HABER MERKEZİ (27-01-2016)- DBP Eş Genel Başkanı Emine Ayna, AKP’nin Kürdistan’da yürüttüğü kirli savaş politikalarını ve buna karşı halkın gösterdiği tarihi direni değerlendirdi. Kürdistan’da yürütülen savaş öncesi Kürt halkının çözüme dair büyük umutlar taşıdığını dile getiren Ayna, çözümün konuşulduğu söz konusu süreçte dahi AKP’nin savaş hazırlığında olduğuna işaret etti.
‘Türk ve Türkçe diyen bir anlayıştan Kürdü tanımasını bekleyemezsiniz’
AKP’nin barış yerine savaşı esas aldığını vurgulayan Ayna, “Biz çözüme inanırken, AKP bir savaş konseptinin hazırlığını yapıyordu. 2014 yılında Milli Güvenlik Kurulu toplantısında ve sonrasında AKP savaşı esas aldı. Bugün de halkı katletmeye dönük kirli savaş politikası yürütülüyor. Bir ülkede ‘tek dil tek millet’ deniliyorsa, orada çözümden bahsetmek, barışı konuşmak zordur. Sadece ‘Türk ve Türkçe’ diyen bir anlayıştan Kürdü tanımasını bekleyemezsiniz. Kürdün haklarını yok sayıyorsa, onu da tanımıyor demektir. Tüm bunlarla beraber AKP tüm çözüm yollarını yok sayıp savaşa yöneldi. Bugün de Kürdistan’da yürütülen soykırım politikasıdır. Tam bir Ortaçağ, ulus devlet mantığıdır. Kürdistan’da yaşanan Ortaçağ sömürgeci devlet anlayışıdır” değerlendirmesinde bulundu.
‘Savaşla beraber tecrit de derinleşiyor’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecridin, AKP’nin rehin alma politikası olduğuna işaret eden Ayna, “Kürt halkı üzerinde yürütülen kirli savaşla birlikte Sayın Öcalan üzerinde tecrit derinleşiyor. Tecritle Kürt halkı baskı altında tutulmak isteniyor. Ama Sayın Öcalan üzerinden uygulanmak istenen kirli politikalar başarıya ulaşmaz” dedi
‘Artık siyaset yapmak anlamını yitirmiştir’
Türkiye devletinin “soykırımcı, sömürgeci” bir devlet anlayışının somut bir örneğini sergilendiğini ifade eden Ayna, AKP’nin “Benim kölem, kulum olmaya razı değilsen senin soyunu kuruturum” anlayışında ısrar ettiğine vurgu yaptı. Kürdistan’da yaşanan vahşetin siyaset yapmayı anlamsız kıldığına işaret eden Ayna, “Cizre’deki 25 yaralı kişinin katledilmelerine izin verilse ben de düşüneceğim. Bir yerde niye siyaset yapıyorsun. Yaşamı demokratikleştirmek içindir. Günlerdir vekiller içişleri kapısında bekliyor. Biz siyaset yapanlar orada çözüm üretemiyorsak ısrar etmenin de bir anlamı yoktur. Mesele siyaset olmaktan çıkmıştır. Siyasi partiler olarak konuşalım, tartışalım noktasında değildir. 25 kişi yaralı ölüme terk ediliyorsa ve 3 cenaze orda duruyorsa, yaralılar nefes dahi alamıyorsa, essizlik bile çözümsüzlüğe hizmet eder” ifadesinde bulundu.
‘Katliam karşısında oturup beklemeyeceğiz’
Cizre, Sur ve Silopi’de devletin kuşatma ve saldırılarına karışı başlayan Botan Yürüyüşü büyük bir kararlılık ve katılımla devam edeceklerini dile getiren Ayna, insanlar katledildiği sürece oturup bekleyemeyeceklerini, vazgeçmeyeceklerini söyledi. Ayna, “Halkımıza söylüyoruz her yer direniş alana çevrilsin. Halkın üzerindeki bu katliam kalkana dek direnişimiz sürecek” dedi.
‘Halk değil devlet bitmiştir’
Kürdistan’da devletin yürüttüğü kirli savaşla çirkin yüzünün bir kez daha teşhir olduğunu ifade eden Ayna, “Cizre, Silopi, Sur’da yapılamayan hiçbir şey kalmamış. Bir ilçede 50 günü aşkın yasak ilan ediyorsunuz. Neden bitmiyor? Buna bakılırsa halk değil devlet bitmiştir. Meseleye ‘3-5 çapulcu’ demek, bir halk sorunu olduğunun görmemenin sonucudur. Bakın 80’lerde de öyle dedi 35 yıl oldu bitmedi. Ev ev insanları evlerinden stadyuma atılıyor. İlçeler boşaltıyor. Bu da yetmiyor o kadar da güç takviyesi yapılıyor. Ama yinede bitiremiyorlar. İşte Kürt sorunu şiddetle çözülmez. Bunu anlamaları lazım” dedi.
‘Kürtler yine direnerek kazanacak’
Kürt halkının 30-40 yıldır nasıl direndiyse yine direnip kazanacağını dile getiren Ayna, Kürt halkının ilk kez bir savaş ortamıyla karşılaşmadığını, yüzlerce yıldır bu durama hazırlıklı olduğunu söyledi. Tüm saldırı ve savaşlara karşı Kürt halkının direndiğini ve mücadele ettiğini dile getiren Ayna, “Halk sorunlar çözülünceye kadar direnecektir, çünkü bir başkası çözmeyecek, direnerek çözülecektir. Burada eğer çözüme gelmezse bitecek olan, kaybedecek olan Türkiye’dir” dedi.