Çocukları Denizlerde Boğan Emperyalist Savaşlardır!

Evet, bebek cesetlerinin durduramadığı gerici savaş saldırganlığı ve elbette ki emperyalist haydutlar sadece ve sadece devrimci sınıf savaşıyla durdurulabilirler. Değişik dil, din ve renkten dünya işçi sınıfı ve halklarının enternasyonalist birliği temelinde yükselecek olan devrimci sınıf savaşımlarının gelişmesi olmazsa olmazdır. Mevcut koşullarda anti-emperyalist, anti-faşist ve her türden gericiliği hedefleyen hareketlerin geliştirilmesi ihtiyaçla zorunludur. Elbette her coğrafya kendi sınıf devrimini geliştirip başarıya taşıma sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Ancak sınıf mücadelesinin lokal sınırlara sıkıştırılması veya bununla yetinilmesi düşünülemez. Daha kapsamlı geniş perspektifle bölgesel örgütlenmelere girişmek ve daha da önemlisi uluslar arası komünist hareketin örgütlenip diriltilmesi tarihsel önemde bir zorunluluktur. Çocuk katliamlarına sessiz kalan bir dünya karanlığa doğru hızla giden bir dünyadır. Dünyanın ve dolayısıyla insanlığın kurtarılması ölümler pahasına da olsa Komünistlerin, devrimcilerin ve tüm ilerici güçlerin sorumluluğudur

HABER MERKEZİ (29.11.2015)-Yüzükoyun sahile yatmış o anlamlı sessizliği, kıyılara vurmuş o derin çığlığıyla insanlığın belleğine kazınan Aylin Kurdi’nin tarifsiz acı kaynağı olan görüntüsünden sonra, şimdi de dört yaşındaki Sena’nın kıyılara vurmuş ölü bedeni hançer gibi saplandı yüreklere. Ve arkasından altı çocuk cesedi daha çıkarıldı denizden… Onlarca mültecinin cesedi ise çocuk cesetlerinin gölgesinde hiçbir şeymiş gibi diziliyor kıyılara…

Ayla’nın kahredici görüntüsü karşısında timsah gözyaşı döken emperyalist haydutlar Sena isimli kız çocuğunun taşlara sıkışmış ölü bedeni ve henüz 2-4 yaşlarında ikisi kardeş altı çocuğun denizden çıkan cesedi karşısında sağır, sessiz ve kör kalarak bir kez daha tescilliyorlar ikiyüzlülüklerini…

Yaşanarak görülüyor ve görüle görüle kanıtlanıyor ki, ne mültecilerin yollarda çektiği işkence ve ‘’sudan ucuz’’ sulardaki ölümleri, ne çocukların denizlere gömülmesi, ne Aylan, ne de Sena ve diğer bebeklerin ölümleri durdurmuyor emperyalist felaketi…  Çünkü onlar için insan yaşamı, bebek de olsa insan ölümleri gerici çıkar, sermaye ve egemenliklerinden daha önemli değil, bilakis daha önemsizdir. Bunca insanın katledilmesi, bunca bebenin denizlerde boğulması gerici çıkarlarının uğruna değil mi? O halde onlardan ölümleri durdurma, çocuk cinayetlerine son verme ya da gerici savaş ve saldırganlıklarından vazgeçmeleri beklenemez.   

Gerici savaşlarla yarattıkları kaotik yaşam şartları insanların ‘’yurtlarını’’, toprak ve evlerini terk edip mültecilik yollarında kırımlardan geçmesine yol açsa da emperyalist haydutlar zerre kadar sorumluluk duymamakta, gerici çıkarlarından bir nebze geri adım atmamakta ve gerici savaşlarından vazgeçmemektedirler.  ‘’Aylan’ın ölümüyle dünya sarsıldı’’ ama bu dünyada emperyalist gericilik başta olmak üzere, bilumum gericiliğin olmadığı açıktır. Onlar ‘’Timsah göz yaşı dökme’’ iki yüzlülüğüyle manipülasyon yaratıp sorumluluklarından kurtulma ve kendilerine yönelen öfkeyi yumuşatmaktan başka bir gaye taşımamaktadırlar.

Bugün dünyanın birçok coğrafyasında gerici savaşlarda büyük katliamlar yaşanmakta ve kan akmaktadır. Bunun nedeni sadece emperyalist gericilik ve bu gericiliğin çıkarlarıdır. Gerçekleştirilen katliamlar ve yürütülen vahşi kıyımlar tamamen emperyalist gericiliğin eliyle yürütülmekte ve gerici çıkarları uğruna yürütülmektedir. Bütün bu acıların, katliam ve kıyımların doğrudan sorumlu olan emperyalist gericilik ve onun liderliğindeki yerel gericiliklerdir. Suriye ve bura eksenli tüm gelişmeler emperyalist projelerin ürünü olmakla birlikte, emperyalist bloklar arası dalaşın ürünüdür. Aylinler, Senalar ve diğer bebelerle birlikte binlerce mültecinin katlinden kuşkusuz ki bu emperyalist bloklar ve onların gerici çıkar iştahları sorumludur.

Bebeklerin acımasızca katledildiği bir dünya felaketin eşiğindedir. Bu dünyanın gidişatından insanlık adına bir gelişme çıkmayacağı gibi, insanlık ve doğasının felaketi çıkabilir. Gerici savaş ve saldırganlıktan başka bir geleceği olmayan emperyalist sistem ve gericilik yıkılmadan insanlığın geleceği aydınlatılamaz. Çocukları karanlığa gömen bir dünya sistemi/bir gericilik ancak savaş ve ölüm üretebilir. Bu durumda anti-emperyalist, anti-faşist mücadelenin geliştirilmesi öncelikli bir görev olarak öne çıkmaktadır. Çocukları denizlerde boğan her bloktan emperyalist haydutlar sistemleriyle birlikte yıkılıp yok edilmek durumundadır.

Evet, bebek cesetlerinin durduramadığı gerici savaş saldırganlığı ve elbette ki emperyalist haydutlar sadece ve sadece devrimci sınıf savaşıyla durdurulabilirler. Değişik dil, din ve renkten dünya işçi sınıfı ve halklarının enternasyonalist birliği temelinde yükselecek olan devrimci sınıf savaşımlarının gelişmesi olmazsa olmazdır. Mevcut koşullarda anti-emperyalist, anti-faşist ve her türden gericiliği hedefleyen hareketlerin geliştirilmesi ihtiyaçla zorunludur. Elbette her coğrafya kendi sınıf devrimini geliştirip başarıya taşıma sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Ancak sınıf mücadelesinin lokal sınırlara sıkıştırılması veya bununla yetinilmesi düşünülemez. Daha kapsamlı geniş perspektifle bölgesel örgütlenmelere girişmek ve daha da önemlisi uluslar arası komünist hareketin örgütlenip diriltilmesi tarihsel önemde bir zorunluluktur. Çocuk katliamlarına sessiz kalan bir dünya karanlığa doğru hızla giden bir dünyadır. Dünyanın ve dolayısıyla insanlığın kurtarılması ölümler pahasına da olsa Komünistlerin, devrimcilerin ve tüm ilerici güçlerin sorumluluğudur.

 

Önceki İçerikKürt Ulusu Kurşunlandı, Tahir Elçi Ölümsüzdür!
Sonraki İçerikGüçlü bir gençlik hareketi için ileri!