HABER MERKEZİ (25.08.2013)- Kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddetin, tacizin ve tecavüzün ‘olağan’ vakalar haline dönüştüğü ülkemizde alışılagelen bir diğer olguysa bu saldırıların yaşandığı toplumun bizzat yaratıcısı olan devletin hukuk sisteminin tacize, tecavüze ve her türden cinsel saldırıya uğrayanları ‘suçlayarak’ bu saldırılarda bulunanları ‘aklaması’. Kaldı ki birçok tacizci, tecavüzcü zaten bizzat devlet erki içerisinde. Birçok toplu tecavüz vakalarının arkasından çoğunlukla askerinden, korucusuna, kaymakamına çoğunlukla devletin gücüne arkasına almış ‘yetkililer’ çıkıyor. Bunun en yeni örneklerinden biri de YDK’lı Elif Kaya’nın hapishanede gardiyanların saldırılarına maruz kalması.
Adli Sicil İstatistik Genel Müdürlüğü verilerine göre 2012 yılında 100 bin cinsel saldırı yaşandı. Bu saldırılardan 32 bini hakkında ‘takipsizlik’ kararı verildi. Yine aynı raporda 25 bin taciz, 34 bin çocuklara yönelik cinsel istismar davası açıldığı bilgisi yer aldı.
Aile içi şiddete göz yumuluyor
Verilerde ortaya çıkan bir diğer önemli noktaysa ülkemizde çok yaygın olan aile içi şiddet vakalarının yarısı hakkında takipsizlik kararı verilmesi. Aile içi şiddet kapsamında değerlendirilen 4 bin 374 olaydan yalnızca 2 bin 52’si hakkında dava açıldı ve şiddet mağduru kadınlara ‘koruma’ tesis edildi.
Yine 2013 yılında 91 bin 979 “cinsel dokunulmazlığa karşı suç”tan 31 bin 486’sı hakkında takipsizlik kararı verildi. Açılan 50 bin 483 davanın 18 bin 351’i cinsel saldırı, 25 bin 472’si cinsel taciz suçlarından oluştu. Yine ülkede oldukça yaygın olan çocuk istismarı da 33 bin 992 olarak kayda geçti. Ancak dikkat çekici olan 14 bin 164 cinsel saldırının çocuk istismarı değil de ‘reşit olmayan kişiyle ilişki’ olarak tanımlanması.
Belirtmek gerekir ki bu rakamlar ‘fazla’ gibi görünse de aslında ülke gerçekliğini yansıtmaktan oldukça uzak, çünkü yaşanan birçok cinsel saldırı mahkemelere intikal etmediği için kayıt altına alınmıyor.