Binlerce kişi Kaypakkaya’yı anma gecesinde buluştu

Avrupa’da geleneksel olarak her yıl düzenlenen Komünist önder İbrahim Kaypakkaya şahsında parti ve devrim şehitlerini anma etkinliği bu yılda kitlesel bir katılım ve devrimci coşkuyla gerçekleştirildi

KÖLN (15.05.2016) –  Her yıl geleneksel olarak Avrupa merkezli yapılan “İbrahim Kaypakkaya şahsında Parti ve Devrim Şehitlerini Anma Gecesi” bu yıl 14 Mayıs 2016 Cumartesi günü Köln’de gerçekleştirildi. Üç ay öncesinde Avrupa’nın birçok merkezinde eşgüdümlü olarak başlatılan çalışmalar neticesinde, binlerce kişi Köln’de bir araya gelerek Anma Gecesi’nde buluştu. Başta komünist önder İbrahim Kaypakkaya olmak üzere; Uluslararası Komünist Hareket, Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketi, Ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesi ve Maoist Komünist Partisi(MKP) önder kadro ve üyelerinin fotoğrafları, kavga ve mücadele şiarları yazılı pankartlarla donatılan Anma Gecesi’nde baştan sona büyük bir coşku hakimdi.

Gece programı, başta komünist önder İbrahim Kaypakkaya olmak üzere devrim, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde şehit düşenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Saygı duruşu sonrası sahneye ilk olarak Grup Munzur’un kuruluşundan bu yana emeği geçen sanatçılar çıkarak, 18 Mayıs Marşı’nı seslendirdiler.

 Demirtaş: Direniş odakları kendisini doğru örgütlemişse, ona vurmak onu zayıflatmaz, güçlendirir

 Hep birlikte söylenen marş sonrası, HDP eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, büyük bir coşku ve sloganlar eşliğinde sahneye çıktı. “Kürdistan Faşizme Mezar Olacak” sloganları eşliğinde sahneye çıkan Demirtaş, Kaypakkaya şahsında yapılan anma etkinliğine katıldığı için büyük bir onur duyduğunu ifade ederek konuşmasına başladı. Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki güncel-siyasal gelişmelere vurgu yapan Demirtaş, Avrupa’da yaşayan göçmenlerin, ülkedeki gelişmeleri yakınen takip ettiğini ve dayanışma içerisinde bulunduğunu ifade ederek teşekkürlerini sundu. Demirtaş, bütün ezilen, sömürülen, yok sayılanların mücadelesinin geldiği aşamayı, HDP’nin bu mücadele içerisindeki rolüne ve HDP içerisindeki farklı fikir ve temsiliyetlerin kendi bulunduğu alanlarda şimdiye değin ödedikleri bedelleri hatırlatarak bütün bu siyasi geleneklerin bugün HDP ile iktidara yürümesi gerektiğini vurguladı. Devrimci güçlerin karlıa kaplı yolları açma misyonunda olduğunu, bu yol açıldıktan sonra ise bu yolu büyütecek demokratik güçlerin ve demokratik halk iktidarı yürüyüşünün olmazsa olmaz olduğunu vurgulayan Demirtaş, bugün bu misyonu HDP’nin yüklenmek istediğini ifade etti. Sorunumuzun sadece Erdoğan ya da AKP olmadığını, sistem sorunu olduğunu ve HDP’nin sorunlara bu perspektif ile yaklaştığını ifade eden Demirtaş, Erdoğan’ın oynadığı role de değinerek mücadele vurgusu yaptı. Erdoğan’ın ülkenin değil kendi çıkarlarını düşündüğünü ve ülke halkına herhangi bir faydasının olmadığını ifade eden Demirtaş, Erdoğan’ın istediği gerici iktidarı kuramamasının sebebinin ise ülkedeki devrimci mücadele olduğunu söyledi. Erdoğan’ın öykündüğü Hitler’le beraber benzer birçok kişinin emperyalizmin taşeronluğunu yaptığını ama hiçbirisinin kalıcı olmadığı, olamayacağını ifade etti. Bunun sebebinin toplumun gelişmesi, ilerlemesi için herhangi bir fikir ve icraatlarının olmamasından kaynaklandığını ifade eden Demirtaş, Erdoğan’ın en paniklediği, en korktuğu dönemi yaşadığını vurguladı. Yoldaşlık, kardeşlik hukukuna dayalı bir mücadele geleneği değil; kendi arkadaşlarının üzerine basa basa bugünlere gelen Erdoğan’ın başarı şansının olmadığını söyledi. Direniş odakları kendisini doğru örgütlemişse, ona vurmak onu zayıflatmaz, güçlendirir.Sur, Cizre, Nusaybinde yaşananlar, Erdoğan’ın kafasında tasarladığı şiddetin küçük bir bölümüdür. Ona kalsa uçaklarla bütün Kürdistanı yok etmek ister. Bu duruma karşı durmak için birleşik mücadele büyük önemdedir. HDP bu duruma adaydır. Sel aniden ortaya çıkar ve insanın yaptığı hiçbir şey seli durduramaz. Türkiye bir sel ile karşı karşıya. Fakat bu sel kökleri derinde olan, çınarları, ağaçları görmemizi engelleyebilir fakat sel durduğunda bu durumu daha net göreceğiz.

