HABER MERKEZİ (08.09.2017)- Devrimcileri birleştirme iddialı bir söylemdir. İddialı olduğu kadar saygındır da. Birleştirmeyi beceren her kim olursa olsun, o iyi bir iş yapmış olacaktır. Devrimcilik, özellikle de komünistlik tabiatıyla iddialı olmayı gerektirir, iddialı olmayı anlatır. İddia sahibi olmayanların yaşamda da devrim tasavvurunda da kalıcı ve ciddi bir yeri olmaz. Elbette iddialı olmak veya iddiada bulunmak ayrı bir şey, bu iddiaya uygun hareket etmek ayrı bir şeydir. İddiacı olmak ise, başından çürük bir tarz, duruş ya da haldir.
Bizler devrim ve ilerisine yürüme konusunda iddia sahibiyiz. Bu iddiamızın gereklerini ne kadar yerine getirdiğimiz ya da getirebildiğimiz ayrı bir tartışmadır. Lakin, iddialı ve iddia sahibi olmadan gereklerini yerine getirmek de mümkün değildir. Kuşkusuz ki iddia sahiplerinin iddialarının arkasında durup iddialarına uygun davranması gerekmektedir. Bu, gerekli ve ideal olandır. Fakat iddialarının gereğini şu veya bu sebeple yerine getirerememe durumu ya da pratik yaşamda ve mücadelenin bütününde iddialarına uygun davranamama durumu, iddiaların terk edilmesini gerektirecek sağlam bir gerekçe değildir. Devrimi şimdi yapamıyorsan devrimciliği bırak denilemez, böyle davranılması beklenemez. İddialarımızın peşinde olup çabalamak tek doğru yoldur…
Devrimcileri-devrimci güçleri birleştirme iddiası saygın ve doğru bir yönelimdir. Sınıfın, halkın birleştirilmesi devrimcilerin birleştirilmesinde ifade bulur ya da mümkün olur. Bundan öncesi ise partide birliği korumaktır. Diğer birlikleri mümkün kılmanın temel taşı partide birliktir. Partide birlik sorunu mutlak birlik olmayıp, ayrılık ve kopmaları yadsıyan da değildir. Partide birlik mevcut parti zemininde birleşmiş olan ve birleşik olan yapının muhafaza edilmesi, parti çizgisi ve yöneliminin örgütsel mekanizmada korunarak varlığının sürdürülmesi demektir. Çelişkilerden muhaf olmayan partide mutlak ve sürekli bir birlik hayali gerçek dışıdır ve bu çelişki zemininde ayrılmaların, kopmaların vb vs olması partide birlik realitesine ters değildir, onu yadsıyan da değildir. Bunun gibi devrimcileri ya da devrimci güçleri birleştirmek de mutlak algılanamaz. Devrimci güçlerin esasta birleşmesi bu birliği ifade eder. Bazı güçlerin bu birlik dışında kalması devrimcilerin birliğini zayıflatır ama ortadan kaldırmaz.
Evet, devrimci güçlerin birliğini sağlama oldukça iddialı bir söylemdir. Mevcut durum ve şartlar dikkate alındığında, komünist ya da devrimci parti ve örgütlerden herhangi birinin bu birliği gerçekleştirecek örgütsel kapasite ve güçte olmadığı açıktır. Mücadelenin verili aşamasında yeni dengeler oluşarak bu düzey yakalanabilir. Şimdiki durumda diğer devrimci güçleri örgütsel durum ve yapısıyla çatısı altında birleştirme yeteneği taşıyan bir gücün olduğunu iddia etmek gerçekçi değildir. Buna karşın birleştirme iddiasından vazgeçilemez.
Bugün olumlu gelişmelerden söz etmek mümkün. Devrimci güçler birleşme eğilimi gösteriyor. En azından buna dönük iyi niyet ve yaklaşımların olduğunu söyleyebiliriz. Bu iyi gelişmedir. Bu olumlu iyi niyet veya yönelim umut verici ve sevindiricidir. Zira devrimci güçlerin birleşmesi devrim lehinedir, karşı-devrim aleyhinedir. Dahası bu birleşme eğilimi dar grupçu hastalıkların aşılması yönünde ileri atılmış bir adım ve gelişmedir. Ortaya çıkan bu olumlu zemin mutlaka değerlendirilmeli ve bu fırsat heba edilmemelidir. Düne kadar birbirine mesafeli olmayı yeğleyen ya da bunu sağlam ilkeli devrimcilik olarak algılayan devrimci yapıların önemli bir kısmı (partimiz de dâhil) bu darlığı-geriliği ve grupçu zemini esasta aşmış durumdadır. Devrimci güçler arası birlik önemsenmekte ve rağbet görmektedir. Bu hatalı değil, doğru ve değerlidir.
Partimize dönük devrimci güçlerden gelen olumlu mesajlar hem sevindiricidir hem de bu birleşmenin mümkün olduğuna işaret etmektedir. Partimiz iddiasının arkasındadır, iddialıdır ama iddiacı değildir. Birleşme her gücün kendi siyasal iradesi ve perspektifidir. Dolayısıyla birilerine mal edilemez. En önemlisi de bu birliği mümkün kılarak gündeme getiren bir yapının muazzam pratiği ve kanıtlanmış siyasi otoritesi değil, devrimdeki samimiyet, devrimci duruştaki ısrar ve kararlılık gibi değerlerdeki ortaklaşma, devrimci çizgi ve siyasetin benimsenerek devrim kaygısında ortaklaşma gerçeğidir. Bugün devrimci hareket dar grupçu ve küçük hesaplar peşinde koşan geriliği aşıp ideolojik-teorik farklılıkları es geçmeden devrimdeki samimiyeti esas alarak buna değer veren ve devrim için savaşmayı önemseyerek bu zeminde birleşmeyi ihtiyaç gören pozitif kulvardadır. Bu kulvar geliştirilmeli, birleşmenin olanaklı olduğu her düzeyde birleşme benimsenmelidir. Bu, devrimin ve halkın çıkarınadır. Parti-örgüt çıkarını halkın-devrimin çıkarları üstünde tutan anlayış elbette bunu kavrayamaz.
Her devrimci süreçte devrimci halk güçleriyle birleşebileceğimiz her noktada birleşmeyi, ortak mücadele süreçlerine girmeyi, güç birliği, ittifak ve eylem birliği yapmayı, ortak çalışmayı, birlikte savaşmayı ihmal etmeden pratikleştirmeyi sorumluluk sayıyoruz. Daha ileri birlikler için ideolojik-teorik sorunları, devrimci pratiğin ve örgütsel sorunların arkasına itmeden, genel siyasi çizgide esasta birlik normları bulunan bütün sosyalist güçlerle birleşmeyi savunuyoruz.
Devrim, devrimci güçlerin birleşmesinden geçer, ayrılıklarından, bölünmelerinden ve dar grupçu kavgalarından değil!