BEKSAV’ın düzenlediği Ekim Devrimi sempozyumu başladı

BEKSAV’ın düzenlediği Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Devrimin Güncelliği Sempozyumu Cezayir toplantı salonunda başladı. İlk gün Devrimin Dünü bugünü ve devrimin güncelliği oturumları ile başladı

HABER MERKEZİ (04.11.2017)- BEKSAV ve Sanat ve Hayat Dergisi’nin düzenlediği “Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Devrimin Güncelliği Sempozyumu” Cezayir toplantı salonunda başladı. 2 gün sürecek olan sempozyumun ilk günü Sezin Uçarın moderatörlüğünde başlayacaktı fakat Sezin Uçar tutuklandığı için sempozyuma katılamadı.

Sempozyumun açılış konuşmasını BEKSAV Yöneticisi Kenan Ağbulut yaptı. Öncelikle Devrim ve sosyalizm mücadelesinde yitirilenler adına saygı duruşunda duruldu. Ardından Ağbulut konuşmasına tutuklu HDP’li milletvekillerine selam göndererek başladı. 19 ve 20. yüzyılın siyasal atmosferinden bahsettikten sonra Sovyetler Birliği’nin önemini belirten Ağbulut sözlerini Burjuvazinin hala pazar arayışı için savaş çıkarttığına, Ortadoğu’nun bunun en büyük örneği olduğunu belirterek sonlandırdı.

Tutuklu bulunan Sezin Uçar’ın mektubu okundu. Uçar mektubunda sempozyuma katılamadığı için üzüntü duyduğunu belirterek Bakırköy Hapishanesi B6 koğuşu kadın kolektifi ile birlikte selamlarını iletti.

İlk konuşmayı HDP Eşgenel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs yaptı. Konuşmasına Ekim Devrimi öncesi Çarlık Rusya’nın siyasal konjonktürünü anlatarak başlayan Altınörs Rusya’da devrimin nasıl örgütlendiğini ve gelişim seyrini aktardı. Konuşmasında Lenin önderliğindeki Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin (RSDİP) 1. Emperyalist paylaşım savaşına ilk karşı çıkan parti olduğunu belirtti. Ayrıca Sovyetler Birliğinin tek partili bir iktidar olması gerekmediğini, başta 2 parti ve 4 sovyetli bir iktidar yapısı olduğunu fakat tek partili yapıya dönüşmesinin nedenini SSCB’deki sınıf savaşımının bir getirisi olduğunu belirtti. Altınörs konuşmasının sonuna doğru halk meclislerinin önemini vurguladı. SSCB’de gelişen Sovyetlerin birer halk meclisi olduğunu aynılarının Rojava’da da oluştuğunu belirten Altınörs 7 Haziran’dan sonra gelişen diktatörlüğe karşı halk meclislerini örgütleyerek mücadele edilmesinin gerekliliğini belirterek sözlerini sonlandırdı.

Ardından sözü HDP Milletvekili Erdal Ataş aldı. Ataş konuşmasına sosyalizmin tarihsel gelişim seyrini anlatarak başladı. Sosyalizm ve özel mülkiyet toplumları arasındaki farkları anlattıktan sonra Marksizm ve bilimsel sosyalizmin ortaya çıkışı ve gelişimi üzerine söz söyledi. Paris Komünü ve buradan çıkarılması gereken derslere değinen Ataş Çin Devrimi’nin de tıpkı Paris Komünü ve Sovyetlerde olduğu gibi aynı temeller üzerinden fakat özel koşullardan kaynaklı farklı biçimlerde geliştiğini belirtti. Ataş, Mao’nun sosyalizmde asıl tehlikenin parti içerisinden geleceğini söylediğini belirtti. Ardından Mao ve Çin Devrimi’nin felsefeye katkılarını aktardıktan sonra konuşmasını sonlandırdı.

