Direnen Beşiktaş işçileri: Meşru ve yasal haklarımızı istiyoruz

Sendikalı oldukları gerekçesiyle Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar tarafından işten atılan 9 işçi, belediye binası önünde 17 gündür direniyor. DGH Beşiktaş örgütlülüğü de direnen işçilere ziyarette bulundu ve işçilerle bir röportaj gerçekleştirdi

İSTANBUL (14.04.2016) – Sendikalı oldukları gerekçesiyle Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar tarafından işten atılan 9 işçi, belediye binası önünde 17 gündür direniyor. Demokratik Gençlik Hareketi, Beşiktaş Örgütlülüğü de dün işçilere destek ziyaretinde bulundu ve bir de röportaj gerçekleştirdi.

DGH tarafından işçilerle yapılan röportaj şu şekilde;

Önce süreçten bahsedelim, direnişiniz nasıl başladı, işten atma nasıl gerçekleşti, talepleriniz neler, neler bekliyorsunuz?

Şimdi sürecin ilk girişimi bundan bir buçuk ay önce, iki aya yakın bir süreç oldu. Bu asgari ücret düzenlemesi altında hemen hemen bütün belediyelere gönderilen bir kâğıt vardı İstanbul’un genelinde. Bu ücret düşüşü ile alakalı bir şey çünkü bundan önceki sözleşmelerde biz asgari ücret artı yüzde 35 oranında çalışıyorduk. Bu yeni yapılan sözleşmelerde asgari ücret artı yüzde 10 yani yüzde 25 gibi bir ücret düşüşü ve alacağımız maaşın olduğu yer boş, yol parası yok, yemek parası yok. Başka bir maddede de herhangi bir hak kaybımızdan dolayı oluşacak zarardan şirketi sorumlu tutmayacağız, mahkemeye vermeyeceğiz ve icra davası açmayacağımıza dair de bir madde vardı. Biz dedik imzalamıyoruz. Bu ne dedik böyle bir madde mi olur. ? Yani böyle bir ek sözleşmesi mi olur diye. Taşeron firma da kapıyı gösterdi. İmza atmayanlar hadi bakalım arkadaşlar kapı orda diye. Bizde iki gün içinde belediyenin önüne yürüdük. Yetkililerle konuştuk görüştük. Eksikliklerin yerine getirileceğinin sözünü verdiler. Hatta dedi ki bu yürüyüşten dolayı kimse zarar görmesin mobbing uygulanmasın ve işten çıkartılmasın sözünü de aldık. İş başı yaptık. Bu süreçte de bu keyfi müdahalelere karşı da sendikal özgürlüğümüzü kullanmak istedik, örgütlenmeye çalıştık. Çok büyük bir sayı yok 500 kişinin içinden çoğunluğu elde ettik ama bu süre içerisinde de bundan haberdar olan başkan, sendika rahatsız oldu, özellikle sendika rahatsız oldu. Taşeronla beraber bir baktık çalışma saatlerimiz içerisinde bizi, iş hakkımızı feshettiler gerekçesiz bir şekilde feshettiler 4. madde, hiçbir gerekçe göstermiyor attım seni, işin bitti. Süreç böyle başladı.

Peki şimdiki talepleri sadece işe geri alınma boyutuyla mı sınırlı tutuyorsunuz? Farklı talepler de var mı?

Şimdi taleplerin içerisinde şu var son çıkan bu taşeron yasasında 1 Kasım öncesi çalışanlarla 1 Kasım’dan sonra çalışanlar arasında hak kayıpları var.1 Kasım öncesinin sendikal hakkı var, belediyenin yan bünyesine geçme hakkı var toplu iş sözleşme hakları var ama 1 Kasım’dan sonra iş başı yapacak olan arkadaşların hiçbir hakkı yok, toplu iş sözleşmesi olmayacak, sendikası olmayacak, özel istihdam bürolarından ucuz işçi olarak gönderilecekler buraya. Biz 1 Kasım’dan önce, ben 6 sene çalıştığım için bu kazanılmış haklarla beraber geriye dönüş istiyoruz belediyede onun haricinde ek bir şey yok, istek yok. Gereksiz atıldık, burada hak arayan biziz ve direnişimizde meşru olan hakkımızı istiyoruz ve yasal olan haklarımızla beraber geri dönüş istiyoruz yani 1 Kasım’dan sonra bizi yeni işçi olarak gösterilmesi bütün haklarımızın elimizden alınması demek, onu kabul etmiyoruz.

Sendikanız direnişe nasıl yaklaştı? Sahiplendi mi? Destek sundu mu?

