HBDH: Katliamların hesabını soracağız

HBDH, Maraş, 19 Aralık, Roboski ve Paris katliamlarını düzenleyen devlet zihniyetine karşı ortak mücadeleye çağırdı. Katliamların hesabını soracağını vurgulayan HBDH, AKP-Erdoğan diktatörlüğünün ancak kararlı direnişle yenilebileceğini kaydetti

HABER MERKEZİ (23-12-2016)- Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH), Türk devletinin katliamlarına ilişkin bugün bir açıklama yaptı.

Yazılı açıklamada, Türk devletinin kuruluşundan bu yana kadar halklar ve ezilenler üzerinde sürekli olarak baskı ve katliamlar düzenlediğine dikkat çekilerek, “Türk-İslam sentezli faşist devlet yapılanması farklı olan her toplumsal kesimi asimile etme, baskı ve zorla denetime alma, inkar etme yoluna gitmiştir. T.C devleti kendini bu faşist şovenist çizgi üzerinden var etmiştir. Kültürel soykırımı tüm muhalif kesimler üzerinde uygulayarak hâkimiyetini kurmak istemiş, bundan yeterince sonuç alamayınca fiziki soykırımlara başvurarak katliamlar gerçekleştirmiştir” denildi.

‘Alevilerin devrimci hareketle buluşması istendi’

Maraş’ta 24 Aralık 1978’de Kürt-Alevilere yönelik yapılan saldırıda 111 sivilin devlet tarafından katledildiğine işaret edilen açıklamada, şunlar belirtildi: “Kürt Alevi toplumu Haki Karerler’in, Sinan Cemgiller’in, Kemal Pirler’in devrimci mücadeleyi geliştirdiği bu bölgede etkisiz kılınmak istenmiştir. Devrimci mücadeleye destek veren, faşizme ve adaletsizliğe karşı devrimcilerin yanında yer alan bölge toplumu katliamla sindirilmek istenmiştir. Hedef devrimci, demokratik mücadelenin önünü almak, gelişmesini engellemekti. Maraş Katliamı ile Alevi toplumunun direnişçi karakterinin devrimci hareketle buluşması engellenmek istenmiştir.”

19 Aralık, Roboski ve Paris…

Açıklamanın devamında, 19 Aralık, Roboski ve Paris katliamlarına da değinilerek, şu ifadelere yer verildi:

“19 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerindeki devrimci-yurtsever tutsaklara karşı faşist Türk devletinin gerçekleştirdiği katliam devletin özgür tutsaklardan, devrimci mücadeleden duyduğu korkuyu bir kez daha gün yüzüne çıkarmıştır. Devrimci-yurtsever tutsakların özgürlük, demokrasi ve eşitlik çabalarının önünü alamayan devlet, katliam yoluna başvurarak özgür tutsaklara teslimiyeti dayatmak istemiştir. 19 Aralık direnişi teslimiyete, onursuzluğa, adaletsizliğe karşı devrimci tutsakların kararlı mücadelesini ifade etmektedir.

28 Aralık 2011 tarihinde Roboski Katliamı ile Kürt halkının yurtsever-demokratik mücadeleye katılımı, Kürt Özgürlük Hareketi öncülüğünde serhildan hareketinin önü alınmak istenmiş, bir kez daha baskı ve katliamla Kürt toplumu devrimci mücadeleden uzaklaştırılmak istenmiştir. Roboski Katliamı ile Kürt soykırımı güncellenmiştir. Dersim, Halepçe ve diğer yerlerde yapıldığı gibi fiziki soykırımla Kürt halkı susturulmak, teslim alınmak istenmiştir.

9 Ocak 2013’te Paris’te Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan yoldaşlara karşı yapılan katliam Türk devleti tarafından yapılmıştır. Ömer Güney adlı katilin hastalık sonucu ölmesi bir aldatmacadır. Ömer Güney, T.C devletinin katliamcı yanı açığa çıkmasın diye planlı şekilde öldürülmüştür, böylece kanıt ortadan kaldırılmak istenmiştir. Halkımızı bu konuda uyanık olmaya, T.C devletinden hesap sormaya çağırıyoruz.

Maraş, Roboski ve 19 Aralık katliamları ile faşist T.C devleti ezilen toplumu, hakları, sınıfları ve inançları baskı altına almayı, korkutmayı, sindirmeyi hedeflemiştir. Direnen Kürt halkı, Alevi toplumu ve devrimciler katliamla susturulmak, teslim alınmak istenmişti. Geçmişte halklarımıza, emekçilere ve direnen herkese dayatılan bu katliamlar bugün de devam etmektedir. AKP-Erdoğan iktidarı şovenizmi hortlatmakta, HDP’lileri linç etmekte, halkın belediyelerine el koymakta, Kürt halkını yerinden göçertmekte, askeri-siyasi operasyonları artırmakta, emekçileri iş kazaları adı altında katletmektedir. Kim bu iktidara karşı direnir ve itirazda bulunursa o iktidarın hedefi olmaktadır.”

‘En temel görev; ortak mücadele’

HBDH, açıklamasının sonunda da şunları kaydetti:

“Roboski, Maraş ve 19 Aralık katliamlarının yıldönümünden geçtiğimiz şu günlerde bütün devrimci, yurtsever, demokrat ve ilerici kesimlerin bir araya gelip ortak bir mücadeleyi geliştirmesi en temel devrimci görev olmaktadır. AKP-Erdoğan diktatörlüğüne karşı olan herkesin katliamlara karşı kararlı ve direngen olması, sürekli olarak eylem içinde olması gerekir. Yeni katliamlara uğramamak için örgütlü olmak, birleşmek, direnmek ve mücadeleyi yükseltmek gerekmektedir. Bir kez daha Maraş, Roboski, 19 Aralık ve Paris katliamlarında şehit düşen insanlarımızın anıları önünde saygı ile eğiliyor, mücadeleyi, direnişi büyüterek faşist T.C devletinden hesap soracağımızın sözünü yeniliyoruz.”

 

Önceki İçerikDünya ve Türkiye-Kuzey Kürdistan’da Güncel-Siyasal Durum ve Görevlerimiz!
Sonraki İçerikUlusal hareket ve devrim sorunu