HABER MERKEZİ (19.10.2015) – Maoist Komünist Partisi (MKP), Merkez Komite, Siyasi Büro yazılı bir açıklama yaparak tüm halkı Emek Seferberliği Kampanyasını desteklemeye çağırdı.
“Sosyalist Halk Savaşını Destekleyip Geliştirme Sorumluluğuyla Emek Seferberliği Kampanyasına Katılalım!” başlıklı açıklamada, ” Partimiz önderliğindeki Sosyalist Halk Savaşını, Emek Seferberliği Kampanyamız şahsında her türden katkı ve katılımla desteklemeye davet ediyoruz.” ifadelerine yer verildi.
Yapılan açıklamanın tam metni ise şu şekilde;
“Değerli Halkımız, Dostlar, Yoldaşlar;
Devasa boyutlarda ağır bedellerin ödendiği ama kahramanca direnişlerin de sergilendiği büyük bir mücadele tarihine, tarihsel kavganın tarafı olarak tanıklık yapmaktayız. Amansızca yürütülen bu mücadele bugün çok daha büyük dram ve onarmaz acılara yol açmakta, sınıf çelişkileri ve mücadelesini çok daha keskin ayrışma boyutlarına taşımaktadır.
Komprador tekelci burjuva hakim sınıflarının bugünkü iktidarı olan AKP iktidarı, sarsılan iktidarını gündemdeki seçimleri kazanarak sağlama alma ve gericiliğini derinleştirme amacıyla ülke halkları ve Kürt ulusuna karşı topyekun savaş saldırganlığı konseptiyle büyük bir gerici terör dalgası estirmektedir. Tüm toplumsal muhalefet ve geniş halk kitleleri bu savaş saldırganlığı altında yürütülen ağır gerici baskı ve faşist katliamlar atmosferinde korkutulup sindirilmek, susturularak teslim alınmak istenmektedir. Teslimiyet ve onursuzluk dayatmalarına boyun eğmeyen Kürt ulusu teslim alınarak köleliği derinleştirilmek istenmekte, diğer ulusal azınlıklar, ezilen inanç kesimleri, kadınlar, cinsiyet ayrımcılığının tüm kurbanları ve haksız savaşların acımasızlığı altında kırılan çocuklar bu terör dalgasında acımasızca ezilmekte, faşist iktidara karşı duran her kese ölüm reva görülmektedir. Ankara Barış Mitinginde gerçekleştirilen ve/veya gerçekleştirilmesi sağlanan vahşi katliam bu zeminde gelişmekle birlikte, faşist saldırganlığın en korkunç yüzünü resmetmektedir. AKP/Erdoğan iktidarı halklarımıza ve özelde de Kürt ulusuna karşı uzlaşmaz nitelikte başlattığı faşist saldırganlık ve savaşı tırmandırmış durumdadır. Bu savaşa nötr kalmak insani ölçülere sığmadığı gibi, taraf olarak bu haksız savaş saldırganlığına karşı mücadele etmek tarihsel bir görev ve zorunluluktur.
Bu kavganın bir tarafı faşist Türk hakim sınıfları ve emperyalist dünya gericiliği iken, diğer tarafı çeşitli millet ve milliyetlerden, ezilen inanç kesimlerinden ve ezilen cinsiyetten Türkiye-Kuzey Kürdistan’ın çilekeş mazlum halklarıdır. Bu temelde gelişen faşist saldırganlık ve buna karşı verilen devrimci savaşa kayıtsız kalmadan devrimci mücadele cephesini destekleyerek burada yer almak tarihi sorumluluktur.
Coğrafyamız Türkiye-Kuzey Kürdistan’ın demokratik, devrimci ve komünist hareketi can bedeli yürüttüğü mücadele tarihiyle büyük gelenek ve değerler yaratan bir devrim dinamiği durumundadır. Örgütsel yetersizlik ve zayıflıklarına rağmen kahramanca mücadeleler içinde bugünlere gelmiştir. Uluslararası Komünist Hareketin bir parçası olarak coğrafyamız komünist hareketi cephesinde konumlanan partimiz Maoist Komünist Partisi de uzun mücadele tarihi boyunca ödediği ağır bedellerle anlamlı olan bu mücadelede çığır açan büyük bir mirasın temsilcisi durumundadır.
Bu mirasta mücadelede ölümsüzleşen yoldaşlarımızın payı anlamlıyken, her yoldaşımızın ve özellikle de devrimci halk kitlelerinin emek ve fedakarlıklarla sunduğu katkılar büyük olup anlamlı bir yer tutmaktadır. Partimiz halk kitlelerine dayanma ilkesinden aldığı kuvvetle bu mirası devrimle ileri taşıyıp sosyalizmle taçlandırma, nihai amaç komünizme götürme kararlılığındadır.
Partimiz, proletarya önderliğinde geniş halk kitlelerine dayanan devrim, sosyalizm ve komünizm iddiasını, Parti 3. Kongresinde teorik-pratik zemindeki tahlil ve tespitlerle geliştirdiği yeni siyasi-örgütsel yönelimi ekseninde formüle ettiği Sosyalist Halk Savaşındaki konumlanışıyla ileri düzeyde sürdürmektedir.
Partimiz, halk kitlelerinden bağımsız olarak tasavvur etmediği devrim, sosyalizm ve komünizm yürüyüşünü somut hedef olarak Türk hakim sınıflarının bugünkü iktidarı olan AKP iktidarını hedef almaktadır.
Dünya gericiliği ile devrimci dünya arasında ezen-ezilen, sömüren-sömürülen, yöneten-yönetilen biçimlerinde sınıf mücadelesi zemininde sürüp, coğrafyamıza komprador tekelci sınıflar ile proletarya ve halk kitleleri arasındaki savaş olarak yansıyan bu mücadeleyi desteklemek yaşamsal bir görev ve tarihi sorumluluktur.
Bu vesileyle tüm yoldaşlara, dostlarımıza ve halkımıza çağrıda bulunarak; proletarya ve geniş halk kitlelerinin olduğu gibi, ezilen ulus ve azınlıkların, inanç kesimlerinin ve tüm ötekileştirilenlerin devrimci kurtuluşunun gerçek zemini olan komünizm uğruna sosyalist devrim mücadelesinin Partimiz önderliğindeki Sosyalist Halk Savaşını, Emek Seferberliği Kampanyamız şahsında her türden katkı ve katılımla desteklemeye davet ediyoruz. “