Devrimci basından tutsaklara yayın yasağına karşı eylem

Aralarında gazetemiz emekçilerinin de bulunduğu devrimci basın emekçileri bugün Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde bir araya gelerek devrimci yayınların hapishanedeki tutsaklara erişiminin engellenmesini protesto etti

İSTANBUL (28.11.2014)- Bilindiği gibi hapishanelerdeki devrimci tutsaklar üzerindeki tecrit koşullarını gün be gün arttıran devlet tutsakların dışarıyla olan bağlarını tamamen koparmak dahası onları politik kimliklerinden yalıtmak için her türlü saldırıyı devreye sokuyor.

Bunun son örneklerinden biri de devrimci basının tutsaklara posta yoluyla ulaştırdığı devrimci yayınların hapishaneye erişiminin engellenmesi oldu.

Yapılan saldırılara karşı bir araya gelen Halkın Günlüğü, Atılım, Barikat, Demokratik Modernite, Kızıl Bayrak, Mücadele Birliği, Özgür Gelecek, Özgür Halk, Siyaset, Türkiye Gerçeği, Yarın, Proleterce Devrimci Duruş, Kaldıraç, ve Meydan Gazetesi bugün Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde bir araya gelerek bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

Basına sansür, tutsaklara tecrit! Tutsaklara yayın yasağına son!”   

Saat 12.00’de Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi önünde  “Basına sansür, tutsaklara tecrit! Tutsaklara yayın yasağına son!” pankartını açan devrimci basın emekçileri yaptıkları ortak açıklamada devletin saldırılarını sürekli arttırdığı vurgulanarak devletin son saldırısının yayınların hapishanelere ulaştırılması-ulaştırılamaması olduğu kaydedildi.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü 10 Kasım 2014 tarihli 172740 sayılı emri ile,  hapishanelerde süreli yayınların posta yoluyla ya da ziyaretçiden alımını yasakladığı belirtilen açıklamada yasağın şu ana kadar Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi, Kandıra F Tipi Cezaevi, Bafra T Tipi, Rize Kalkandere Cezaevlerinde uygulamaya başlandığı ve kasım ayı ortasından itibaren posta ile gönderilen yayınların iade edilmeye, ziyaretçilerin cezaevine götürdüğü yayınlar geri çevrilmeye başlandı ifade edildi.

Devletin bu saldırısının iki yönlü olduğu bir taraftan tutsakların dışarıdaki dünya ile bağlarını kopartıldığı ve tecrit koşullarının ağırlaştırıldığı diğer taraftansa yasalarla, para ve hapis cezalarıyla, sansürlerle susturamadığı demokratik, devrimci ve sosyalist yayınlara yeni bir sansür getirildiği vurgulandı.

Yasaklama dalgası devrimci tutsaklara yapılan sistematik tecrit, kimliksizleştirme saldırılarının bir devamıdır”

Bu yeni yasaklama dalgasının, devrimci tutsaklara yapılan sistematik tecrit, kimliksizleştirme saldırılarının bir devamı olduğu kaydedilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

 Terör ve çıkar amaçlı suç örgütlerinin mensuplarının bir bölümü örgütsel bağlarını devam ettirme ve güçlendirme, örgüt talimatları doğrultusunda ceza infaz kurumlarında ortak eylem, yapma amaçlı çalışmalar yapmaktadır” denilen genelgede örgütsel talimatların ziyaretçiler ve gazete, dergi, bülten aracılığıyla iletildiği iddia edilerek, ellerinden yayınları alınan tutsaklar, sadece burjuva medyanın tek yönlü yayınlarına mahkum ediliyor.

Genelgede, “Bu kapsamda bazı basın yayın araçlarının ceza infaz kurumlarına girişi, örgüt suçundan mahkum olanların yeniden topluma kazandırılmasını, yasalara saygılı ve toplumla uyumlu bireyler olmalarını geciktirmekte ve/veya engellemektedir. Ayrıca, bu husus hükümlü ve tutukluların örgütten ayrılışını zorlaştırmakta ve örgüt propagandası yaparak örgütlere yeni eleman kazandırma amaçlı kullanılmaktadır” denilerek asıl amacın tutsakları kimliksizleştirme ve yalıtma olduğu da vurgulanmış, devletin kendi basın yayın kanunu çerçevesinden çıkan demokrat, sol, sosyalist ve muhalif yayınlar yine “örgütsel doküman” olarak nitelendirilmiştir. Zaten toplatması ve yasaklaması olmadığı halde cezaevi idarelerine “kurum güvenliğini tehlikeye atacağı için” süreli yayın ve kitapları cezaevine almama yetkisi verilmiş durumda.