Sonraki sözü belgeselci-yazar Metin Yeğin aldı. Latin Amerika Devrimleri üzerine konuşma yapan Yağin konuşmasına “Moderatörümüzün burada olmaması garip değil, bizim burada olmamız garip olduğu bir durumdayız” diyerek başladı. Latin Amerika’nın klasik devrimci çizgiden farklı olduğundan bahsetti. Yeğin Latin Amerika’nın farklı doğruların bir araya gelmesi ile oluştuğunu belirtti. Aynı zamanda olgusal olarak eşitlik, özgürlük ve adaletin sembolünün Berlin Duvarı’nın yıkılması ile üzerimize yıkıldığını belirtti. Yeğin konuşmasında devrimin tanımının ne olduğunun basit bir mesele olmadığını ve devrimin elimizdeki reçetelere göre değil mutfaktaki malzemelere göre gelişen bir olgu olduğunu belirtti.

Gazeteci-yazar Arzu Demir Skype ile sempozyuma bağlandı. Devrimin güncelliği dendiğinde aklına Rojava geldiğini belirten Demir, Rojava’ya ilişkin gözlemlerini aktardı. Rojava’nın kendi coğrafyasında kendi araçlarıyla kendi yolunu arayan bir devrim olduğunu belirtti. Rojava Devrimi’nin 2 karakteristik özelliği olduğunu söyleyerek bunları Halklar devrimi ve kadın devrimi olarak nitelendirdi. Halkların tam hak eşitliği üzerinden oluşturulan bir sistem olduğunu söyledi sadece bir kürt yapılanması olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu söyledi. “Kadın devrimi olarak şu zamana kadar ki kadınların katılımı açısından tek örnek” ifadelerini kullandı. Kurulan komünler içerisinde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı belirten Demir Rojava’nın savaş koşullarında inşa edildiğinin altını çizdi. Son olarak Rojava devrimi içerisindeki önderliklerin ve dinamiklerin liberal bir ekonomiye izin vermeyeceğini düşündüğünü belirten Demir bugün halkı kim örgütlerse devrimi o devam ettirecek dedi.

Ardından sözü Arif Koşar aldı. Koşar, “Kapitalizm varlığını sürdürmekte başarılı fakat en basit konulara bile çözüm getirmekten aciz” diyerek konuşmasına başladı. Antonio Negri ve Michael Hardt tarafından ortaya atılan sosyalizm eleştirilerini dile getirerek konuşmasına devam eden Koşar, konuşmasında bu isimlerin söyledikleri üzerinden Rojava, Kürt Ulusal Hareketi ve Abdullah Öcalan’ın söylemlerini değerlendirdi. Rojava’yı bir devrim olarak gördüğünü belirten Koşar dar sınırlarla yetinilmemesi gerektiğini belirtti. Kimlik hareketlerinin üretim araçlarını toplumsallaştıramayacağını dolayısıyla işçi sınıfına dayanmayan hiçbir kimlik hareketinin başarılı olamayacağını söyledi.

Son sözü Mukaddes Çelik aldı. 21. Yüzyılda kadın gözüyle hayata bakmak gerektiğini belirterek söze başladı. Arnavutluk tecrübeleri üzerinden konuşmasına devam etti. “Bir toplumun özgürlüğü kadınların özgürlük derecesi ile ölçülür.” dedi. Ekim devriminin kadın hakları açısından kazanımlarını anlatırken aynı zamanda SSCB’deki kadın politikalarını da eleştirdi. Lenin’in Sovyetlerin dev bir bürokratik aygıta dönüştüğü zaman ki “aşçı kadını yönetici yapın” sözünü dile getirdi. 2. Dünya Savaşı arifesinde SSCB’deki nüfus politikaları ile kadının bedenine yapılan müdahalenin kadınlar üzerinde büyük etkiler bıraktığını belirtti. Rojava ve Latin Amerika’ya selam göndererek konuşmasını sonlandırdı.

Mukaddes Çelik’in konuşması ardından ara verildi. Sonrasında sempozyum soru-cevap kısmı ile devam etti. Ardından Devrimin güncelliği oturumuyla bugünü tamamlanan sempozyum yarın da devam edecek. Devrim ve Sanat konuları ile devam edecek.

Önceki İçerikHulusi Akar Dersim’e “huzur sağlamaya” gitti
Sonraki İçerik‘Paradise Papers’: Başbakanın iki oğlunun ‘vergi cenneti’nde beş şirketi var