HABER MERKEZİ (25.07.2016)-Girişim olarak kalan ya da ortasında bastırılarak başarısız kılınan darbenin görünen yüzüne bakıldığında amatörce olduğu söylenebilir. Ne ki, iç yüzüne ve birçok emareye bakıldığında darbenin bastırılması veya girişim aşamasında kalması amatörlükten değil, başka sebeplerden kaynaklanmaktadır. Darbecilerin darbe planı, iktidarın karşı-planıyla alt-üst edilmiştir. Darbeciler erken doğuma itilerek intihara sürüklenmiş, iktidar süreçten nemalanmıştır…
Bu darbenin “post modern darbe” tanımlaması dışında, klasik askeri faşist darbelerle örtüştüğü, hatta tankların sokağa sürülmesinin ötesinde savaş uçakları ve helikopterlerinin bombalama ve ateş etme biçiminde kullanılması gibi bazı unsurları açısından geçmiş AFC’lerden daha ileri askeri nitelik taşıdığı söylenebilir. Girişilen bu darbenin askeri faşist darbe olduğu çıplak gerçektir. Bu niteliğine karşın başarısız kalmasının ise belirgin nedenleri vardır. Kaba gözlemde yansıyan biçimsel amatörlüğün arkasındaki nedenler şöyle sıralanabilir.
Burjuva muhalefet için Erdoğan/AKP iktidarına karşı bir darbe, iktidarın burjuva klikler arasında el değiştirmesi için tek çare haline gelmişti. Burjuva kliklerin seçimler yoluyla iktidara gelmesi bir türlü mümkün olmamış, “darbelere karşıyız” denilmesine rağmen bir darbe arzusu içten içe yerleşmişti. Bu klikler bağlamında ve adı geçen iktidarın uluslararası politikası bağlamında yaşadığı büyük tecrit şartlarında darbenin uluslararası(emperyalist) güçler tarafından da desteklendiği söylenebilir. Bu anlamda darbenin yeterli destekçileri ve isteyenleri, dolayısıyla mevcut darbenin arkasında olma anlamında “yerli-yabancı” belli bir gücün olduğu söylenebilir. Buna karşın, darbenin erken başlaması bu destekçileri bekle-gör politikasına itti ve tedrici yaklaşımla darbenin gelişimi karşısında belirsiz kalıp diplomatik tutum gereği darbelere karşı olduklarını açıklamaktan geri durmadılar. Oysa darbenin yanında olmalarına karşın, darbenin zamansız ve gerekli plan temelinde gelişmediğini görerek başarısız kalacağını anladıklarından, yön değiştirip darbeye karşı olduklarını açıkladılar. Bu durum zaten plan dışı başlayan dezavantajla bastırılmaya müsait olan darbenin iyice zayıflayıp yenilgi almasında rol oynadı…
Darbenin “erken doğum” olarak yaşanması amatörlükten değil, “sezeryana” tabi tutulması biçimi de iktidarın yaptığı müdahaledir. Bu müdahale darbenin erken start almasını koşullayarak gerçek planın uygulanamaması ve plan dışı zorunlu bir harekete geçişi koşullamıştır. Bu durum da darbe planının bozularak zamansız başlaması ve amatörce yaşamasına yol açmış, nihayetinde başarısız olmasını veya bastırılmasını olanaklı kılmıştır. Peki bu müdahale nasıl gerçekleşti veya mümkün oldu ki, darbenin bastırılması ve başarısızlığa uğratılması mümkün oldu?
Darbe önceden fark edilerek karşı hazırlık yapılmıştır
Darbenin böyle sonuçlanmasına yol açan iktidarın müdahalesi, darbe planı bilgi ve istihbaratının iktidar tarafından elde edilmesi ile mümkün olmuştur-olabilir. Kapsamlı bir darbe planının sızmadan tam bir gizlilik içinde yürütülmesi zaten mümkün değilken, iktidarın MİT ve benzeri örgütlenmeleriyle darbeci yapıya sızarak bu planı önceden öğrenip gerekli tedbirleri alması olanak dâhilindedir. Yaşanan gelişmelere bakıldığında bu sonuca varmak tamamen mümkün. Muhtemel olan veya gelişmelerin desteklediği durum şudur: İktidar darbe planını öğrenerek ve belki de darbenin uzun bir ön aşamasında bu darbeci kesim içine sızarak darbeyi istediği avantajlı şartlarda patlatıp başarısız kılınmasını karşı plan olarak geliştirmiştir. Sızma ve bilgi alma zemininde gerçekleştirilen bu karşı plan dâhilinde, darbenin planını boşa çıkaran karşı önlemlerin alınmasıyla birlikte, darbenin darbecilerin planı dışında erkenden başlatılarak ve belki de darbeciler içine sızan iktidar unsurları tarafından başlatılarak provoke edilmesi olasıdır. Ki, darbenin bu kadar amatörlük, hazırlıksız ve plansızlık içinde patlak vermesi bu olasılığı güçlendirmektedir. Dahası, iktidarın darbeyi vesile ederek devletin tüm temel kurumlarında büyük ve köklü bir tasfiye hareketi başlatması, bu tasfiye hareketinin cemaati aşan diğer muhalif kesimleri kapsaması, iktidarın sızdırdığı unsurlar vasıtasıyla darbe planını bozup paypas yaptırdığını destekleyen gelişmeleri ifade etmektedir. Aksi halde, savaş helikopteri ve uçaklarını, savaş gemileri ve tanklarını kullanan, ordunun büyük bir bölümünü kapsayan devasa güç ve planın başarısız olması zor bir ihtimal olurdu. Bunca güç ve kapsamlı plana karşı sonucun başarısız olmasının esas sebebi iktidarın sızmaları, istihbaratı aracılığıyla darbeyi provoke etmeleri gerçeğidir.
