‘İç Güvenlik Yasa Paketi iptal edilsin!’

Demokratik Haklar Federasyonu (DHF), devletin çıkardığı İç Güvenlik Yasasına dair açıklama yaparak, halkın meşru ve haklı mücadelesine karşı yürütülen faşist saldırıları örgütlü mücadeleyle boşa düşüreceğini açıkladı

HABER MERKEZİ (28.02.2015)- DHF’nin yaptığı açıklamayı okurlarımızla paylaşıyoruz:

“KATLİAMLARINIZI MEŞRULAŞTIRAMAYACAKSINIZ

Emperyalist kapitalist sistem kendi sınıf çıkarlarını ve egemenliğini koruma altına almak için genelde dünya özelde ise coğrafyamızda kendisine tehdit olarak değerlendirdiği muhalefet ve bu sömürü sistemine alternatif yeni bir dünya umudunu büyütenlere karşı saldırı furyasını derinleştirerek devam ettiriyor.

Dünyada ve ülkemizde sömürü ve baskı düzeni çatırdıyor. Düzenin politik ve askeri aygıtları toplumsal muhalefeti bastırmak için yeni dizayn kararlarıyla sınırsızca donatılıyor. Bu doğrultuda toplumsal muhalefet korkutularak ve kabuğuna çektirilmek isteniyor.

Son yıllarda AKP iktidarıyla daha da yoğunlaşan faşist, yağmacı, ırkçı-şoven, cinsiyetçi neo-liberal saldırılar her geçen gün artarak genişleyen toplumsal öfke, sömürü düzeninin ömrünü uzatma telaşına iterek, devlet ve onun politik temsilcisi AKP’yi tüm birimleriyle şuursuzca hareket etmesine de vesile oldu.

Ülkemizin her bir karış toprağında devletin ceberut siyasetiyle yüzleşen milyonların son dönemdeki ayağa kalkışı sömürü düzenini ve onun politik temsilcisi AKP’yi fazlaca korkutması nedeniyledir ki devletin en istikrarlı yönetim biçimi olan faşizm toplumun tüm birim ve bireylerine uygulanabilmesi için yeni yasal kılıflarla öne çıkartılıyor.

Devlet Bütün Kurumlarını Yeni Sömürü Ve Baskı Politikalarına Göre Yeniden Dizayn Ederken Sömürü, Baskı, Katliam, Talan ve Yağmanın Yasal Mevzuatını da İç Güvenlik Yasası olarak Belirledi

Temelinden çatırdayan düzeni korumak adına şu günlerde sudan çıkmış balık gibi çırpınan AKP, bir yandan iktidarını paylaştığı kliklerle arasındaki uyumsuzluğu gidermeye çabalarken diğer yandan neo-liberal yeni sömürgecilik politikalarına uygun biçimde devlet birimlerini yeniden yapılandırdı.  Anayasa Mahkemesi’nden HSYK düzenlemesine MİT yasasından kolluk kuvvetleri ve bürokrat atamalarına kadar şuursuzca değişikliğe giden AKP, bu değişiklikle birlikte ‘yeni’ kadrolarıyla yönlendireceği şiddetine meşruluk kazandırabilmek için “demokrasi ve açılımlar” paketleriyle güvenini kazandığı liberalleri bile şaşkınlığa çevirecek şekilde “İç Güvenlik Yasası” çıkarttı.

Meclisten madde madde geçirilen “İç Güvenlik Yasası”yla beraber yıllardır dile getirdiğimiz AKP’nin sözde “demokrasi” kavramı altında kamuoyunu etkisi altına aldığı çeşitli “açılım”larının içi boş paketler olduğu daha iyi anlaşılmış oldu.

AKP iktidarının halka karşı savaşının dozajını dahada şiddetlendirmesinin fermanı olanİç Güvenlik Yasası 43 madde ile başlayıp şuan itibariyle 132 maddeye çıkarıldı.

