İncirlik’ten Kalkan Uçaklar ve emperyalist strateji

ABD emperyalizminin stratejisi veya planının bu kadarla sınırlı olmadığı da açık ya da muhtemeldir. ABD emperyalizmi Kürtlere karşı savaş saldırganlığına sürdüğü ve aynı zamanda IŞİD ile de olası bir savaşa ittiği AKP iktidarının bu süreç içinde erimesini kasten ve objektif olarak da sağlamış oluyor. Ki bilinçli bir strateji olduğunu düşündüğümüz için bu savaş batağına sürükleyip kasten erimesini planlıyor diyoruz. Yani ABD emperyalizminin yaptığı anlaşma ve anlaşma hükümlerinin AKP iktidarına yükledikleriyle ABD emperyalizminin AKP’yi bilinçli bir plan dâhilinde zayıflatmayı tasarladığı söylenebilir. Stratejik planın bir yanı da budur.

HABER MERKEZİ(11.08.2015)-AKP/Erdoğan iktidarı ABD ile tam muhtevası açıklanmayıp bilinmeyen ama esas olarak pratik sonuç ve bilinen yansımalarıyla açığa çıkan unsurlarıyla ne olduğu belli olan bir anlaşma yaptı. Vakıf olduğumuz boyutu esasta Kürt ulusal hareketine ve özelde de Gerilla alanlarına dönük gerçekleştirilen katliam saldırganlığı ile yapılan bombalamalar ve İncirlik üssünün ABD emperyalizmi savaş uçaklarının kullanımına sınırsızca açılması eksenindeki gelişmelerdir.

Bu anlaşma AKP iktidarının-‘’TC’’nin gerilla alanlarını bombalama karşılığında İncirlik üssünün ABD savaş uçaklarına açılarak IŞİD’i bombalamasını kesin olarak içeriyor. Yaşananlar ve yapılan açıklamalar bunu alenen ortaya koyan niteliktedir. Görüldüğü kadarıyla yapılan anlaşmanın temeli budur. Ancak bu temel üzerinde cereyan edecek bir dizi bağlantılı gelişmenin gündeme geleceği de söylenebilir.

AKP iktidarı açısından önemli bir zorunluluğu ya da istem dışı sürüklendiği mecra anlamında gündeme gelecek önemli bir pratik IŞİD’e  karşı bir savaşa fiilen girmesi, bu savaşın bir parçası haline gelmesidir. Ki, bu durum IŞİD’in ‘’TC’’ devletine ve esasta da ülke halkalarına karşı belirgin bir saldırı sürecine girmesi anlamına gelmektedir. Yani, ABD emperyalizmi AKP iktidarının gerilla alanlarını bombalamasına izin vermesi karşılığında ‘’TC’’yi, özelde de (hatta özellikle) AKP’yi fiilen IŞİD ile savaşa mecbur etmesi sağlanmıştır. ‘’TC’’nin IŞİD ile bir savaşa girmesi, hem ABD emperyalizminin İncirliği sınırsızca kullanması bakımından ve hem de ‘’TC’’nin  IŞİD’e karşı savaşta bulunmasıyla bu cephenin (‘’TC’’nin bölge devleti olması öneminden dolayı) daha etkili bir savaş  yürütülmesi anlamında tamamen ABD emperyalizminin çıkarlarını temsil etmektedir. Dahası bu anlaşma veya emperyalist planla destekleme vb vs bağlamında somut olarak IŞİD’in yanında duran bir müttefiki koparılmış oluyor. Aynı zamanda IŞİD’in savaş cephesi genişletilerek etkisizleştirilmeye ve IŞİD’in dikkati  ‘’TC’’ye çekilerek ABD emperyalizmine etkili yönelmesi belli ölçülerde engellenmiş oluyor.

