HABER MERKEZİ (20.07.2016)-‘’TC’’ devletinin tarihsel kanlı ve katliamcı geleneğinin son halkalarından biri olan Suruç katliamının birinci yılına girmiş bulunmaktayız. Rojava’da Kürt ulusunun ve enternasyonal devrimci mücadele ve dayanışma ruhunun emperyalist/kapitalist dünya gericiliği ve onun stratejik bir karakolu olan ‘’TC’’ devletini yenilgiye uğratması ve barbar gericiliğin muazzam derecede yaratılan bedeller ve fedakârlıklarla püskürtülmesi Erdoğan/AKP iktidarı başta olmak üzere emperyalistlerin bölgedeki bütün politikalarını ters yüz etmiştir. Aynı zamanda bu şanlı direniş ve mücadele enternasyonal anlamda dünya halklarına umut ışığı olmuştur. Ki dünyanın onlarca farklı yerinden enternasyonal devrimcilerin Rojova’ya akın etmesi bunun somut bir göstergesidir. Rojava’da yaratılan destansı direniş karşısında krize giren ve bütün gerici politikaları ayakları havada kalarak dünya kamuoyu nezdinde önemli oranda teşhir olan ‘’TC’’ devleti içte Kürt ulusu başta olmak üzere bütün devrimci ve ilerici toplumsal güçlere karşı topyekün gerici bir savaş başlattı. Suruç bu sürecin başlangıcıdır.
Yaratılan umut toprakta hasat olmuştur artık
Suruç’ta vahşice katledilen 33 devrimci taşıdıkları gelecek güzel günlerin düşlerini ve yaratmaya çalıştıkları umut ışığını halkların özgürlük ve kurtuluş mücadelesinin o şanlı toprağına kanlarıyla yazdırarak bir bayrak oldular. Suruç’ta katledilen genç devrimciler tartışmasız olarak bu ülkenin aydınlık geleceğinin birer kutup yıldızlarıdır. Onların yarım bırakmak zorunda kaldıkları gelecek güzel günlerin düşlerini bugün binlerce, on binlerce genç devrimci bir bayrak olarak taşımaktadır. 33 devrimcinin düşleri artık toprakta hasada dönüşmüştür.
Katledilişlerinin birinci yılında 33 düş yolcusunun devrimci hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.