelik intikamcı ve ölüme terk etme tavrını devam ettirdiği belirtilen basın açıklaması şu ifadelerle sona erdi: “Adli Tıp Kurumu’nun bu yaklaşımı daha önce birçok hasta tutsağın ölümüne neden olduğu gibi bundan sonra da birçok tutsağın tedavisinin engellenerek öldürülmesi sonucunu doğuracaktır. Zira Adli Tıp Kurumu resmi tekel bilirkişi olarak tarafsızlığını yitirmiş ve siyasal iktidarın özellikle kendisine muhalif tutsakların öldürme politikasını hayata geçiren bir kurum haline gelmiştir. Meslek etiğini ayaklar altına alan Hipokrat yeminli bu kurum, hapishanelerde ya da tahliyesi yapıldıktan sonra dışarıda ölen birçok tutsağın ölümünden sorumludur. Bu sorumluluk sadece Adli Tıp Kurumu’na ait olmayıp hapishaneleri, mahkemeleri, kolluk güçleri ve diğer mekanizmalarıyla ülkemiz egemen sınıfları özgülünde burjuva feodal sistemindir.
Demokratik Haklar Federasyonu olarak bir kez daha güçlü bir şekilde haykırıyoruz. Devrimci tutsakların haklı ve meşru direnişi direnişimizdir. Devrimci tutsakların içeride öldürülmesine sessiz kalmayacağız.”
Basın açıklamasının ardından yaklaşık 40 dakika süren bir oturma eylemi yapılarak Abdullah Kalay şahsında hasta tutsaklara özgürlük istendi.