ABD emperyalizminin stratejisi veya planının bu kadarla sınırlı olmadığı da açık ya da muhtemeldir. ABD emperyalizmi Kürtlere karşı savaş saldırganlığına sürdüğü ve aynı zamanda IŞİD ile de olası bir savaşa ittiği AKP iktidarının bu süreç içinde erimesini kasten ve objektif olarak da sağlamış oluyor. Ki bilinçli bir strateji olduğunu düşündüğümüz için bu savaş batağına sürükleyip kasten erimesini planlıyor diyoruz. Yani ABD emperyalizminin yaptığı anlaşma ve anlaşma hükümlerinin AKP iktidarına yükledikleriyle ABD emperyalizminin AKP’yi bilinçli bir plan dâhilinde zayıflatmayı tasarladığı söylenebilir. Stratejik planın bir yanı da budur.

Başka bir yanı ise, AKP’nin Gerilla alanlarını bombalaması ve hatta Kandil ile Barzani’nin karşı karşıya getirilmesi zemininde, ABD emperyalizminin kontrol edip yönlendiremediği veya üzerinde nüfuz kuramadığı PKK’yi, kontrolüne aldığı Güney Kürdistan’dan çıkarmak veya bu alanda sınırlamak gibi bir planın-stratejinin uygulanması olasılığıdır. ABD emperyalizmi yürürlüğe koyduğu stratejiyle ‘’bir taşla birden fazla kuş vurmayı’’ hedeflemektedir. Görünen boyutlarıyla ABD emperyalizmin stratejik planı şu noktalarda özetlenebilir:

Bir, AKP’yi zayıflatarak iktidardan düşürme. Bunun nedenleri, genel Kürt politikasındaki tezatlık, IŞİD meselesinde temelde var olan anlaşmazlık-problem, Esat meselesinde yaşanan farklılık ve AKP’nin 7 haziran seçimlerinde açığa çıktığı üzere erime trendine girmesi olarak sayılabilir. Ki burada parantez açalım ki, AKP devre dışı bırakılmasını fark ederek anlaşma yapıp IŞİD meselesinde politika değişimine gitme görüntüsüyle yeniden ABD emperyalizmine yaranma manevrası yapmaktadır. Ama AKP’nin manevraları ABD emperyalizminin süreç olarak işleteceği stratejik planı esasta değiştirmeye yetmeyecektir. Çünkü, AKP erirken, onun yerini daha iyi doldurabilecek başka komprador tekelci klikler mevcuttur, gönüllü hizmet için sırada beklemektedir. Bütün dünyada tecrit olmuş, bölgede itibarı kalmamış, bölge veya komşu ülkelerin tümüyle sorunlu olan bir iktidarı(AKP iktidarını), üstelik kitle temelini kaybetme sürecine girmiş, toplumun büyük bölümünü karşısına almış bir iktidarı ne diye tutsun ki ya da devre dışı bırakmasın ki ABD emperyalizmi…

İki, İttifak ve olanaklarını büyüterek Bölgede somut bir tehdit olan IŞİD’e karşı savaşı kazanma, müttefiki cepheyi genişleterek IŞİD’i yakınındaki bu hedeflere yönlendirerek kendisini hedeften çıkarma…Bu stratejik plan sürecini yürütürken, IŞİD’e karşı cepheyi genişletip ‘’TC’’yi bu savaşa dahil ederek ve İncirlik üssünü sınırsızca kullanarak IŞİD’e karşı savaşta kendisini güçlü kılması, IŞİD’e karşı savaşta bölge ülkelerinden olan müttefiklerini etkin hale getirip ittifakını büyütmesi, bölge planlarında fiilen engel durumunda olup hesap dışı olan IŞİD’i yenip geriletmesi veya yok edemese bile sınırlaması, AKP’yi soktuğu bu savaşta ve Kürtlere karşı savaşta iç kamuoyu desteğini kaybederek zayıflatılması, aynı zamanda genel olarak Kürt meselesinde uyguladığı projeyi hayata geçirerek bölgedeki karakollarını veya ayaklarını sağlamlaştırması vb vs şeklinde sayılabilir.

