HABER MERKEZİ(17.06.2017)-Mücadele dolu yaşamlarını halka ve devrime armağan ederek aramızdan ayrılan 17’lerin unutulmaz anıları önünde saygıyla eğilirken, mücadele bilinçlerini ve komünist çizgilerini siyasi iktidar mücadelemizde yaşatmaya devam edeceğiz.
17’ler en zayıf anlarında partiyi toparlayıp ilk kongresini gerçekleştirerek, merkezileştirilmesinde doğrudan rol üstlendiler ki, bu rol verili şartlarda partinin “kaderini” tayin etme düzeyinde önem kazanır. Önderlik ve merkezi yapı düzeyinde dağılma eğilimi taşıyan parti şartlarına, komünist sorumluluk, tutum ve bilinçle müdahale eden 17’ler, ortaya koydukları önderlik fonksiyonuyla parti’yi ayakları üzerine dikerken; partinin ideolojik-siyasi-örgütsel sorun ve kırılganlıklarını bilimsel tutumla muhasebe edip yeni bir yönelim ve yetkin bir çizgi ortaya koyarak Maoist komünist çizgi temeline yeniden ve daha güçlü olarak oturttular. Bu inkâr edilemez doğrudur. Hareketin 3. Kongre’ye kadarki ilerleme çizgisi ve gelişme eğilimi esasta 17’lerin yarattığı bu zeminde mümkün ya da olanaklı olmuştur.
Partinin ideolojik-siyasi-teorik temeli kadar, şehitlerimizin yarattıkları devrimci değer ve mirasların partiyi bugünlere taşımada özel yer tuttuğu inkâr edilemez. Her şehidimiz unutulmaz anıları ve mücadele pratiğiyle anlamlı bir değerken, örgütsel tecrübe ve birikim ile partinin siyasi çizgisini tayin etme ve partiyi ilerletmede özel rol yüklenen önder kadrolarımızın kaybı parti açısından büyük kayıplar olarak rol oynamıştır. Kadroların kaybı veya korunamaması parti geçmiş pratiği açısından ciddi bir zaaf olarak tartışılıp bilince çıkarılması gereken konuların başında gelir ki, bu durum bugün esasta aşılmıştır. 17’lerin ağır sonuçlara yol açan bu tecrübesi Partiyi eğitmiş ve dar tartışmalarla kadroların korunmasını ihmal eden gerçeklikten ileri taşımıştır. 17’lerden öğrenme sorunu acı tecrübelerden öğrenilmesiyle sınırlandırılamaz. Bilinçli bir tutumla 17’lerden öğrenmek şarttır.
17’ler partinin zayıflıklar taşıdığı şartlarda partiyi toparlayıp merkezi yapıya kavuşturarak ileri taşırken, partiyi yeni sorunlara gömen tutumlardan sakınıp dönemin kadrolarını hataları nedeniyle yıkıp yadsıyan tavırda değil; partiyi olumluluk ve olumsuzluklarıyla sahiplenen, hatalarla doğruları doğru tarih bilinciyle sahiplenerek hepsini parti sorunu olarak tarif eden yaklaşımla ele aldılar. Partiyi mümkün olan en geniş dinamikleriyle birlikte birleştirip ileri taşıma perspektifiyle hareket ettiler. Bu yaklaşım kimi meseleler somutunda belli eksikliklerine yol açsa da bütünde başarılı ve olumlu bir tavır izlediler. Bu sorumluluk ve kavrayışladır ki, partiyi toparlayıp ileri taşıma yeteneği gösterdiler. Bundan öğrenmek günün koşullarında önemlidir. En önemlisi de 17’lerin mücadele kararlılıklarından, feda ruhlarından, bilimsel çizgi ve yönelimlerinden öğrenmesini bilmektir. Bu, bugün açısından yaşamsal değerdedir. Militan mücadele ve keskin devrimci tutumda gösterilen gevşeklik bugünün temel zaafıyken, 17’ler bu zaafın yenilmesinde kılavuz alınacak komünist devrimci örneklerdir.
17’lerin ülke devrimci hareketi üzerinde bıraktığı olumlu etki ve hatta uluslararası düzeyde Maoist komünist hareket üzerinde bıraktığı pozitif etki bir rastlantı değil, devrimci mücadeledeki kararlılıkları ve Maoist komünist çizgi yetkinliğindeki teorik-pratik nitelikleridir. Onların teorik-pratik çizgisi devrime kenetli militan mücadele çizgisidir. Sahiplenerek öğrenilmesi gereken, onların mücadele kararlılıkları, halka ve devrime bağlılıkları ve elbette ki partiyi geliştirme rolü ve bilimsel tutumlarıdır.
Bu bağlamda onlar, sorunsuz slogan ve keskin kuru lafazanlık devrimciliğiyle değil, devrimci teori-pratik tutarlılığında ortaya koydukları komünist çizgi ve rotanın sahiplenerek sürdürülmesiyle anlamlıdır. Bugün bu sahiplenme Sosyalist Halk Savaşı’nın geliştirilerek her alanda pratikleştirilmesinde toplanmaktadır.
17’lerin kızıl anıları önünde bir kez daha saygıyla eğiliyor, devrettikleri mücadelelerini onların kılavuz çizgilerini geliştirerek sürdürüyoruz.