KOBANÊ KURTULUŞ GÜNÜ VESİLESİYLE!

Faşist Türk egemenler sınıfları, Suudi-Katar eksenli gerici Sünni hegemonya bloku ve emperyalist efendilerinin taşeronu IŞİD çetelerinin karanlık-barbar kuşatmasını; 21 yüzyılın yeni Stalingrad kent savaşları ve savunmasıyla kıran Kobanê direnişinin kurtuluş günü kutlu olsun. Büyük ileri atilimin özgürlük çığlığının Kobanê siperine şan olsun!

Düşmesini bekleyenler kahroldular, kahrolsunlar! Kobanê; tekçi, inkârcı, imhacı, dinci, mezhepçi, cinsiyetçi hegemonya, ilhak ve işgale-kuşatmaya karşı, ezilenlerin diriliş sesidir. Yeni yaşam mesajıdır, özneleşen kadın iradesidir. Kobanê, emperyalist-gerici statüko ve sürdürülemez konseptlerine karşı, sadece lokal alanda değil, evrensel rolü olan, ezilenlerin yaktığı, yaydığı ışıktı. İnsanlığın özgürlük hasretiydi. Özgür Kürdistan haykırışıydı. Sömürücü-egemenler sistemleri içinde, özgürlük beklentisi içinde değiliz. Yine de Rojava; kantonlar-özyönetimler kazanımıyla “Devrimci Halk Savaşı” ile yaratılmış, inkâr edilemez bir gerçektir. Daha ileri hamlelerle, geleceğe yürüme fırsatları yanı sıra, tehlikeler de mevcuttur. Emperyalist-gerici dalaverelere karşı, kendi özgücüne ve gerçek müttefikleri dünya ezilenleri ve emekçilerine dayanarak yürünmelidir. Gerçek kazanmanın yolu budur. Kobanê -Rojava haklı bir temele sahipti. Bu, stratejik üstünlüğünün kaynağıydı. Silah, cephane, devlet avantajlarına sahip taktik üstünlüklü gerici ablukayı parçalayan, sır buydu. Ve Kobanê -Rojava, dünya devriminin Kürdistan üstünde bir demokratik odağı olarak doğdu.

Diplomasiyle-masa oyunlarıyla değil; Rojava-Kobanê devrimci savaş meydanlardaki iradesiyle kazanımlarını herkese mutlaka kabul ettirecek ve bunlar, “kem-küm” eden düşmanlar tarafından da tescil edileceklerdir. İvedi görev devrimci cephedir. Israr edilmesi gereken, devrimci savaşla görevli devrimci cephedir. Çalışıyoruz! Ve bunu, bizzat kendi deneyimleriyle en iyi kavrayabilecek Rojavadır, Kobanêdir. Süryani, Ermeni, Êzidî, Arap, Türkmen, Kürt ve diğer halkların birleşik eyleminin ifadesi olarak YPG’de koordine edilen silahlı kuvvetler, geleceğin yolunu açtılar. Efrin-Kobanê’yi birleştirecek olan da aynı yoldur. Pragmatik emperyalist oyunları, adına T.C denilen devletin, Sünni hegemonya için boğma operasyonlarını, gerçek anlamda boşa çıkaracak yol da!

 

T.C’nin, IŞİD’le savaşı bir karartma oyunudur. İlan edilen, yürütülen savaşın hedefi Kürtler başta olmak üzere ezilen milliyetlerdir, emekçilerdir. Kandil’e yağdırılan bombaların, Kuzey Kürdistan il ve ilçelerinin tank ve toplarla kuşatılması-vurulması hakikati, açık değil midir? Hendekler ve barikatlar; ezilenlerin boyun eğmeyi, kölece yaşamayı reddeden meşru devrimci savaş siperleridir. Suçlu, haksız savaş seferberliğiyle bombalanan-kurşunlanan, yaşam alanları dövülen, tahrip edilen, dağıtılan Kürdistan ezilenlerinin meşru direnişi midir? Evinize, sözünüze, iradenize saldırılıyorsa ne yaparsınız? Burada meşru savunmanın meşru olmayan bir yanı olamaz. Barikatlar ve hendekler; bilinçli-planlı-hazırlıklı, oynanmayacak ayaklanmanın kurallarına göre, kır ve şehrin silahlı-silahsız birleşik devrimci savaşına, serhildanlarına, yasal ve dışı güçlerin uygun mevzilenme ve koordinasyonuna dayanması kazandıracaktır.

 

Türk egemenler devleti, “stratejik derinlik” dedikleri; Suriye ve Ortadoğu politikalarıyla yenilmişlerdir. Simdi, iç savaş stratejileriyle bunu aşma gayretindedirler. Nafile! Emperyalist dünya savaşları sonrası, zoraki dayatılmış emperyalist ve bölge devletleri yapılandırma statükoları da çökmüştür. Tamiri imkânsız bir durumdur bu! İttihatçı tekçiliğin yeşil Kemalist Erdoğan rejiminin hülyası da fanidir.  Kuzey Kürdistan’a emsal olmasın diye PYD düşmanlığı ve “yok” sayması da, yok hükmündedir. Cenevre-3 şimdiden bu haliyle zaten iflas etmiştir. “Çözüm” dediğiniz, tasfiyeci-teslim alma projelerinizde çöktü.

“Çökertme” operasyonlarınız da çökecektir. Sincar, Şengal, Rojava, Kobanê, Sur, Cizre, Nusaybin, Silopi ve diğerleri ile bugün olmazsa yarın, Birleşik Demokratik Sosyalist Kürdistan stratejik yönelimi atmosferin stratejik yörüngesine oturmuştur. Nasıl, ne biçim gidileceği bir mühendislik değil bir devrimci materyalizm sorunudur!

Önceki İçerikEmperyalist gerici savaşlara karşı tek panzehir devrimci savaşlardır
Sonraki İçerikORDUYLA BAŞA ÇIKAMAYAN, MEMUR ATAYARAK HİÇ BAŞA ÇIKAMAZ!