17’lerin ölümsüzlüklerinin 20. yıl dönümüne ilişkin açıklama yapan MKP Merkez Komite-Siyasi Büro, “Onların boşluğu hala doldurulamasa da, Onların gösterdiği bilimsel yolda Onların bilimsel ısrar ve kararlılığıyla mücadeleyi ve mücadelelerini yükseltiyoruz…” dedi.
Maoist Komünist Parti (MKP) Merkez Komite/Siyasi Büro, 17 Haziran 2005 tarihinde Dersim’de ölümsüzleşen 17’lerin ölümsüzlüklerinin 20. yıl dönümünde açıklama yaptı. Açıklamada, “Komünist devrim uğruna silahlı savaş siperlerinde dövüşerek ölümsüzleşen, direnişleriyle devrimci tarihe altın harflerle yazılan 17’leri ölümsüzlüklerinin yıldönümünde saygıyla anıyor, kızıl kavgalarını selamlıyoruz. Ölümsüzler ordusunun anıları önünde bir kez daha ilan ediyoruz ki, belleğimize kazınan barbar katliamın hesabını mutlaka soracağız” denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Partimiz, 24 Nisan 1972 kuruluşu temelinde ve kuruluş amaçlarına uygun olarak silahlı savaş içinde konumlanan politik savaş Partisi niteliğiyle büyük mücadeleler verdi, bu mücadele süreçlerinde pekişerek gelişti. Geride bıraktığı çetin mücadelelerde ağır bedeller ödeyip zorlukları omuzlamakla kalmadı, mücadeleci karakterine uygun olarak büyük değer ve gelenekler yaratarak coğrafyamız devrimci hareketi içinde güven yaratarak saygın bir yer edindi. 17’ler, coğrafyamız devrimci hareketi ve uluslararası alanda yaşanan büyük dayanışma ve sahiplenme pratiğine yol açan etkileriyle bu güven ve saygınlığın en sağlam kanıtları olarak tarihe geçtiler…
Uzun silahlı mücadele dönemi, büyük eylem ve devrimci ısrara tanık olduğu gibi, düşmanla yaşanan çatışmalar zemininde ağır askeri-örgütsel darbelerin alınmasından da muaf değildi. Düşman silahlı mücadele ve güçlere özel ilgi gösteriyor, bu dinamikleri ezip yok etme stratejileri temelinde büyük saldırı ve katliamlar gerçekleştiriyordu. Sorun iki silahlı gücün birbirini yok etmeye dayalı yürüttüğü şiddet eylemi temelinde gelişiyor, silahlı savaşın doğasına uygun olarak büyük can kayıplarına tanık oluyordu. Bedel ve kayıpların omuzlanmasında bir tereddüt olamazdı; kararlılık tamdı! Lakin önder kadroların fiziki yitimine varan yoğun askeri darbeler ve can kayıpları örgütsel güç ya da örgütsel durumu doğrudan etkiliyor, kaçınılmaz olarak örgütsel daralma ve sorunlara da yol açıyordu.
Partimiz geride bıraktığı uzun mücadele döneminin belli aşamalarında ağır örgütsel darbeler alarak önemli örgütsel zayıflıklar ve sorunlarla karşı karşıya kaldı/kalıyordu… 17’lerin tarihi dönemeç olarak ortaya çıktığı koşullar,örgütsel zayıflama ve sorunların yoğunlaştığı, Partimizin merkezi yapı sorunları yaşadığı spesifik koşullardandı. Ki, 17’lerin tarihsel dönemeç olarak oynadığı rol bu şartlarda anlam taşıyordu. Kuşkusuz ki, Onların katledilmesi oynadıkları bu tarihsel rolden bağımsız değildi.
17’ler katliamı, düşmanın yönelimi açısından da, Partimizin “kaderi” açısından da alelade bir katliam değildi. Bilakis büyük anlamlar taşıyan ölümcül bir darbeydi. Nitekim, Partimiz 17’ler katliamını örgütsel yenilgiye denk gelen önemde ağır örgütsel darbe olarak tanımladı. 17’ler katliamı sadece 17 yoldaşın topluca katledilmesiyle önem taşımıyordu. O, aynı zamanda Partimizin köklü sorunlarına neşter vurarak yeni bir dönemeçle tanıştırılması ve silahlı savaşın geliştirilmesi planını sabote eden özelliğiyle önem taşıyordu. Düşman, 17’lerle anılan Parti 1. Kongre önderliğimizin gerçekleştirdiği stratejik müdahale planına kayıtsız kalmadı, Partimizin yeniden merkezileşerek Halk Savaşı’nı geliştirme tehdidine karşı harekete geçip Parti önderliğimize dönük katliam planını hayata geçirdi.
