Maoist Komünist Parti (MKP) Merkez Komite/Siyasi Büro yazılı bir açıklama yaparak 1 Ağustos 2017 tarihinde Dersim Ovacık’ta ölümsüzleşen Parti MK SB ve Sekretarya üyesi Yılmaz Kes ve HKO komutanları Sevda Serinyel ve Mahir Özgül’ü ölümsüzlüklerinin 7. yılında andı.
MKP Merkez Komite-Siyasi Büro’nun açıklamasında şu ifadeler yer aldı: “Parti Sekreterya üyemiz Şahin (Yılmaz KES), Halk Kurtuluş Ordusu Dersim Karargâh Komutanlığı üyelerimiz Mercan (Sevda SERİNYEL) ve Doktor (Mahir ÖZGÜL) yoldaşlar, faşist “TC” ordusunun 1 Ağustos 2017 günü gerçekleştirdiği stratejik imha saldırısında Dersim Ovacık kırsalında katledildiler!…
Sosyalist Halk Savaşı siperlerinde kahramanca çarpışarak ölümsüzleşen Şahin, Mercan ve Doktor yoldaşların mücadele anıları önünde saygıyla eğilirken, onlar şahsında Halk Savaşı’ndan Sosyalist Halk Savaşı’na kadar devrimci savaş siperlerinde toprağa düşen ölümsüzler ordusunu saygı ve bağlılıkla anıyoruz!…
Gerici Savaşı Haklı Savaşla Yanıtlayan Şahin, Mercan, Doktor Yoldaşların Anısına Saygıyla;
Bedel verip ölümsüzleşerek ve yenilgiler alarak öğrendiğimiz savaşı biz kazanacağız! Bu, taktiksel yenilgilere, geçici süreç ve engellerine karşın, tartışma götürmez stratejik doğrudur. Emperyalist dünya barbarlığına, yerel uzantıları ve her türden gerici egemen türevlerine, bunların haksız savaşları ve vahşi sömürüyle derinleşen köhne eserlerine karşı, çıplak iradeyle yükselen devrimci savaşımızın ilham kaynağı tarihsel haklılığa dayanan stratejik zaferimizin kesin oluşudur! Yoldaşlarımızın eğilmez irade ve duruşla sergilediği kahramanca mücadeleler zaferimizin tükenmez gücüdür! Egemen gericilik savaştan beslenir ve bir savaş gerekçesidir! Devrimci sınıfların, savaşın yıkıcı sonuçları karşısında sınıflar mücadelesi yasasına uygun hareket etme haklılığından başka bir sorumluluğu yoktur…
Bilumum gerici sınıflar ve günümüzün egemen sınıfı burjuvazi, iktidarı kendi rızasıyla proletaryaya bahşetmez; onu devrimci sınıflara tepside sunma lütfunda zinhar bulunmaz… O, egemenlik ve iktidarını korumak için örgütlendiği baskı makinesiyle kurumsal bir zor-şiddet uygular, gerek gördüğünde katliam, savaş ve kanlı saldırganlığa başvurur. Faşizme sarılmaktan bir an bile geri durmaz… Bu durumda, iktidarı “zor” yoluyla ele geçirmek ve bu uğurda silahlı savaşa başvurmak proletarya için kaçınılmaz olup, tamamen meşru hale gelir…
Sorun, sınıf egemenliği olarak boy veren dört başı mamur bir iktidar sorunudur ve bu mücadelede “zor” ve “zor”un silahlı biçimi artık ötelenemez bir zorunluluktur… Proletaryaya tek yol kalmıştır; baskı/zor örgütü olarak örgütlenmiş olan hâkim sınıfların uyguladığı gerici zor’a karşı, devrimci zor’u örgütlemek ve iktidarı ele geçirmek için devrimci zor’a başvurmak!… İşte proletaryanın “zor” örgütlenmesi ve eylemine başvurması burjuvazi tarafından böyle koşullanmıştır… İktidarı ele geçirmek ancak ve ancak silahlı savaşa dayanan devrimle mümkündür ve devrimci zor’a başvurmadan bu değiştirme eylemi gerçekleştirilemez… Bundan sonra sınıflar mücadelesi karşılıklı olarak kullanılan şiddet eylemine bürünür ki, bu, iki sınıf arasında baştan sona acımasız bir savaşın cereyan etmesi demekti…