Kuşkusuz ki, halkın belli düzeyde sokağa dökülmesi, siyasi partilerin darbeye karşı ortak irade beyanında bulunması, tüm bunlarla birlikte darbeciler tarafından hükümetin görevden alınması ilanına karşın hükümet ve cumhurbaşkanının görevde olduklarını basından kamuoyuna duyurması ve halkı direnişe-sokaklara çağırması, dolayısıyla da basının darbeciler tarafından kontrol altına alınmaması, siyasi iktidar ve cumhurbaşkanının darbeye katılmayan ordu güçleriyle temasa geçmesi gibi bir dizi neden darbenin bastırılmasında rol oynayan faktörler olmuştur.
Darbenin başarısızlığı veya bastırılması hakkında yaptığımız bu kısa analizler darbenin başarılı olmasını istediğimiz veya darbeyi kerhen de olsa desteklediğimiz manasına asla çıkmaz, öyle yorumlanamazlar. Bilakis AFC ve her türlü gerici darbelere kesinlikle karşıyız. Bunda tereddüde yer yoktur. Mevcut iktidar faşist olmasına karşın bu iktidara karşıdır gerekçesiyle darbeyi destekleme tavrımız olamaz. Komünist devrimci bilinç sınıf nitelikleri aynı olan gerici kesimler arasında tercih yapmayı benimsemez, ilkesel tutum olarak gerici sınıfların tümüne karşı sınıf mesafesini koruyarak gerici sınıflar arasındaki iktidar çatışması ya da her türlü dalaşlarında nötr kalır, sorunu sınıf ve sınıflar mücadelesi açısından ele alır. AFC ve gerici darbelere kararlıca karşı çıkıp mücadele ederken, faşist iktidarın yıkılması veya ona karşı mücadeleyi de bir o kadar tereddütsüzce benimser yürütürüz. Sınıf iktidarı ekseninde yürüttüğümüz siyasi iktidar ve daha ilerisi için yürüttüğümüz mücadelede burjuvazinin arasındaki çatlaklarından yararlanır, zayıflıklarından yararlanırız ama bu mücadelemizde asla burjuvazinin hiçbir kesiminden bir beklentiye girmez, siyasi iktidar mücadelemizi onlardan medet uman derekede ele alamayız. Her kesimiyle gerici sınıf iktidarı, klik ve kesimlerini hedef alır, devrim mücadelemizi bunların tümüne karşı yürütürüz.
Buradan hareketle, tavır tutumumuz mevcut durum ve bundan sonraki gelişmeleri dikkate alarak politika belirlemek, görevler belirleyip yürütmektir. Bu anlamda bastırılmış olan darbe bastırılmış olup bertaraf olmuştur. Yani esas ve öncelikli ya da somut tehdit ve tehlike olmaktan çıkmıştır. Darbe karşıtı ilkesel tutumumuz geçerli olmakla birlikte, somut görev ve mücadelede mevcut iktidarın faşist baskı ve saldırganlığı ile bu zeminde halkı, devrimci ve ilerici güçleri hedefleyen tasfiye hareketi ve uygulayacağı faşist terörüne karşı mücadele öne çıkmaktadır. Mesele iktidarın geliştireceği gerici süreç ve planlarına karşı, tırmandıracağı baskı ve terörüne karşı kitleleri de önemseyen bir mücadele sürecinin bütünlüklü olarak örülmesidir. İktidarın yönelimi tutuklamalar kapsamı, şeriat istemleri ile sınırlı değil, azgın bir faşizmin estirileceğine işaret eden idamın geri getirilmesi eğiliminde de sırıtmaktadır…
İktidarın, bir parçası senaryo olan ama esası gerçek de olan bu darbeyi basamak edinerek fırsata dönüştürdüğü anlaşılmakta, şimdiden görülmektedir. Bu sürecin Erdoğan/AKP iktidarına prestij kazandırdığı, otoritesini tahkim ettiği veya etmeye hizmet ettiği, taban ve kitlesine büyük bir moral-motivasyon sağlayarak sıkılaşıp sağlamlaşmasına yol açtığı, kendisine güvenini kat be kat arttırdığı, bu zeminde pervasızlık kulvarına daha güçlü aktığı söylenebilir. Darbeye karşı çıkma tavrında belli avantajlar elde tutsa da, burjuva muhalefetin Erdoğan/AKP iktidarının avantajına ters orantılı olarak avantaj yitirip iktidara karşı eleştiri ve muhalefette elinin zayıflayarak atmosfer yitimiyle