Valla, sendika sürecin ilk gününden bugüne kadar -bak 17. gün direnişin 17. günü- hiçbir yetkili gelmedi, görüşmedi hatta biz DİSK GENEL-İŞ 1 No’lu şubede örgütlenirken yanlarına da gittik örgütlendiğimizi söyledik ama arkadaşların verdiği cevap şuydu biz zaten Murat Hazinedaroğlu ile anlaştık 6. aya kadar bizden süre istedi. Bu süreye kadar sabredin çaktırmadan alttan alttan örgütlenin diye. Bizde dedik arkadaşlar biz örgütlenmeye başladık, ok yaydan çıktı. Bu süre içinde zarar görecek arkadaşlar ne olacak, velev ki işten çıkartıldık. Orda yapabilecek bir şey yok gibi muğlâk bir şey söyleyince anladık ki alicengiz oyunu belediye taşeron içinde sendikada varmış biz onu burada öğrendik ki zaten 17 gün oldu daha hiçbir muhatabı göndermediler. Kendi aralarında dedikodu çıkarmışlar işte içlerine şu kurumlar gelmiş şu kurumlar çıkmış be kardeş sen geldin de biz sana gelme mi dedik? Yani bir yetkili bir hukukçu avukatını gönderdin ya da bir temsilcini gönderdin de biz mi gelme dedik? Biz sende örgütlendik biz seni aramızda görmek isteriz, ee nerdesin? Yok! Gelmedi yani hiç sahip çıkmadı.

Peki belediyeyle herhangi bir görüşmede bulundunuz mu veya belediye tarafından size yönlendirilmiş bir tavır bir tutum var mı? Mesela BELTAŞ direnişinde işçilere saldırılar düzenlenmişti ve birçok işçi yaralanmıştı bunun gibi bir saldırı gerçekleşti mi?

Bu direnişin ilk günü belediyenin önündeki ilk günde bir saldırı zabıtalardan saldırı oldu. Sonra 2. ya da 3. gün yanlış hatırlamıyorsam eylemimizi bozmak isteyen iki tane kişi gönderildi. Dolapdere’den psikopat tarzı insanlar geldi ama boşa çıkardık oyunu. Bir de çevrede yanlış bilgi veriyorlar belediyeden de şirketin içinden de işte biz bu arkadaşlarla anlaştık bu arkadaşlar iş beğenmediler tarzında. Ki yalan! Biz buradayız zaten bu işin muhatabı biziz öyle bir şey varsa gelsinler bize sorsunlar, yani bize iş ayarlamış olsalar biz burada olmayız zaten. Demek ki biz buradaysak bu sorun hala burada çözülmemiş demektir.

Geçtiğimiz zamanlarda Beşiktaş Belediyesi’nde direnişe şahit olmuştuk Park ve Bahçeler İşçileri tarafından güçlü bir grev örgütlenilmişti ve daha birçok deneyim yaşanmıştı, aslında Beşiktaş Belediyesi işçileri hak arama mücadelesinde belli bir yol almış gibi duruyor. Şimdiki direnişiniz bu direnişlerin devamı niteliğindedir diyebilir miyiz? Geçmiş direnişleri sahipleniyor musunuz?

Tabi ki. Direnişler arkadan gelecek arkadaşlar için her zaman yok gösterici olur. Şimdi biz burada direnirken şu an çalışan arkadaşlara kızıyoruz belki arkamızdan gelmediler, bizi desteklemediler falan diye ama hani şu da bir gerçek ki işveren de belediye de artık şunu öğrendi artık buralarda direniş çadırları kuruluyor. Park ve Bahçeler işçisi arkadaşlarımızın direnişiyle başladı, bugün Temizlik İşçilerinin direnişiyle devam ediyor, eğer hak gaspları devam ederse bu iş böyle devam edecek, bunun sonu yok. Bu işçilerle ya oturup anlaşacaksınız işçilere hakkını teslim edeceksiniz ya da bu direnişlere, eylemlere hazır olacaksınız. Bunun CHP’si MHP’si AKP’si yok. Sonuçta biz hak kaybına uğradığımızda bundan yararlanan taşeron firma, belediye ve sendika oluyor. Onlar da engellemeye çalışacaklar. Biz meşaleyi Park Bahçeler’den devraldık, bizden de devralacaklar olacaktır. Bu sürecin uzaması bizim açımızdan kötü olacaktır ancak bir noktada öğretici olacaktır. İnsanların böylesine uzun bir direniş gösterebileceğini öğretmiş olacağız. Pratikte öğretmiş olacağız. Teoride anlaşılmaz olabiliyor ancak pratikte işçiler bu direnişi gördüklerinde bu direniş onlar için ön açıcı olacaktır.

Son olarak kamuoyundan, devrimcilerden demokratik ilerici çevrelerden beklentileriniz çağrılarınız neler?

Sadece bu direnişimizden ziyade demokratik devrimci kurumların tüm işçi eylemlerine destek sunmalarını istiyorum. Özellikle de DİSK’i teşhir etmemiz gerekiyor. Artık sınıf sendikacılığından patron sendikacılığına kayan bir noktada duruyor DİSK. HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ’in yanında artık DİSK’i de görüyoruz. Çünkü bizim burada olmamızın sebeplerinden birisi de DİSK’tir. DİSK şu anda bir Truva atıdır, işçi sınıfı içinde kök salmış bir tuzaktır. Tüm bunlara karşı her bir kurumu tek tek direnişleri daha güçlü sahiplenmeye çağırıyoruz.

 

Önceki İçerik‘’Savaşanlar kaybedebilir; ama savaşmayanlar çoktan kaybetmiştir’’
Sonraki İçerikElazığ’da 3 DHF’li tutuklandı