DHF: 2 Temmuz’u unutmadık Hesap sormak için alanlara!

2 Temmuz Sivas katliamının 23.Yıldönümünde Sivas katliamı başta olmak üzere bütün katliam ve saldırıların hesabını sormak ve birleşik mücadele bilincini kuşanarak halklarımızın özgürlük ve kurtuluş projesi olan sosyalizm bayrağını yükseltmek için 2 Temmuz’da Sivas başta olmak üzere bulunduğumuz bütün alanlarda sokaklara çıkarak hesap soralım

HABER MERKEZİ (26.06.2014)- 2 Temmuz Sivas Katliamı’nın 23.Yıldönümü dolayısı ile Demokratik Haklar Federasyonu (DHF) ‘’2 Temmuz’u unutmadık hesap sormak için alanlara’’ başlıklı bir açıklama yayımladı. Yapılan açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz.

‘’Varlığını çeşitli ulus, milliyet, inanç ve cinsiyetlerden halklarımıza karşı karşıtlık ve savaş zemininde inşa eden faşist ‘’TC’’ devleti kuruluşundan günümüze dek halklarımız üzerine bir karabasan gibi çökerek halklarımıza zulüm yaşatmaktadır. İnsanlığın en kadim halklarından biri olan Ermenilere karşı gerçekleştirilen barbarca soykırım başta olmak üzere Kürtlere, Alevilere ve Rumlara yani tekçi resmi devlet paradigmasının dışında kalan yâda karşıtı olan bütün toplumsal dinamiklere karşı uygulanan ve güncelde de daha pervasız bir biçimde sürdürülen zulüm, katliam ve soykırımlar gerçekliği faşist ‘’TC’’ devletinin niteliğini berrak biçimde ortaya sermektedir. Dün faşist CHP’ ile devam ettirilen bu gerici faşist çizgi bugün Erdoğan/AKP iktidarı ile yürütülmektedir. Aralarındaki bir dizi politik farklılığa rağmen CHP’nin de AKP’nin de ve diğer bütün gerici burjuva partilerin de beslendikleri ana eksen faşizm ve gericiliktir. Özellikle günümüzde aralarında yaşanan dalaş ve çatışma kesinlikle halkların çıkarını esas alan bir içerik taşımamaktadır. Aralarındaki dalaşın esas nedeni tamamen gerici bir zeminde iktidara hâkim olma kavgasıdır. Fakat devletin o ‘’kutsal ve ulvi’ stratejik çıkarları olduğunda hepsi aralarındaki dalaşı bir kenara bırakarak birleşmektedirler. Yâda mesele halklara karşı savaş ve saldırganlık olduğunda tümü tereddütsüzce aralarındaki dalaşı bir kenara atıp tamamen gerici bir zeminde birleşmektedirler. Sınıf karakterleri de bunu gerektirmektedir zaten. Özellikle CHP’nin belli politik meseleler düzleminde geliştirdiği ‘’muhalefet ve AKP karşıtlığı’’ kesinlikle bir yanılsamaya yol açmamalıdır.

Tarihsel ve güncel olarak CHP ve CHP gerici çizgisinden, tutarlı ve toplumsal süreci demokrasi zemininde ilerletecek bir muhalefet beklemek, tarihsel bir yanılgıdır. Türkiye-Kuzey Kürdistan sömürülen halkları ve CHP tabanındaki ilerici dinamik, bunun muhasebesini acilen yapmak durumundadır. “Terörle mücadele” adı altında, hâkim sınıfların topyekûn savaş konseptine bağlanan CHP, gerici sınıf çıkarlarına göre rolünü oynamaktadır. Erdoğan/AKP diktatörlüğünün, bazı politik süreçlerine itiraz etmesi, CHP’nin ilerici rolünden değil, gerici sınıf çıkarları gereğidir. Onların gerici sınıf çıkarlarını korumaktan başka kavgaları ve çatışmaları yoktur. Her tarihsel kesitte sağlama aldıkları ve korumak istedikleri bu gerici çıkarlarıdır. Gerici sınıf çıkarlarının yön verdiği, dalaş ve çatışmalar egemen klikler arasında devam edecektir. Kimin kimi boğazlayacağı meselesi, Aleviler,  Kürt ulusu ve ezilen-sömürülen halklarımızın taraf olacağı bir mesele değildir. Ezilen ve sömürülen halklar, yaşam sahalarını ve geleceklerini bu güçlere karşı aynı içerik ve bilinçle savunmak durumundadırlar. Kuşkusuz bugün Erdoğan/AKP gerici kliği iktidardır ve halklarımızın ana hedefidir. Ama bu CHP gericiliğinin sınıf düşmanımız olduğu gerçeğini ötelemez. Bunlar arasındaki gerici çatışmaların derinleşmesi, bunların güçsüzlüğü olacaktır.

