Maoist Komünist Parti (MKP) Merkez Komite, Türkiye’nin Medya Savunma Alanları’na ve Rojava Kürdistan’ına dönük saldırılarında ölümsüzleşen Orhan Cihat Bingöl (Ali Dinçer) ve Tekin Goyi’yi (İsmet Ünver) andı. MKP Merkez Komite tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Faşist TC devletinin 6 Haziran 2024 günü Medya Savunma Alanları’na ve 19 Temmuz 2024 günü ise Rojava Kürdistan’ına dönük alçakça saldırılarında Kürt ulusunun iki yiğit komutanı, Kürt ulusal mücadelesinin iki öncü devrimcisi Orhan Cihat Bingöl (Ali Dinçer) ve Tekin Goyi (İsmet Ünver) yoldaşlar şehit düştü. Türk egemen sınıflarının uyguladığı milli zulme karşı mücadeleye ömürlerini adayan ve bu uğurda ölümsüzleşen Orhan Cihat Bingöl ve Tekin Goyi yoldaşları saygıyla anıyor, anılarını devrimci savaşımın tüm cephelerinde büyüteceğimizin sözünü veriyoruz” denildi.
Açıklamada, “Tekçi-Irkçı paradigmanın amansız savunucusu ve uygulayıcısı, coğrafyamız ve bölgedeki ulusların, azınlıkların, inançların ebedi düşmanı faşist ‘T.C’ devleti yaşadığı onca gerileme, ekonomik ve siyasi krize rağmen milli zulüm politikasından bir adım dahi geri atmamakta ve beslendiği şovenist-milliyetçi-şeriatçı damara kan pompalamak uğruna her türlü kirli yöntemlerle saldırılarına devam etmektedir. Kürt ulusunun, ulusal baskıya karşı geliştirdiği kurtuluş mücadelesi ise bu saldırıların merkezi durumundadır” ifadelerine yer verildi.
“Dört parça Kürdistan coğrafyası, en ağır savaş koşulları ve saldırılara karşı görkemli bir direniş sergilemekte, kazanımlar elde etmekte ve ağır bedeller ödemektedir. Kuzey’den Güney’e, Batı’dan Doğu’ya kahramanca direnen PKK önderliğindeki HPG/YJA Star gerillaları yürüttükleri gerilla mücadelesiyle aynı zamanda gerilla mücadelesinin geliştirilmesine ve yenilenmesine teknik-teknolojik ve taktik katkılar sağlamaktadır” vurgusunda bulunulan açıklamada şöyle devam edildi:
Kürdistan’ın her karışında silinmez izler bıraktılar
“Kuşkusuz gerilla savaşının yürütülmesinde ve geliştirilmesinde en önemli stratejik silahlardan biri de Komuta kademesi- kadrolardır. Orhan ve Tekin yoldaşlar bu bilinç ve sorumlulukla savaşta yerini almış, ilk günden son ana kadar savaşın geliştirilmesi, halkının ve devrimci savaşın ihtiyaçlarının karşılanması noktasında tüm benliğiyle mücadeleye katılmış ve öncülük etmişlerdir. Türk devletinin her alanda geliştirdiği savaşı direkt sahada, savaşın içerisinde karşılayan Orhan ve Tekin yoldaşlar üstlendikleri önemli görevler ve ortaya koydukları fedakarlıklar sayesinde elde edilen kazanımlarda önemli rol oynamışlardır. Kürdistan’ın her karışını büyük bir inançla arşınlayarak, adımlarının değdiği her yerde silinmez izler bırakmışlardır. Ortaya koydukları devasa emek ve tükenmez çoşkuyla bir ömrü adamışlardır kavgaya. Benliklerinde yaşattıkları devrimci değerlerle değdikleri her insanda, yoldaşlarında ve biz siper yoldaşlarında/dostlarında büyük etkiler yaratmışlar, yoldaşlık bağlarını her koşul altında yüksek düzeyde korumuşlardır.
Orhan yoldaşın Kuzey Kürdistan’da, Bingöl ve Dersim’de, Medya Savunma alanlarında Partimiz gerillalarıyla olan yoldaşlık ilişkisi, komutanlığını yaptığı sahalarda yoldaşlarımızla paylaştığı deneyim ve tecrübeleri, Parti güçlerimizin konumlanmasında sergilediği çaba, seferber ettiği olanak ve imkanlar siper yoldaşlığına verdiği önemi gösteren özellikleriydi. Aynı şekilde Tekin yoldaş’ta sorumluluk üstlendiği alanlarda Parti güçlerimizle kurduğu yoldaşlık ilişkisi, paylaşımları, siper yoldaşlığına verdiği önem, dostluğu unutulmayacaktır.
‘Bıraktıkları mücadele bayrağı mevzilerimizde dalgalanmaya devam edecektir’
Orhan ve Tekin yoldaşlar Partimizin saygı ve sevgiyle anacağı siper yoldaşlarımızdır. Onlar, mücadeledeki militan devrimci duruşları, gerilla savaşındaki kararlılıkları ve öncülükleriyle savaş siperlerindeki komutanlarımız olarak her daim hatırlanacaklardır. Onların mücadelesi bıraktıkları yerden, amaç ve ideallerini gerçek kılıncaya kadar, Kürdistan halkları, gerillası ve yoldaşları tarafından büyütülecektir. Faşist Türk devletinin azgın saldırıları nasıl ki dün durduramadıysa mücadeleyi bugünde durduramayacak, zafer er ya da geç direnenlerin olacaktır. Orhan ve Tekin yoldaşların bıraktıkları mücadele bayrağı direniş siperlerinin en ön saflarında, mevzilerimizde dalgalanmaya devam edecektir.”