 Demirtaş: Ülkemizdeki birçok sorunu özellikle ulus, inanç vb. sorunlarını çözmek istiyorsak İbrahim’e bakalım yeter

 Biz bu direnişi kitaplardan okumadık, HDP kuruluşu ile de öğrenmedik, devrimci gelenekten, Kaypakkaya’dan öğrendik. İmkan ve olanakların son derece kısıtlı olduğu, kemalizmin solu teslim aldığı bir dönemde bu kadar genç bir devrimcinin bu kadar tarihsel tespitler yapması oldukça önemlidir. Devrimci bir yürek devrimci bir beyin ister. Bugün dahi bazı kendine sol diyenler, Kaypakkaya’nın 1970’lerde söylediği çizgiyi dahi yakalamaktan uzaklar. Ülkemizdeki birçok sorun özellikle ulus, inanç vb. sorunları çözmek istiyorsak İbrahim’e bakalım yeter. Bazı şeyleri sadece söylemek sizi iyi bir entelektüel yapabilir ama iyi bir devrimci yapmaz. Bazen gücünüz doğru fikirleri hayata geçirmenize mani olabilir ama bu fikirlerinizin yanlış olduğu anlamına gelmez. 1970lerin devrmci önderleri bu minvalde bir tohum attılar toprağa. Bugün imkan ve olanaklarımız, direniş araçlarımız çok boyutlu ama o zamanlar fikirleriniz ve bedeniniz dışında bir silah yoktu ve Kaypakkaya bunun ispatıdır. Teori ve pratiğin uyumuna da güzel bir örnektir. Devrimci, günü değil yarını kurtarandır. Birleşik devrimci mücadelenin Avrupa’da da yaşamsallaştırılması gerekiyor. Yapılan bütün saldırılar bizi güçlendiriyor, çünkü sırtımızı halka, köklerimize dayıyoruz.

Konuşması sık sık slogan ve zılgıtlarla kesilen Demirtaş, devrimci dayanışma duygularını paylaşarak konuşmasını sonlandırdı.

 Selahattin Demirtaş’ın konuşması sonrası Seranat Ezgican sahne alarak, ezgilerini kitle ile paylaştı. Türkçe, Kürtçe, Ermenice,Almanca ve İtalyanca ezgiler seslendiren Serenat Ezgican’dan sonra çalışmalarını Ludwisburg’da sürdüren Kardelen Halk Oyunları Ekibi sahne alarak bir gösteri sundu.

