HABER MERKEZİ (28.09.2014)- “Rojava devrimini boşa çıkarma, bu direnişin yayılmasının önüne geçme ve bu alanı tampon bölge haline getirme projesinin devşirdiği IŞID çetelerinin, Ortadoğu’daki saldırısında binlerce insan katledildi, göçe zorlandı ve bugün Kobane sınırında insan olmanın kimliğine sahip çıkmanın en zorlu sınavlarından biri verilmektedir. Ortadoğu’nun yeniden dizayn edilmesi arayışında Kürtleri barış söylemleriyle oyalayıp, bir yandan da sermayenin çıkarları gereği IŞİD zulmünün katliamını aba altından besleyen AKP zihniyetinin ikiyüzlülüğü, bu gün yine Kürt hareketinin halkını onurlu ve kararlı bir şekilde sahiplenme ve savaşma tavrının karşısında teşhir olmuştur.
Bugün Türkiye- Kuzey Kürdistan’da demokratikleşme yönündeki her türlü girişimin faşizan bir şekilde bastırıldığı, ama IŞİD sempatizanlarının üniversitelere satırlarla girip devrimci muhalefeti boğma girişimlerinin görmezden gelindiği, IŞİD’e mühimmat yardımı yapan ve savaşçı gönderen kurum ve kişilerin YPG basın irtibat bürosu tarafından teşhiri yapıldığı halde, IŞİD’e yönelik ülke çapında tek bir operasyonun gerçekleştirilmemesi aksine buna karşı çıkan kitleye dönük saldırılar bize de gösteriyor ki, AKP tarafından palazlandığı açık olan eli kanlı çeteler Kürt halkına yüz yıllardır reva görülen saldırıların zulümlerin bir parçasıdır. Irak’ a bir günde ‘demokrasi ‘ götüren ABD’nin, bugün hava saldırısı yapıldığı yünündeki açıklamalarının YPG tarafından yalanlanması da insanlar katledilirken, kadınlar tecavüze uğrarken meclis binalarında saldırıları durdurma yönündeki tartışmalarının kamuoyunu oyalama girişiminin ötesinde olmadığı gerçeği de bize gösteriyor ki bugün Rojava’da yaşananlar uluslararası bir hesabın bir restorasyon projelerinin sonucudur.
Şengal’de tecavüze uğrayan, köle olarak satılan, Kobane’de en ön saflarda savaşan kadınlarımızın yanında olma sorumluluğu devrimci dayanışmanın gerektirdiği bir sorumluluktur. Kürt kadınlarının yanında olmak ve dayanışmayı büyütmek Türkiye -Kuzey Kürdistan’da tecavüzcüleri teşvik eden hukuki düzenlemelere, kadını eve kapatan, kadının misyonunu mutfak ve yatak odasından ibaret görenlere, kadın katliamlarının önünü açan kadınların kahkahasından kaç çocuk doğuracağına karar verecek kadar pervasızlaşanlara ve kürtaj hakkını tartıştıran söylemlerin altına imzasını atanlara karşı verilen var olma mücadelesinden bağımsız değildir aksine bu mücadelenin bir parçasıdır. Bugün Kobaneli kadınların yanında olma tutumu Türkiye Kuzey Kürdistan kadınlarının var olma ya da yok olma arasındaki tercihlerinin belirleyeceği bir tutum ve ısrardır.
Demokratik Kadın Hareketi olarak Kobane’de savaşan kadınların gücünü ve kararlılığını selamlamakla birlikte yoldaşlarımızı Kobane sınırında nöbet bekleyen halkımızın yanında olmaya ve her alanda Kobane halkıyla dayanışma eylem ve etkinliklerinde aktif rol almaya çağırıyoruz.”