karşı karşıya kaldığı söylenebilir. Belli bir manipülasyonun da etkisiyle birlikte, darbe karşıtlığı zemininde kitlelerin iktidarla objektif olarak birleşmesi durumu, geçici de olsa iktidar karşıtı muhalefet ve iktidar alternatifi mücadelenin önemli bir dezavantajı olarak hüküm süren bir realitedir. Ancak halkın askeri darbeye karşı çıkması ve darbenin stratejik olarak bu nedenle yenilmiş olması zemininde kitlelerin olumlu bir geleneği edinmesi, direniş ve kendi gücüne güvenme açısından küçümsenemez bir olumluluk yaşandığı da söylenebilir. Yani darbe girişimi, bir taraftan Erdoğan/AKP iktidarının pekişip avantaj ve prestij elde etmesi temelinde bu iktidara hizmet ederken, halk kitlelerinin direnme kültürü ve direnerek darbeyi bastırma gücünde olduklarının kendi pratiklerinde açığa çıkması, dolayısıyla kendilerine güven duymaları pratiğine de vesile olmuştur. Bu büyük bir kazanımdır. Kitlelerin kendi gücünün farkına varması ve bunu kendi pratik deneyimlerinde görüp öğrenmesi, öte taraftan direniş tavrı ve kültürünün bu pratikten tecrübe edilerek gelişmesi büyük bir kazanımdır.
Öte taraftan ordunun rezil rüsva olup polisin sempati toplaması da bu sürecin başka bir sonucu olmuştur. Ordunun pespaye olması ve aynı biçimde ordunun yaptığı birçok provokasyon ve katliamlarının deşifre olması halklarımızın lehine bir gelişmedir. Ancak polisin sempati toplaması da bir o kadar olumsuz bir gelişmedir. İktidarın “polis devleti” biçiminde katliamcı, yasadışı çete ve kirli örgütlenmeler temelindeki niteliği dikkate alındığında, polisin darbeye karşı mücadelede sağladığı prestij halklarımız açısından olumsuz gelişmedir.
Sürece devrimci cepheden müdahale elzem olandır
Halklarımız lehine olan objektif durumun esası, burjuva sınıflar ve devletlerinin çürümüşlüklerinin tüm kokuşmuşluğuyla gün yüzüne vurup zayıflaması, iç çatışmalarında yaşadıkları tahribat ve teşhir olma, burjuva ordunun gerçek yüzünün açığa çıkarak ordunun son derece zayıflaması zemininde özetlenebilir. Bu zeminde, devrimci sınıf mücadelesi cephesinden ciddi bir devrimci savaş pratiğinin geliştirilmesi son derece yerinde olacaktır. Ne ki, bilinçli devrimci hareket ve mücadelenin bu sürece örgütsel güçleriyle hazır ve yeterli olmadığı, dolayısıyla devrim açısından mevcut süreç ve olanaklardan yararlanamaması anlaşılmaz değildir. Fakat Kürt Ulusal Hareketi’nin bu süreci değerlendirme imkânları, acil bir planla harekete geçme yeteneği durumu da vardı. Kürt Ulusal Hareketi’nin Kuzey Kürdistan’da ciddi bir askeri savaş yönelimi burjuvazi veya iktidarın kriz ve kaosunu derinleştirir, Kürt Ulusal Hareketi lehine belli kazanımlar sağlayabilirdi…
Sosyalist ve devrimci güçlerin iktidara karşı mücadelesi devlet ve iktidarın siyasi teşhiri noktasında özel bir yoğunlaşma göstermek durumundadır. Yaşanan kendiliğinden teşhirin derinleştirilmesi ileriye dönük kazanımların ve başarılı mücadelelerin zemini olacaktır. Ki, bu siyasi teşhirin derinleştirilmesi ve bura üzerinde örgütlenmelerin genişletilmesi ve mücadelenin büyütülmesi olanaklıdır, olanaklı olacaktır. Mücadelenin komplike ele alınması elbette doğru ve gerekli olandır, ama mevcut durumda siyasal teşhirin derinleştirilmesi ve bu zeminde yükselinmesi göz ardı edilemez bir şart ya da durumdur.
Bastırılmış olan “üç-beş saatlik darbeden” sonra görev darbeyle mücadele değil, mevcut iktidar ve onun yönelimlerine karşı mücadele olmak durumundadır. Zira savuşturulup bastırılmış darbe geride kalıp mazi olmuştur, esas ve somut tehlike mevcut faşist iktidar ve devlettir.