AKP iktidarının Gezi isyanı, Lice ve Cizre ile Kobanê destek eylemlerinde katlettiği canlarımızın katillerine yasal güvence getirmek anlamına da gelen bu yasa ile yargısız infazlar, faili meçhuller artarak yaşanacak, siyasi tutsaklarla dolu olan hapishanelere yenileri eklenecek. Halktan korkan iktidar demokratik haklar mücadelesinin her biçimi polis terörü ile yanıtlayacak, mahkemeler için polis fezlekeleri yeterli olacak. Polise sınırsız güç kullanma yetkisi veren bu yasada, mahkeme kararı olmadan dinleme, izleme, üst, araç, ev araması ve gözaltı alma, her türlü meşru savunmaya silahla karşılık verme, sınırsız öldürme yetkisi verilecek. Ölümlerin hiçbirinden sorumlu olmayacak olan polisler şimdiye kadar ki soruşturmalardan da kurtulacaklar.

Avukatların soruşturma dosyasına ulaşım hakkı ‘’gizlilik’’ kararları ile yeniden kısıtlanacak dolayısıyla savunma hakkı fiilen ortadan kalkacağı için hukuka aykırı sahte kanıtlarla soruşturmalar yürütülebilecek.

Kamu görevlisine “tehdit” temelli ek korumalar ve cezasızlık alanı yaratılacak.

Kayıt dışı gözaltı, işkence ve polis infazı artacak. Özelikle polisin kaçırıp işkence ve tecavüz etme saldırıları artacak.

Arama için belirsiz ‘’makul şüphe’’ standardına geri dönülerek, hiçbir dayanağı bulunmayan “şafak baskınları”, gözaltılar olağan hale gelecek.

‘El koyma’ yetkisinin genişletilmesi ile birlikte gerçek ve tüzel kişilerin malvarlıklarına daha soruşturma aşamasındayken el konulabilecek.

“Militanlar Puşi, Sapan ve Molotoflarıyla Birlikte Ölü Ele Geçirildi”

Halklarımızın özgürlük adalet ve eşitlik mücadelesi bu yasa ile büyük bir kıskaca alınmak isteniyor.

Devletin baskı altında tuttuğu “vatandaşına” sistematik olarak uyguladığı siyasi katliamlarla dolu bir coğrafyada yaşıyoruz. Yönetimine has itaatkar bir ırk yaratmak yolunda etnik ve ulusal katliamlardan İşçi katliamlarına kadar toplumsal alandaki her bir farklılığı ve itaatkarsızlığı yok ederek bastıran devlet aynı zamanda yapısal faşizminin çeşitli biçimleriyle de 7’den 70 her bir bireyiekonomik, politik, kültürel işkenceye maruz bırakıyor.

Baskı ve sömürü düzeni yönetilmez alarmı her verdiği dönemde toplumsal güçleri itaata zorlamak adına ilk önce öne çıkan devrimci, aydın, gazeteci ve bilim insanlarını katletti.

Özel işkence merkezleri kuruldu. Özel yetkilerle ve ödeneklerle oluşturulmuş bu birimlere çeşitli isimler takıldı örneğin JİTEM vb gibi.

Yakın tarihimizden hatırladığımız OHAL yasa tasarılarıyla kolluk kuvvetleri 80 ve 90’lı yıllarda devrimci-demokrat-sosyalist-yurtsever devrimcileri topluca infaz etti, işkencelerden geçirip, tecavüz gibi insanlık dışı uygulamaların her türlüsünü uyguladı.

Bir yandan kolluk kuvvetleri her türlü vahşeti uygularken diğer yandan devletin kamuoyunu yanıltmak adına en üst zirvesinde yaptığı toplantılarda burjuva medyanın genel yayın yönetmenlerine ayar çekilerek, haberlerde kullandıkları dili öğretti. O dönem de devletin istediği haberlerin nasıl olması gerektiğini şu şekilde ifade ediyordu. “Devletin geleceği için azılı uç unsurların bastırıldığı bu günlerde içteki ve dıştaki tepkiler giderek büyüyor. Bu nedenledir ki  biz öldürüyoruz sizde silahlarıyla birlikte ölü ele geçirildi yazın. Bu şekilde üzerimizdeki kamuoyu baskısını azaltalım”

