HABER MERKEZİ(18.08.2017)-‘‘14 Ağustos 2017`de Rojava`da TKP/ML üyesi ve TİKKO komutanı bir bayrak daha göndere çekildi. Dünya-Türkiye-Kürdistan devriminin parıldayan savaş siperlerinin ölümsüz savaşçılarından Nubar Ozanyan halklarımızın devrimci savaş cüreti, özgür geleceği kazanma azmi olarak ölümsüzleşti. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz. 1 Ağustos 2017`de Dersim`de düşmanla girişilen muharebede ölümsüzleşen Mercan, Doktor ve Parti Merkez Komitesi ve Sekreterya üyemiz Yılmaz Kes yoldaşımızın “Kudretli olalım, cürret edelim, daha ileri çıkalım!“ bilinci ve ruhuyla anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Aynı ayda ölümsüzlüğe uğurladığımız yoldaşlarımızın anıları mücadelemizde yaşayacaktır. Dersim Aliboğazı`nda savaş siperlerine yetişen 12`lerin, Yetiş`lerin anısı hep diri kalacaktır.
Nubar, proleter, enternasyonalist, komünist bir devrim çağrısıdır. Filistin`de, Hayastan`da, Ortadoğu`da, Kürdistan`da, Rojava`da enternasyonalist devrimci taburların bu yiğit komutanının, işçi sınıfı ve ezilen ulusların-milliyetlerin-inançaların birliği için yaşam pratiği, yol göstericimiz olarak ölümsüzleşti. Onlar; parti, sınıf ve halkın stratejik birlik, mücadele ve zafer bayraklarıdırlar. Coğafyamızın, Ortadoğu`nun devrim fırsatlarının Kürdistan üssünün cağrısına tereddütsüz bir cevap pratiği olarak görevlerinin başındaydılar, önündeydiler. Mola veren, duraksayan, izleyen, sorunları siteme, şikayete, bırakmaya dönüştüren, dönemsel değil; devrim için halkı seferber eden pratik bayrağı olarak Türkiye, Kürdistan, Rojava, Ermenistan, Dersim ve her bir yerde esen devrim rüzgarlarıydılar. Soykırımdan geçirilmiş Ermenilerin, Dersim’in, Rumların, katliamlar coğrafyası Kürdistan`ın, Alevi, Ezidi, Süryanilerin kurtuluş çığlığı olarak Kaypakkaya güzergahının ölümsüz cüretiydiler. Enternasyonalist ruhuydular.
Kapitalist moderniteye, ezen-egemen ulus dinci cumhuriyetçiliğine karşı yeni bir iktidar ve yeni bir tarih anlayışının Ermeni ve Dersim Soykırımı, Kürdistan katliamları ve ilhakının dünyadaki ilk çözümleyicisi Kaypakkayacılık, yeni-nitel tarihsel ekolünün büyük yürüyüşçüleriydiler. Muhafazakar bir gelenek değil, tarihsel büyük diyalektik geleceğin yoldaşlarıydılar. Onlar stratejik bir siyasal yönelime girmemizi anlatırlar.
Irmak sebepsiz değil ama gereksiz bazı kollara ayrıldı. Öğrenen büyük bir muhasebe ile alelacele değil, pragmatist bir mecburiyet zorlaması değil; ideolojik, siyasi, örgütsel sağlam bir temelde güçleri yeniden ve doğru temelde birleştirme yollarını bulma çabamız sürecektir. Bu taktik manevra değil, ideolojik, stratejik yönelimdir. Halkın saflarında politik iktidar ve hegomonya mücadelesi olamaz, devrim egemenlere karşı siyasal iktidar mücadelesidir. Bu mücadelede halkların gücünü; parti, sınıf ve cephe stratejik silahlarında birleştirme görev ve sorumluluğumuzdur. Türk-Sünni egemenlik faşizminin topyekün özel savaş stratejisi rejimi ve uygulamalarına karşı halkların birleşik devrimci eylem pratiği birliğin yolunu ilerletecektir. Halkın, sınıfın, öncünün saflarında bölünme, gruplaşma, rekabet kültürünü yeneceğiz. Devrimin her silahı ve imkanını birleştirme yolu görevdir. MKP 3. Kongresi sentezleri ile bunların nasıl ele alınması gerektiğini açıklamaya çalıştı. Partinin, sosyalistlerin, halkın birliği çerçevesini ifade etti. Grupçuluğa, yabancılaşmaya bir neşter vurdu. Nubar`ı işte bu ruhla anıyoruz. Zafere kilitlenmiş, devrime giden yol için bu gereklidir‘‘
Orhan Yoldaş Ölümsüzdür!