‘’TC’nin gericilik, katliam ve soykırımlar tarihinin bir devamı olarak 2 Temmuz katliamı

Faşist devletin tek devlet, tek din ve tek dil paradigması düzleminde katliamlardan geçirdiği topluluklardan biri de kuşkusuz ki Alevilerdir. Bu gerçekliklerden kaynaklı Aleviler sistematik olarak devletin bir numaralı hedefi olarak baskılara, asimilasyona ve katliamlara uğramıştır. Dersim, Maraş, Çorum ve Gazi katliamları bunların başlıcalarıdır.

Cumhuriyet tarihi boyunca Alevilere karşı uygulanan barbarca saldırı ve katliamların en vahşisi ise 2 Temmuz’da gerçekleştirilen Sivas katliamıdır. İnsanlığın gözlerinin önünde faşist devletin beslemeli kara zebanileri tarafından cayır cayır yakılarak katledilen aydınlar, yazarlar ve ilericiler bu ülkenin aydınlık geleceğinin birer mücadele neferleriydiler. Barbarlık ve gericilik tarihine Sivas’ta yeni bir halka daha ekleyen devlet bu geleneğini bugünde yeni ortaya çıkan yeni politik dengeler düzleminde IŞİD vb odaklar aracılığı ile devam ettirmektedir. Aynı faşist ve gerici politika bugün de başta Mülteci kampları adı altında Alevi bölgelerinin tamamen demografik özgün yapısını hedef alan ve açık tehdit oluşturan bir zeminde sürdürülmektedir. Başta Terolar olmak üzere birçok yerde inşa edilmeye çalışılan bu kamplar bu gerici saldırıların sistematik bir devlet politikası olarak devam ettirilmesidir. Bu kapsamlı saldırılara karşı Alevilerin yürütmüş oldukları mücadele tamamen haklı ve meşru bir zeminde durmaktadır. Başta devrimciler olmak üzere bütün demokratik ve ilerici toplumsal güçler Alevilere yönelik gerçekleştirilen bu sinsi ve kapsamlı saldırılara karşı birleşik mücadele ruhunu kuşanarak mücadele etmelidir.

2 Temmuz’da alanlara Hesap sormaya!

2 Temmuz Sivas katliamının 23.Yıldönümünde Sivas katliamı başta olmak üzere bütün katliam ve saldırıların hesabını sormak ve birleşik mücadele bilincini kuşanarak halklarımızın özgürlük ve kurtuluş projesi olan sosyalizm bayrağını yükseltmek için 2 Temmuz’da Sivas başta olmak üzere bulunduğumuz bütün alanlarda sokaklara çıkarak hesap soralım.

Sivas’ın, Gazinin, 19 Aralık’ın, Roboski’nin, Cizir’in, Sur’un Nusaybin’in, Licen’nin, Suruç’un, Ankara’nın, Gezi’inin ve bütün katliamları unutmadığımızı ve unutturmayacağımızı haykırarak ve hesap sorma bilincini kuşanarak 2 Temmuz’da alanlara akalım. Bu bilinçle başta Demokratik Haklar federasyonu (DHF) üye ve taraftarları olmak üzere bütün halkımızı geleceği kazanma ruhuyla alanlara çıkmaya çağırıyoruz.’’

 

 

Önceki İçerikAYM’den Hasan Gülünay kararı: Gözaltında kaybedilmesi soruşturulmadı
Sonraki İçerikMLKP savaşçısı Sevda Çağdaş Minbic’te ölümsüzleşti