Burjuva medyanın arşivlerine bakılırsa birçok devrimci demokrat insan gözaltında kaybedilip kurşunlara dizilirken gazete manşetlerinin “Çıkan çatışmada silahlarıyla birlikte ölü ele geçirildi” şeklinde çıktığına gözlerinizle tanık olacaksınız. Kolluk kuvvetlerine verilen “yok edin” talimatını yasalara uygun hale getirmek isteyen “münferit” kolluk kuvvetleri katlettikleri insanların yanı silah bırakarak çatışma süsü veriyordu. Savcı fotokopi iddianamesini hazırlıyor mahkemede onaylıyordu. Böylece devletin bütün birimleri tıkır tıkır işliyordu.

İç Güvenlik Yasa paketinin kolluk kuvvetlerine verdiği sınırsız yetkiyle birlikte gençlerimiz kadınlarımız sokakta katledilirken polis tarafından yanlarına bırakılan bir puşi, bir sapan ve molotofla çekilecek resimleri yazılı ve görsel burjuva medyada “Militanlar puşi, sapan ve Molotoflarıyla birlikte ÖLÜ ele geçirildi” cümlesiyle servis edilecek. Ardından olay yeri incelemesini yapan savcı kes kopyala yapıştır iddianamesinde boş bırakılan isimlerin yerlerini dolduracak ve mahkemede infazı onaylayacak.

Bu yasal infazlarla bir yandan iktidarın azgın saldırı ve baskılarına karşı insanlık görevinin tereddüt etmeden yerine getiren devrimci demokrat insanlar tek tek evinde ve sokakta katledilecek diğer yandan toplumsal muhalefete sokaklar zindan edilerek evlerinden dışarı çıkmamaları sağlanacak.

Faşizmin Artan Baskı Yasalarına Karşı Daha Güçlü ve Kararlı Mücadeleyle Karşı Duracağız

Baskı sömürü düzeni karşısında birlik ve dayanışma kültürünü iliklerine kadar hissederek hareket eden toplumsal muhalefet ve örgütlü güçleri artık teşhir olmuş bu sistemin kökünden değişmesini ve yeni bir politik yönetim olgusunun gerçekliğine ihtiyaç duyduğunu her kürsü ve platformdan haykırmaktadır.

Bir kez daha ilan ediyoruz: faşist baskı yasalarıyla bizleri sokaktan uzak tutup evlere hapsetmeyi amaçlayan iktidarın korkularını daha da büyüterek, saltanatlarını ve saraylarını başlarına yıkmak için daha da örgütleneceğiz.

HES’lere karsı isyanı kuşanan köylülerle; güvenceli, sağlıklı iş hakkını savunan işçilerle, erkek egemen sisteminin tüm dayatmalarına karşı mücadeleyi kuşanan kadınlarla; parasız, bilimsel, anadilde eğitim talebiyle bütünleşen gençlerimizle; ulusal haklarını iradeleştiren Kürdüyle, Türküyle, Ermenisiyle, Çerkeziyle; inançlara ve azınlıklara eşitlik isteyen Alevisiyle, Ezidisiyle, Sunisiyle, faşizmin ötekileştirdiği LGBT bireyleriyle bütünleşerek büyümeye devam edeceğiz.

Sömürüye, baskıya, yolsuzluğa talana karşı susarak ortak olmayacağız. Her koşulda demokratik haklar mücadelesini örgütleyeceğiz hiç bir yasal meşruluğu olmayan baskı yasalarını çiğneyerek aşacağız. Demokratik haklar mücadelesi bayrağını yükselterek faşizme diz çöktüreceğiz.

İÇ GÜVENLİK YASA PAKETİ İPTAL EDİLSİN!

KAHROLSUN FAŞİZM!

FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!

YAŞASIN DEMOKRATİK HAKLAR MÜCADELEMİZ!

YASAKLARA KARŞI SOKAĞA ÖRGÜTLENMEYE ÖZGÜRLEŞMEYE!

DEMOKRATİK HAKLAR FEDERASYONU”

 

Önceki İçerikDHF:’Demokrasi’ maskeli faşizminizi iyi tanıyoruz
Sonraki İçerik‘Sokak hayvanları sokağın halkıdır’