Gerger: Şimdi Yeni’ye Gidişin Sancıları Yaşanmaktadır

 Yoğun ve coşkulu programıyla devam eden gecede konuşmacılardan Haluk Gerger söz alarak son süreçte yaşanan gelişmeler doğrultusunda düşüncelerini kitle ile paylaştı.Yapılan konuşmada “İbrahim Kaypakkaya şahsında bütün devrim şehitlerini anıyorum. Bir geçiş döneminde yaşıyoruz. Bütün geçiş süreçlerinde olduğu gibi, onun sancı ve kafa karışıklıklarını yaşıyoruz. Benim de kafam karışık, yüzbinlerin, milyonların kafası karışık.  Bu kafa karışıklığına son verecek olan bir güç var. Teorisiyle, geçmişiyle, deneyimleri ve mirasıyla ancak devrimci-komünistlerin öncülüğünde bir aydınlık olabilir, bu kafa karışıklığına bir son verilebilir. Şunu kabul etmek lazım. Eskisi öldü. Çözemediği sorunların, kendi zulmünün ağırlığı altında çürüdü ve çöktü. Şimdi yenisine gidişin sancılarını yaşamaktayız. Nereye gittiğimizi görmek, bizi ne bekliyoru iyi kavramak lazım ki buna son vermede ilk adımımızı atalım.(…)Davutoğlu biatla geldi biatla gitti. Biat kültürü bütün toplum üzerinde hakim kılınmaya çalışılıyor. Tek adam diktatörlüğü ki bunun adı faşizmdir. Bunun adını koymak lazım. Bu tek adam diktatoryası değil faşizmdir. Bunun büyük adı ise Osmanlı Türk-islam sevdası, bunun resmi ideolojisi ise, biz hep kemalizm olarak bildik, Kemalizm baskın ideolojilerden biriydi. Biz resmi ideolojiyi kemalizmle özdeşleştirdiğimiz için şimdi söylenenleri kemalizm olarak değerlendiriyoruz ama ondan koparak da resmi ideoloji savunulur(…)

Ne yapmamız lazım, üçlü bir mücadele örneğim var; burada devrimci komünistlerin önemi ortaya çıkıyor. Üç düzlemde mücadele yürütülmeli; birincisi Halk cephesi. Madem faşizm geliyor faşizme karşı cephe kurmak lazım, anti-faşist mücadele. Bu doğrudur ama aynı zamanda büyük riskler içerir. Kuyrukçuluk içerir, tasfiyeye götürür. İkincisi Kürt sorunu ekseninde Kürdistan halkının kendi devletini kurma hakkı da dahil olmak üzere milli meselede büyük bir demokratikleşme meselesi.”diyerek konuşmasını sürdürdü.

Haluk Gerger’den sonra çalışmalarını YÇKM bünyesinde sürdüren Grup Alamor sahne alarak, kadın dilinden ezgileri kitle ile paylaştı. Grup Alamor’dan sonra KCK yöneticilerinden Duran Kalkan’ın geceye gönderdiği görüntülü mesaj izlendi.Dayanışma mesajının ardından konuşmasını yapmak üzere Sınıf Teorisi adına Kazım Cihan sahneye çıktı.18 Mayıs’ın anlam ve önemine değinilen konuşmada Türkiye-Kuzey Kürdistan ve Ortadoğu coğrafyasında yaşanan önemli siyasal-güncel gelişmelere vurgu yapılarak,bu minvalde Sosyalist Halk Savaşı stratejisinin öneminin altı çizilerek ve yine faşizme karşı birleşik mücadelede anlam taşıyan Halkların Birleşik Devrim Hareketi selamlanarak konuşma sonlandırıldı.

Geceye dayanışma mesajlarını gönderen kurum ve kişilerden  TKP/ML, MLKP, MLPD, TKİP, TKEP-Leninist, TİKB, Jugendwiederstand, Erdal Ataş’ın mesajlarına yer verilerek programa devam edildi. 

Ardından salonda coşkunun artmasına vesile olan başta Maoist kadınlar olmak üzere, gerilla alanlarından Maoist gerillaların görüntülü mesajları yayınlandı. Yayınlanan sinevizyon gösterisi sonrası büyük bir coşku eşliğinde dünden bugüne emek veren üyeleriyle beraber Grup Munzur sahne aldı.

Kaypakkaya’yı anma gecesi Ahmet Aslan ve Kemal Dinç’in sahne alması sonrası slogan ve zılgıtlarla sona erdi.

 

 

 

 

 

 

 

Önceki İçerikGrup Munzur’dan yeni albüm
Sonraki İçerikSarıgazi’de Kaypakkaya anmasına polis saldırısı / Foto-Haber