Bir soykırım fermanı Dersim!

‘’TC’’ devleti’nin aynı gerici tarihsel özden beslenen soykırımcı ve katliamcı geleneği bugün Erdoğan/AKP iktidarı eliyle Dersim’de yine hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bugünde Erdoğan/AKP iktidarı tüm kirli politikalarıyla ve zorbalıkla Dersim’i kuşatmaya alarak bastırmaya çalışmaktadır. Fakat faşist diktatörlüğün tüm çabaları geçmişte olduğu gibi bugünde Dersim halkının tarihsel direniş geleneğinin barikatıyla yenilgiye uğrayacaktır.

4 Mayıs Dersim soykırımında barbarca katledilenleri bir kez daha saygıyla anarken, vahşi soykırımı devrimci öfkemizle lanetliyoruz

 HABER MERKEZİ(04.05.2017)-Türk ulus devletini 1920’lerin başından beri inşa eden Kemalist faşist diktatörlük; kendi bünyesine yabancı ve engel gördüğü farklı etnik, inanç ve ulusları katliamlardan geçirerek iç etmek istedi. Osmanlının baskı ve zulüm politikalarını sürdüren bu diktatörlük, daha 1920’lerin başında önce Koçgiri, kısa bir süre sonra Piran bölgesinde Kürt-Zaza ve Alevi inancına sahip insanları katliamla asimile etmek istedi. Katliamdan geri kalanları “iskan ıslahat” programlarıyla terbiye etmek istedi. Koçgiri ve Piran (Şeyh Sait) katliamından sonra, faşist diktatörlük tarafından çıbanbaşı olarak görülen Dersim, her şeyi kendisine bağlayarak merkezileşen devlet için bir “sorun” olarak kabul edildi.

1938 Dersim soykırımı ve zorunlu iskan politikalarının, idari ve yasal dayanağının en önemlisi, Bakanlar Kurulu’nun “4 Mayıs 1937 Kararı”dır. Atatürk ve İnönü’nün de altında imzası olan kararın verildiği 4 Mayıs 1937 tarihi, Dersim soykırımının yasal bir dayanağa bağlandığı bir gündür. Bu karar sonrasında 1937 yılında sürdürülen katliam amacına ulaşınca İnönü tarafından aynı yıl sonlandırılmak istendi. Bununla yetinmeyen Atatürk, İnönü’yü istifaya zorlayarak, yerine Celal Bayar’ı başbakan yaptı. Seyit Rıza ve arkadaşlarının teslim alınıp, göstermelik bir yargılama sonucunda idam edilmesinden sonra asıl büyük katliam yapıldı. Halk savunmasızdı. Önderlik yapacak olan aşiret ileri gelenleri tutuklanmış ve katledilmişti. 1937 tarihli gazeteler, “Dersim’in her tarafına girildiğini”, “Direnişin bastırıldığını” yazmış, hatta İnönü mecliste, bu “zafer”e atfen bir kutlama yapmıştı.

Fakat bununla yetinmeyen devlet ekranı, “İsyan” yalanı uydurarak bahane yarattı. Celal Bayar başbakan, Fevzi Çakmak Genelkurmay başkanıydı. Atatürk’ün başını çektiği bu üçlü önderliğindeki Türk devleti, Dersim’e asıl kinini kustu. Ve 1938’de büyük bir katliam tertipledi. On binlerce mazlum Dersim köylüsü katledildi. Yaşlı, kadın, çocuk demeksizin bir soykırıma girişti.

Dersim’in Kürt-Zaza kimliğinin yanı sıra Alevi-Kızılbaş inancı ve geçmişten konfederatif bir özerk yapıya sahiplikten vazgeçmek istememesi devletin hedefi olması için sebep sayılmıştır.

‘’TC’’ devleti’nin aynı gerici tarihsel özden beslenen soykırımcı ve katliamcı geleneği bugün Erdoğan/AKP iktidarı eliyle Dersim’de yine hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bugünde Erdoğan/AKP iktidarı tüm kirli politikalarıyla ve zorbalıkla Dersim’i kuşatmaya alarak bastırmaya çalışmaktadır. Fakat faşist diktatörlüğün tüm çabaları geçmişte olduğu gibi bugünde Dersim halkının tarihsel direniş geleneğinin barikatıyla yenilgiye uğrayacaktır.

4 Mayıs Dersim soykırımında barbarca katledilenleri bir kez daha saygıyla anarken, vahşi soykırımı devrimci öfkemizle lanetliyoruz.

Önceki İçerikAvrupa’da kitlesel ve coşkulu 1 Mayıs!
Sonraki İçerikDHF; 80.Yılında Dersim Soykırımını Unutmadık!