Bu çift yönlü saldırı ve fiili engellemeyle amaç, düşünceleri nedeniyle tutsak edilenlerin kendi düşüncelerinden koparılmasıdır. Düşünce ve ifade özgürlüğüne getirilen yasaklamadır.

Dağıtım şirketlerinin anlaşma şartlarını yüksek rakamlara bağlayan burjuvazi, bu şekilde süreli yayınların dağıtımını da kısıtlamış, sermaye birikimi olmayan yayınevlerinin dağıtım ağına ve dolayısıyla kitlelere ulaşmasının da önünü kesmişti. Bu sayede genel dağıtım ağı dışında kalan sol, sosyalist, devrimci, muhalif yayınlar, yayınlarını kendi kısıtlı imkanları ile dağıtmak zorunda bırakılmıştı. Yayınlarını posta ve kargo ile dağıtan bizler, cezaevlerine yolladığımız yayınlarımızın verilmemesi nedeniyle yeniden dağıtım sansürüne uğramış durumdayız, sesimiz bu yolla daha da kısılmak istenilmekte.”

“Özgür basın susturulamaz”

Gezi ile birlikte yükselen, Kobanê direnişine kitlesel destek ve dayanışma eylemleriyle yeni bir ivme kazanan toplumsal hareketin devletin her yönden baskısı ile susturulmak istendiği belirtilen açıklamada “Dışarıda toplumun susturulabilmesinin, baskı ve sömürünün daha rahat sürdürülebilmesinin ilk yolu, içerideki tutsakların susturulabilmesinden, denetim altına alınabilmesinden geçiyor. Ancak içeride tutsakları teslim alıp, dışarıda da kitlelerin sesi olan demokrat, sol, devrimci, sosyalist yayınları susturduklarında, kendi egemenliklerini sağlamlaştırabilecek, sömürü düzenini devam ettirebileceklerdir.

Bizler buna izin vermeyeceğiz. Aşağıda adı yazılı basın kurumları olarak, bu tecrit ve sansüre karşı mücadeleyi büyüteceğiz. Yayınlarımızı tutsaklara kesintisiz bir periyotta yollayarak yasağa direneceğiz. Herkesi baskısını yaptığı veya okuduğu dergi, fanzin vb. yayınları tutsaklara postalamaya, tecride karşı başlattığımız dayanışmaya omuz vermesini istiyoruz.” ifadeleriyle sonlandırıldı.

Hapishane yönetiminden devrimci basına engel

 “Biji berxwedana zindanan!”, “Tutsaklara yayın yasağına son”, Tutsaklara tecride, basına sansüre son”, “Özgür basın susturulamaz”, “Yaşasın devrimci dayanışma”, “Devrimci basın susturulamaz” sloganlarının atıldığı eylemde basın emekçileri yapılan açıklamanın ardından devrimci yayınları hapishanedeki tutsaklara elden ulaştırmak istedi. Hapishane yönetiminin bakanlığın yasak kararını gerekçe göstererek yayınların alınmayacağını ifade etmesi üzerine basın emekçileri bir süre hapishane önünde sloganlarla oturma eylemi yaptı. Askerlerin engelleme çabalarına karşı tutsakların görüşçüsü olan bir kişi yayınları vermek üzere içeri girdi.

Oturma eyleminin ardından mevcut yayın yasağının hiçbir gerekçeye dayanmayan tamamen keyfi bir yasaklama olduğunu ve bu yasağı tanımadıklarını vurgulayan devrimci basın emekçileri

yayınların tutsaklara ulaşması için dayanışmayı ve mücadeleyi sürdürecekleri belirterek 1 Aralık Pazartesi günü saat 13.30’da Galatasaray Postanesi önünde yapılacak basın açıklaması ve tutsaklara yayın gönderme eylemine destek olmaya çağırdı.

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki İçerikDemokratik Kadın Hareketi’nden panele çağrı
Sonraki İçerikKadın tutsaklardan yayın yasağına karşı eylem