17’lerin tarihsel rolü, Partimizin içinde bulunduğu örgütsel durum ve sorunlara Parti 1. Kongresi zemininde yapılan köklü bilimsel müdahale eylemine önderlik yapma ve Halk Savaşı’nı örgütleyerek geliştirme plan-pratiğinde açığa çıkıp önem taşıyordu.
17’ler olarak anılan Parti 1. Kongre önderliğimiz, 2002 yılında gerçekleştirdiği Parti 1. Kongresiyle Partiyi toparlayarak merkezi yapıda örgütleme hamlesiyle birlikte, Partimizin ideolojik, teorik, askeri/örgütsel sorunlarına dönük ayrıntılı Tarihi Muhasebe ve İdeoloji belgesi temelinde köklü çözümler sunarak yeni bir dönemece imza attılar. Parti 1. Kongresinde Parti programının çıkarılmasının yanı sıra, devrim programına bağlı olarak saptanan merkezi görev tarifiyle ele aldığı Halk Savaşı’nın geliştirilmesi ve bunun için örgütsel-askeri şartların hazırlanması temelinde Partinin önüne koyduğu beş görev vb çerçevesinde tarihi bir yönelim ortaya koyuldu. 1. Kongrenin bu yönelim ve görevler temelinde yapılan planlamanın ikinci adımı, Halk Savaşı’nın somut pratikte örgütlenip geliştirilmesiydi. İşte düşmanın tahammül etmediği gelişme tam da buydu ki, 17’ler katliamı siyasi olarak bu koşul ve gelişmelerin ürünü olarak düşman tarafından gerçekleştirildi.
Parti 1. Kongresinde ideolojik-siyasi-örgütsel zeminde teorik açılım ve hazırlıklarla sağlanan gelişme adımı, Parti 2. Kongresiyle Halk Savaşı’nın somut örgütlenmesi temelinde pratik adım olan ikinci aşamaya taşınacaktı… Düşmanın korkusu aslen bu gelişme ve yönelim karşısında kabarıyor, tahammül edemeyerek stratejik saldırıya geçmesini koşulluyordu. Bu anlamda, 17’ler katliamı bir rastlantı değil, tersine Partinin 1. Kongre önderliği altında girdiği süreç ve gelişme dinamiğini baltalama hedefiyle gerçekleştirildi.
Tarih, Parti 2. Kongresinin toparlanmasının öngünlerine denk gelen 16-17 Haziran 2005 gününe geldiğinde, Parti 2. Kongresini gerçekleştirmek üzere Dersim’in Munzur dağlarına ulaşan Parti 1. Kongre önderliğimiz ile birlikte, diğer Kongre delegeleri, Parti üye ve militanlarını kapsayan 17 yoldaşımız düşmanın cani saldırısında hunharca katledildiler. Düşman geçici olarak sağladığı bu askeri başarısından duyduğu sevincini, “bitirdik”, “bir gecede biten örgüt” biçimindeki bayat demagojiyle ilan etmekten geri durmamıştı. Lakin daha son söz söylenmemişti ve düşmanın sevinci kursağında kalacaktı…
Partimiz sınırlı şartlarına rağmen 17’lere bağlılık ve Onların bilimsel doğrultusundan aldığı güçle Parti 2. kongresini toplayıp merkezi yapısını inşa ederek kısa sürede düşmana gerekli yanıtı vermiş oldu. Elbette 17’lerin yeri kolayca doldurulamazdı. Onların boşluğu hala doldurulamasa da, Onların gösterdiği bilimsel yolda Onların bilimsel ısrar ve kararlılığıyla mücadeleyi ve mücadelelerini yükseltiyoruz…
Onlar devrime çağrı, mücadeleye davettir!
Partimiz 17’lerin açtığı bilimsel yolda ilerlerken, Onların devrimde ısrar ve mücadelede kararlılıklarından öğreniyor, bilimsel doğrultularını kılavuz alıyor.
Onları anmanın gerçek yolu Onları anlamaktan geçer. Onları anlamak devrime bağlılık, mücadelede sebat ve kararlılık demektir.
Onları anlamak Sosyalist Halk Savaşı’nı geliştirerek devrimi zafere taşımaktır.
Onları anlamak devrime cüret etmek, devrim için ileri çıkmak, bedel ödemekten sakınmamaktır…
Katledilişlerinin 20. yılında 17’leri sonsuz saygıyla anıyor, mücadele kararlılıklarını devralarak mücadelemize kılavuzluk yapan bilimsel çizgi ve Komünist pratiklerini selamlıyoruz… Vartinik’ten Mercan’a, İbrahim’den Yılmaz’a, TKP(ML)’den MKP’ye bu tarih bizim, şan olsun parti tarihimize! 17’ler sosyalizm ve komünizm mücadelemizde yaşıyor/savaşıyor! 17’ler komünizme kilitlenmiş devrim çağrısıdır! Yaşasın sosyalist halk savaşı!”