ANKARA (03.07.2015)- 1983 yılında kurulan ilk taş ocağı ile başlayan çevre katliamı bugün taş ocağı sayısını 11’e çıkartarak halkın can güvenliğini hiçe sayıyor. Toplamda 11 taş ocağı faaliyeti mevcut, yerleşim yerine yaklaşık 100 metre mesafe yakınlığında olan yerde dinamit patlatılarak bölge halkının can güvenliği de tehlikeye atılıyor. 2013 yılından beridir çeşitli eylem ve etkinlikler düzenleyen bölge halkı son olarak meclise soru önergeleri verdi.Ancak geçen zaman içerisinde değişen hiçbir şey olmadı
Bölge halkı isyanı büyütmeye devam ediyor.
Taş ocakları sayısındaki artış ve yerleşkeye yakın olan çalışmalar sonrası artık hiçbir şey eskisi gibi değil. Çevre katliamı nedeniyle arıcılık ve hayvancılık ile geçimini sağlayan bölge halkının, hayvanları telef olmuş vaziyette. Sulama yapılmadan daha fazla tonaj taş üretmek için yapılan patlamalar sonrası yoğun toz bulutu arıların telefine neden olmuş durumda.
Tarım ve bahçe üretimi durmuş vaziyette; yoğun toz bulutları nedeniyle meyve ağaçları ve sebzecilik yapan üreticiler de artık üretim yapamadıklarını dile getiriyor. Mahalle muhtarının konuyla ilgili yapmış olduğu açıklamada;
“Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin çıkardığı yasadan önce burası bir belediyeydi, sonrasında muhtarlıkla yönetilmeye başladı. Belediye ile yönetilirken, içme suyumuz daha ucuz ve merkeze ulaşım sorunumuz yoktu. Belediyenin kendi ekipmanları olduğu için ambulanstan tutun su ve benzeri sıkıntılara anında müdahale edebiliyorduk. Bugün bu imkanlarımız yok. Üstelik Mamak belediyesinin yetersiz kaldığı ortada. ÇED raporu olmadığı halde burada kurulan taş ocakları ilk günkü gibi zararsız değil. İş imkanı gibi cazip gelecek nedenler ile yıllar öncesinde tek taş ocağı ile başlanan bu süreç bugün mahallemize 100 metre uzaklıkta dinamit patlatılır hale geldi. Üstelik elektiriği yerel hattan kullandıkları için sıklıkla elektirik kesintisi sorunu yaşanmaktadır. Bu elektirik kesintileri sonrası yer altı dinamo sistemiyle kurulan içme suyu sistemimiz sürekli arıza veriyor. Yeraltı sularımız ise taş ocaklarının açmış olduğu derin kuyular nedeniyle kirletilmiş ve azalmış durumda. Hayvancılık yapamıyoruz. Meyve ve sebze üretimi yapamıyoruz. Eskiden nüfusu artan bir belde iken bugün göç veren konumdayız. Taş ocakları nedeniyle Elmadağ yolumuz kapandı. Çevre yolu dışındaki alternatif Elmadağ yolumuzu dinamitleyerek yok etiler. Bu yüzden geçtiğimiz günlerde halkımız ile taş ocağı şantiyesi içerisinde eylem yaptık. Mahalle halkının sabrı kalmadı ve geçenler de şantiyenin olduğu yerde arbade çıktı. Jandarma ve kolluk güçlerine mukavemetten kaynaklı dava açıldı. Mamak Kaymakamlığı daha öncesinde defalarca randevu talebimizi kabul etmezken, bu olaydan sonra bizi çağırdı. Belde halkı olarak yaşananları anlattık. Artık bu taş ocaklarını beldemizde istemiyoruz. Toz bulutları yüzünden koah- astım vb. solunum yolu hastalıkları arttı. Bu yüzden bundan sonra ki süreçte eylem ve etkinliklerimizi sürdüreceğiz’’ dedi.
Konuya dair yapılan görüşmelerde kamuoyu oluşturmak istediklerinin vurgusunu yapan belde halkı kadınları, eylem ve etkinliklerde ön sırada olmayı sürdürüyor. 05.07.2015 (Pazar) belde meydanında yapılacak büyük miting hazırlıkları sürerken, beldeye gelen ÇED raporu şirketi elemanları beldeye sokulmadı. Kaymakamlıktan alınan kararla faaliyetlerine bir hafta ara verilmesi kararlaştırıldı, taş ocakları sahipleri ise sessizliğini sürdürüyor.
Doğaya ve çevrelerine sahip çıkmakta olan belde halkı ise kararlıkla mücadele edeceklerini vurgusunu yapıyor.