Artan işsizlik karşısında yeni istihdam alanları açmaktan yerine KİT’leri kapatan, özelleştiren, taşeronluğu dayatarak emekçilere güvencesiz çalışmayı dayatan işçi düşmanı faşist AKP hükümeti sosyal politikalar ve sosyal hizmeti kendi propaganda aracına dönüştürmüş durumda
HABER MERKEZİ (25.05.2015) – Sosyal hakların bir lütuf gibi sunulduğu ülkemizde sosyal politikalar ve sosyal yardımlar iktidarın seçimler için kullandığı aktif bir propaganda arcına dönüştürülmüş durumda.
Emperyalist kapitalist dünya düzeni ilk önce halkı amansız bir sömürüye tabi tutup yoksullaştırıyor, daha sonra sosyal yardımlarla kendine bağımlı hale getiriyor. Dünya genelinde kapitalizmin açmazlarını daha az görünür hale getirmenin ve halkın tepkisinin azaltmanın aracı haline gelmiş sosyal politikalar, ülkemizde de hak temelli bir anlayıştan uzaklaşmış, iktidarın rant ve seçim aracı haline gelmiş durumdadır. Artan işsizlik karşısında yeni istihdam alanları açmaktan yerine KİT’leri kapatan, özelleştiren, taşeronluğu dayatarak emekçilere güvencesiz çalışmayı dayatan işçi düşmanı faşist AKP hükümeti sosyal politikalar ve sosyal hizmeti kendi propaganda aracına dönüştürmüş durumda.
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürleri AKP mitinglerinde
AKP seçim mitinglerine Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları yönetimleri başta olmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü yönetimleri de tam kadro katılıyor. Kamu araçları AKP’nin bürokratlarının hizmetine veriliyor, AKP mitinglerinin olduğu günler Sosyal Yardımlaşma ve Sosyal Politikalar’da hayat adeta duruyor. AKP vekil adayları Sosyal Yardımlaşma ve Sosyal Politikalar il müdürlüklerinde sosyal yardımlar hakkında sunumlar alıyor. Özellikle Kürt illerinde sosyal yardım alan yurttaşların isimleri AKP il-ilçe başkanlıklarına ulaştırılıyor ve AKP yoksullaştırdığı kitlelere sosyal yardım “lütfunu” anlatıyor, iktidar olmamaları halinde yardımların kesileceği tehdidinde bulunuyor. Sadaka kültürünü halka dayatan gerici-faşist AKP ve onun bürokratları yoksul kitleler üzerinde sosyal yardımlar üzerinden korku yaratarak oy kazanmaya çalışıyor.
AKP mitinglerine Memur-Sen takviyesi
AKP, güç kaybetmeye devam ettiği Kürt illerinde alanları dolduramayınca sözde sendika Memur-Sen üyeleri ile boşlukları doldurmaya çalışıyor. AKP’nin denetimindeki Memur-Sen ve ona bağlı sendikalar hâkim oldukları kamu kurumlarından bu uygulamaya karşı duran kamu emekçileri üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. Kamu emekçilerinin taleplerine kulak tıkayan Memur-Sen, söz konusu çıkarları olunca yandaş ve işbirlikçi yanını çekinmeden gösteriyor.
AKP bürokratları seçim çalışmasında
AKP hükümeti güç kaybettiği illerde bakanlıklarında çalışan müsteşar ve müsteşar yardımcılarını yerelde baskı kurmaları için bölgeye gönderiyor. AKP’nin köylerde yaptığı seçim çalışmalarına katılan bürokratlar, AKP’ye oy istiyor. Yoksullaştırdığı halklara yalanlarla dolu propaganda ve tehditlerde bulunuyor. AKP yöneticilerinin akrabalarına ve AKP’lilere sosyal yardım bağlanması için ise Aile ve Sosyal Politikalar ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’na ard arda yasal olmayan talimatlar yağdırıyorlar.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Deniz Feneri Derneği arasında protokol
Eğitimden sağlığa kamusal alanı gericileştiren AKP’nin son icratı(!) ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı (ASPB) aracılığı ile yolsuzluğu tescilli Deniz Feneri Derneği ile protokol imzalanmıştır. İmzalanan protokol gereği ASPB asli görevi olan korunma ihtiyacı içinde olan çocuklarla ilgili sorumluluklarını Deniz Fenerine devretmiştir. Protokolün amacı, “Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlükleri tarafından yapılan sosyal inceleme neticesinde ekonomik yoksunluk yaşadıkları tespit edilen bireylere ve ailelere ayni ve nakdi yardım desteği yapılması, çocukların psiko-sosyal gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla proje ve sosyal etkinlikler gerçekleştirilmesi, mevcut çocuk evlerinin fiziksel koşularının iyileştirilmesi” olarak belirtilmektedir. Yani maddi desteğe ve diğer etkinliklerden yararlanmaya ihtiyacı olan çocukları ve aileleri İl Müdürlükleri tespit ederek Deniz Feneri Derneği’ne bildirecek; bu da demek oluyor ki çocukların ve ailelerinin bilgileri Deniz Feneri Derneği’ne verilecek.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çocukların geleceğini gerici ve yolsuzluğu tescilli derneklere devretmesini Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği 8SHUDER) yaptıkları açıklamalar ile protesto edip, yapılan protokolün yok hükmünde olduğunu belirttiler.