Partimiz açıktan meydan okuyuşla bu savaşa göre örgütlenmiş bir politik savaş Partisidir. Devrimde iddialı olan Partimizin temel karakteri politik savaş Partisi, dinamik motivasyonu devrimci savaştır. Bu karakterine paralel olarak silahlı mücadele içinde doğan Partimiz tereddüt etmeden devrimci savaş siperlerinde mevzilendi…
Devrim stratejisini Halk Savaşı’ndan Sosyalist Halk Savaşı’na ilerleten Partimizin tarihi, silahlı mücadele ve devrimci savaş tarihinden başka değildir. Bu tarih, Komünist devrim perspektifiyle omuzlanan devrimci savaş siperlerinde ödenmiş ağır bedellerle çok daha büyük anlamlar yüklenir. Şahin, Mercan ve Doktor yoldaşlar hiç kuşkusuz ki bu ağır bedellerin önemli bir birimi, Komünist devrim perspektifli devrimci savaşın anlamlı yitimleri ve değerleridir…
Değerli Halklarımız, Politik Savaş Partisi ve Halk Kurtuluş Ordusu’ndan Yoldaşlar;
Devrimi yaşam, savaşı görev eyleyenlerin tarihsel yürüyüşü durdurulamaz, büyük özgürlük tasavvuruyla keskinleşen bilinçleri prangaya vurulamaz!… Onların adı İbrahim, Süleyman, Kazım, Cüneyt, Cafer, Yılmaz’dır! Onların adı, İsmail, Baba, Aydın’dır!… Meral’dir, Berna’dır, Sevda’dır, Barbara’dır!… Komünizme tutku ve devrime anttır Onların adı!…
Şahin, Mercan ve Doktor yoldaşlar büyük yürüyüşün cüretkâr savaşçıları, Partimiz önderliğinde gelişen Sosyalist Halk Savaşı’nın önder kadroları olarak tarihe yazıldılar. Savaşları sebepsiz, ölümleri anlamsız değildi Onların! Onlar proletarya ve halklarımıza adanmış yaşamlarıyla tarihsel mücadelenin kararlı dinamikleri, tarihsel yürüyüşün savaşçıları olarak bizzat tarih yazanlardır. Onların savaşları toplumsal sınıfın kurtuluşu kadar, tüm insanlığın kurtuluşuyla anlamlı olup evrensel nitelik taşır…
Düşman, silahlı mücadele ve özelde de gerilla savaşına karşı, askeri güçleri imha ve tasfiye etmeye dönük teknolojik savaşa dayalı büyük ve kapsamlı bir stratejik saldırı sürecini, faşist katliamlara giriştiği ağır bir dönem başlattı. İHA/SİHA, güdümlü silah, yapay zeka gibi teknolojiye dayalı savaş envanterinin yoğunluklu kullanılmasıyla silahlı savaş biçimi ve taktiğinde yeni bir dönemi başlatan düşman, bu savaş envanterini savaş sahasında kullanmanın ilk avantajıyla bu teknolojiyi yeterince tanımayan devrimci askeri güçlere ağır kayıplar verdirdi. Yerel istihbarata paralel bu teknolojik envanter eşliğinde tespit edilen gerilla güçlerinin ve noktaların büyük saldırılarla imhası hedeflendi…
Şahin, Mercan ve Doktor yoldaşlar düşmanın teknolojik savaş gereçleriyle elde ettiği taktik üstünlüğüne, teknolojik savaş niteliğine karşı, hiçbir tereddüte düşmeden Sosyalist Halk Savaşında ısrar edip kahramanca savaştılar. Devrime bağlılık ve Parti bilinciyle donanmış olan yoldaşlarımız teknolojik savaş üstünlüğü karşısında geri adım atmadan çarpışarak bayraklaştılar. Onların savaş bayrağı ve savaşa çağrı olan pratikleri bizlere yol gösteriyor, göstermeye devam edecek.