Üç, PKK’nin Güney Kürdistan’dan çıkarılması ya da bölgede sınırlanması veya kontrole zorlanması. Bölge stratejilerinde önemli bir unsur olarak değerlendirdiği Kürtleri veya bölgedeki genel Kürt meselesine dönük planlarını uygularken, bu planlara ters olan veya kontrol edemediği PKK varlığı ve PKK’nin hem bölgede hem de genel Kürtler üzerinde etki ve nüfuza sahip olarak ABD emperyalizminin genel Kürtlere dönük politikalarının önünde sorun görülmesi zemininde PKK’nin özellikle Güney Kürdistan’dan çıkarılması veya sınırlanması veya kontrole girmeye zorlanması (‘’TC’’nin bombalamalarına izin verilmesinin bir nedeni de budur) stratejik planın başka bir unsurudur. PKK’nin  Güney Kürdistan’daki varlığından duyulan rahatsızlığın genel çerçevesi yukarıda söylediğimiz gibi genel Kürt politikasında PKK’yi aynı kapsama alıp kontrol edememesi varken, önemli bir neden de Güney Kürdistan’ın kendisine bağımlı olup bir karakolu olma durumundan dolayı, PKK’yi orada ciddi silahlı bir güç olarak bulunmasını istememesidir.

Dört, AKP’nin PYD’ye dönük ‘’terörist’’ diyen düşmanlığının emperyalist strateji ve anlaşmayla fiiliyatta ittifaka dönüştürülmesidir. ABD emperyalizmi bölge politikaları ve buradaki genel Kürt politikasıyla uyumsuz olan AKP iktidarını yaptığı anlaşmayla emperyalist çıkarları temelinde nötr hale getirip fiilen müttefik durumuna getirmektedir. Bunu yaparken, bölgedeki politikalarını gerçekleştirip uygulamayı amaçlamaktadır. Hem bölgede yürüttüğü Kürt politikasıyla oradaki Kürtleri(Barzani’de başarmış olduğu gibi, PYD’yi de) yedeklemeyi amaçlamakta, hem de IŞİD’e karşı savaştıkları için bu sürede müttefik tutmayı hedeflediği içindir. Yoksa Kürtleri, PYD’yi kollamak istediği vb için değil elbette. Ki, bu politikayla AKP iktidarını iç kamuoyu karşısında zor duruma sokarak zayıflamasını da sağlamaktadır. Zira PYD’ye hem terörist deyip IŞİD ile aynı olduğunu iddia etmiş olacak, hem de ittifak içinde IŞİD’e karşı PYD ile birlikte savaşan duruma düşmüş olacak AKP.

Beş; AKP iktidarı üzerinden ‘’TC’’ devleti ile ABD emperyalizmi arasındaki anlaşmada, ABD emperyalizmi stratejik planlarını uygulamayı sağlam zemine oturtmak için AKP iktidarına Kandilin süreli bombalanmasının yanında, Suriye sınırında ‘’güvenli bölge’’ adına bir koridorun oluşturulmasına rıza göstermiştir ki, bu ABD emperyalizminin de işine gelen ve anlaşmada ‘’taviz’’ olarak değerlendirilebilecek bir durumdur. Kandilin bombalanması esasta belli bir süreye tabi tutulan sınırlı bir tavizi ifade etmektedir. Aslında taviz olarak AKP iktidarına tanınan izinler, son tahlilde ABD emperyalizminin stratejik planlarının uygulanması, özelde de IŞİD ile savaşta İncirlik üssünün kullanılması ve AKP iktidarının IŞİD ile savaşın bir parçası haline getirme planına dayalıdır.

Kısacası, ABD emperyalizminin açıkça görünen stratejisi bunun gibi başlıklarda özetlenebilir. Ama açık ki, bu stratejide AKP’nin izah edip açıklayamayacağı ya da kendisini kamuoyu nezdinde zora sokacak olan serüven Kürtlerle başlattığı savaşın yanı sıra, ek olarak IŞİD ile de savaşa girmesi olacaktır.

Bakış Can

Önceki İçerikAKP’nin erken seçim şantajı ve derin stratejisi
Sonraki İçerikDersim’de DHF’ye baskın(yenilendi)