HABER MERKEZİ (17. 01. 2015)- “ Tedbirde ölçülü olmalıyız. Bu husustaki aşırılık yüce Allah’a güveni sarsan bir davranış haline dönüşür” diyen İstanbul müftülüğünün tavsiyelerine uyan patronlar Allah’a güvenip hiçbir güvenlik önlemi almayarak işçileri katlettiler.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) 2014 yılında yaşanan iş cinayetlerine ilişkin yayınladığı rapora göre 2014 yılında 1886 işçi katledildi. Bugün Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında açıklanan rapora göre Mayıs ayında, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın çıkmasının ardından, işçi katliamlarında bir artış meydana geldi.
En çok işçi katliamı inşaat, yol, madencilik, tarım ve orman işkollarında
Açıklanan rapora göre en çok işçi katliamı 423 işçinin yaşamını yitirdiği inşaat ve yol işkolunda yaşanırken, bunu 386 işçi katliamı ile madencilik, 309 iş katliamı ile tarım, orman işkolu, 138 işçi katliamı ile taşımacılık takip etti. “İş cinayetlerinin inşaat, maden, tarım ve taşımacılık işkollarında; mevsimlik çalışmanın, sendikasız, örgütsüz ve güvencesiz çalışma koşullarının hakim olduğu işkollarında yoğunlaşmıştır” denilen raporda işçi katliamlarında hayatını kaybedenlerin 131’inin kadın işçi, 1755’inin ise erkek işçi olduğu belirtildi.
Roporda kadın işçilerin taleplerine de yer verildi:
“-Toplumsal cinsiyetçi iş bölümüne son verilmelidir.
-Kadın işlerinin ‘tehlikesiz ve basit’ olduğu ön yargısı yıkılmalıdır.
-Yeniden üretim atölyelerine dönüşen evler ve iş yerleri sağlık ve güvenlik risklerine karşı güvenli hale getirilmelidir.
-Gerek devlet tarafından gerekse emek ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği politikaları toplumsal cinsiyet açısından düzenlenmelidir.
-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, işyerlerinde ve evlerde kadınların ağırlıklı olarak çalıştığı işler ve bu işlerde çalışan kadınlarda rastlanan ortak sağlık sorunları ve riskleri rapor edilmeli ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılmalıdır.
-Kadınların çalışma alanlarındaki kimyasal, biyolojik, fiziksel, ergonomik vb. riskler saptanmalıdır.
-İşyerinde kadına yönelik cinsel şiddet, taciz, cinsel sataşma tehlikesine karşı başvuru masası oluşturulmalıdır.
-Emek ve meslek örgütleri kadın işçi sağlığı konusunda sektörlerine göre veri toplamalı ve raporlandırmalıdır.
-Tüm çalışma alanlarında kadınların örgütlenmesi ve birleşik mücadelesi gereklidir.
-Kadınların çifte mesainin yıpratıcılığı ve üstlerindeki aşırı iş yüküne bağlı fiziksel ve ruhsal zararlar toplamı birlikte ele alınarak, buna bir meslek hastalığı tanımı getirilmelidir.
-Ücretli-ücretsiz kadın işçilere yıpranma payı / erken emeklilik uygulamaları getirilmelidir.
-Ev ve bakım hizmetleri azami ölçüde kamusal alandan ücretsiz karşılanmalıdır.”
53 göçmen işçi yaşamını yitirdi
Öte yandan ülkemizde giderek artan göç olgusunun da yansıdığı raporda 2014 yılında 53 göçmen işçinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Ancak kayıt altında olmayan göçmen işçilerin, yaşamını yitirdikten sonra dahi kayıt altına alınmadıkları ve bu sebeple hayatını kaybeden göçmen işçilerin sayısının muhtemelen daha fazla olabileceği vurgulandı. Yaşamını yitiren göçmen işçilerin 26’sının Suriyeli, 7’sinin Gürcü, 4’ünün ise Türkmen olduğu belirtildi.