Onlar yalnızca Sosyalist Halk Savaşı’nın kurumsal temele oturtulup geliştirilmesinde irade göstererek rol oynamakla kalmadılar. Başta Parti Sekreterya üyemiz Şahin yoldaş olmak üzere, Mercan ve Doktor yoldaşlar Partimizin geliştirilmesinde de önemli roller üstlendiler. Partinin izlemesi gereken örgütsel/askeri çizgi, taktik ve stratejik siyaset konularında önemli katkılar sundular. Özellikle Şahin yoldaşın ciddi bir planlama ve strateji temelinde devrimci savaşın kurumsallaştırılarak geliştirilmesi ve Partinin devrimci savaş atılımına hazırlanması için yürüttüğü teorik-pratik çalışmalar oldukça anlamlıdır…
Parti Sekreterya üyemiz Şahin yoldaşın Sosyalist Halk Savaşı’ndaki bilinçli ısrarı ve bizzat savaş pratiği içinde bulunarak savaş siperlerinde ölümsüzleşmesi, Şahin yoldaşın devrimci savaş kararlılığının kanıtı olmakla birlikte, Partimizin de devrimci savaş ısrarı ve kararlılığının kanıtıdır. Tıpkı silahlı mücadele ve gerilla savaşı pratiği içinde ölümsüzleşen Parti Genel Sekreterleri ve Genel Sekreter yardımcılarımız gibi, Şahin yoldaş da kararlı savunucusu olduğu Sosyalist Halk Savaşı pratiğinin sıcak savaş mevzilerinde çarpışarak ölümsüzleşti… Zira, Onun için devrim savaşmadan gerçekleştirilemez, devrimci zafer silahsız kazanılamazdı!…
Onların ölümsüz mücadele pratiği, devrimi zafere taşıma çağrısıdır..
Şahin, Mercan ve Doktor yoldaşların ölümsüz mücadele pratiğiyle bizlere yaptığı çağrı, Parti önderliğinde Sosyalist Halk Savaşı’na yoğunlaşarak devrimi zafere taşımaktır. Onların anısını sahiplenerek yaşatmak, devrimci lafızla değil, onların can bedeliyle omuzladıkları devrimci savaşı görev edinmekle olanaklıdır. Şahin yoldaşın; Partiyle bütünleş, bilinçli cüretle öne çık, savaş ve kazan çağrısı, 11’ler tarafından bizzat pratikleştirilirken, aynı çağrı özellikle bugün her yoldaşın ve bir bütün olarak Partinin izlemesi gereken temel tutumdur. Partimiz, Sosyalist Halk Savaşı’yla devrimi zafere taşıma kararlılığındadır…
Ölümsüz mücadele pratikleriyle bizlere bıraktıkları devrimci savaş mirasını devralıyor, ölümsüzlüklerinin 7. Yılında Şahin, Mercan ve Doktor yoldaşları bir kez daha saygıyla anıyor, anıları önünde eğiliyoruz!… Parti sekreterya üyemiz Yılmaz KES yoldaş ölümsüzdür! Yılmaz Kes, Sevda Serinyel ve Mahir Özgül yoldaşlar ölümsüzdür! Büyük yürüyüşün cüretkar savaşçılarına selam olsun! Onların direniş çizgisi mücadelemize ışık tutuyor! Sosyalist halk savaşçıları ölümsüzdür!”